Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Havalimanında karşılaştığım can kardeşimin sözlerindeki tesir, mukaddes toprakları ziyaretim boyunca beni terk etmedi. Hiç merak etme kardeşim, bu muhabbet olduğu müddetçe Allah daima rahmetini indirecek, bize zillet yaşatmayacaktır

        BUNDAN birkaç hafta evvel mukaddes topraklara ziyaret için yola çıktık. Hemen öyle zihninizde deve kervanları, tarlalar, toprak yollar canlanmasın. “Bismillah” dedik, dualarla ve o manevi yolculuğun heyecanıyla havalimanına doğru yola koyulduk. “Kim bilir o mübarek beldelerde bizi farklı ve güzel nice tecelliler bekliyordur” ümidiyle havalimanına geldik.

        Rahmetli mürşidimin bazı hoşuma giden âdetleri vardı. Mesela bir yere misafirliğe gideceği vakit ziyaret edeceği evin civarındaki bir esnaftan yahut orada bulunan herhangi bir ticarethaneden alışveriş yapardı ve bize derdi ki: “Oğlum bak biz buralara geldik. Şimdi falanca kişiyi ziyaret edeceğiz. Bu gelişimiz etraftaki insanlara da rahmet ve bereket olsun. Hem buradaki esnaf kazansın, hem de bu bereket burada oturan kardeşimize de manevi olarak ulaşsın.”

        Bu davranış çok hoşuma giderdi. Aynı bunun gibi, yola çıkacağı vakit ya uğurlamaya gelenlere veya aracına binmezden önce orada hizmet eden, bulunan kimselere bereket parası belki de sadaka kabilinden üçe beşe bakmadan para çıkartırdı. Ben de kendimce bunu âdet edinmişimdir. Yolculuğa çıkacağım vakit yahut maaşımı aldığımda; bir esnafı, taksiciyi, hem sevindirmek hem de bu güzelliği paylaşmak adına hocamdan gördüğüm şekil üzere bir şeyler yapmaya çalışmışımdır.

        Sözü uzatmayayım. Havalimanında valizlerimizi indirdiğimizde gözüm orada eşyaları taşıma işiyle uğraşan bir arkadaşa ilişti. İşaret ettim, hemen geldi. Sağolsun beni televizyondan tanırmış. Şevkle, iştiyakla bavulları koydu. Check-in işlemlerini yapmak üzere görevliye valizleri teslim ederken arkadaşa bir şeyler vermek istedim ve hayatım boyunca unutamayacağım şu konuşma aramızda geçti...

        MUHABBET OLDUĞU MÜDDETÇE ALLAH DAİMA RAHMETİNİ İNDİRECEKTİR

        “Hocam Allah rızası için yapmayın, para falan istemiyorum” deyince “Olur mu yahu! Ben bavulları kendim taşıyabilirdim, duanı almak ve hizmetinin karşılığında bir şey verebilmek için seni çağırdım” dedim.

        Adam gayet samimi bir yüz ifadesiyle, “Hocam ben de senin gözünün içine bakıyordum. ‘Şu Fatih Hoca’ya gitsem, kabul etse yardım etsem de bu vesileyle dua alsam’ diye düşünerek hemen yanına koştum. Sen bize dua et yeter hocam” dedi. Bunun üzerine “Yahu dua ederiz, senin duan da makbul, hepimiz dua ediyoruz ama senin derdin ne, hususi bir dua mı istiyorsun? Onu öğreneyim” deyince bakın o zat bana ne dedi...

        “Hocam kendim için istemiyorum. Biliyorsunuz Mehmetçiğimiz sınır ötesi operasyon hazırlığında, yavrularımız cephede, düşman üzerine, vatanımızın birliğine, huzuruna kastedenlerin ensesine binmek üzereler. Ne olur bak bu mübarek yerlere gidiyorsun, şu Mehmetçiğimize gönülden, bol bol bir dua ediver de Allah evlatlarımızı kahpelerin, çapulcuların serseri kurşunlarından ve zararlarından muhafaza etsin.”

        Öylece dondum kaldım. Adamın gözleri yaşla dolmuş, ha ağladı ağlayacak. Bu nasıl bir muhabbet, bu nasıl bir vicdan, bu ne büyük bir iman...

        Sen havalimanına gideceksin, orada ekmek parasını kazanmak için eşyaları taşıyan bir adamla karşılaşacaksın, adam ne kendisi ne ailesi için değil bu milletin imanlı askeri Mehmetçiği için karşılık olarak sadece senden dua isteyecek. Vay be! Bin kere helal olsun.

        Mukaddes topraklara yolculuk daha İstanbul’dayken belki de ilk bereketini peşin peşin göstermişti bizlere. Kâbe-i Muazzama’nın örtüsünü tutsam, Hacer’ül Esved’i öpsem, Ravza-i Mutahhara’da cennet bahçesi denilen yerde secdelere kapansam herhalde ancak bu kadar manevi haz duyabilirdim.

        Samimi söylüyorum o can kardeşimin, bu vatanın tertemiz evladı olan o kimsenin bu sözlerindeki tesir tüm ziyaretim boyunca hiç beni terk etmedi. Ve tabii şunları düşündüm. Şu durumdaki bir insanımız bile bu kadar gönülden muhabbetle bu vatana, Mehmetçiğe bağlı ise elbet bu milleti Allah (CC) payidar edecektir, asla mahrum, ümitsiz ve mağlup bir vaziyeti yaşatmayacaktır.

        İşin bir başka güzel tarafıysa bu sözlerin sadece ikimizin arasında cereyan etmesiydi. Etrafta alkışlayan bir topluluk, fotoğraf yahut video çekmeye çalışan medyası, şusu busu da yoktu. Bizi insan görmüş, gönlünde bir yer ayırmış ve içindeki duyguları o samimiyet ve emniyetle söyleyivermişti.

        Hiç merak etme kardeşim, işte bu muhabbet olduğu müddetçe Allah daima rahmetini, bereketini indirecek, bize zillet yaşatmayacaktır.

        BİRBİRİYLE DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLAN İNSANLARI KİM PARÇALAYABİLİR!

        Madem rahmetli hocamdan söz açıldı, şunu da ilave edeyim. Kendisi birlik ve beraberlik için bazı misaller verir ve hep kalplerin birleşmesi, beraber olma şuurunu bize işlerdi. Bir keresinde de şöyle demişti:

        “Eski tecrübeli insanlar anlatırlar, kurtlar sürüyle avlanırlarmış, kafalarına da bir av koydukları vakit ne yapar eder avlarını elde ederlermiş. Affedersiniz sığır, öküz gibi hayvanlar böyle bir kurt sürüsüne asla mukavemet edemediklerinden muhakkak bu kurt sürüsüne yem olurlarmış, fakat iki sığır arka arkaya verdiklerinde yani bir nevi sırt sırta birbirlerine destek olup da yanaştıklarında hiçbir zaman kurt sürüsü onları avlamaya muvaffak olamazmış.”

        İşte bakın görün. Kurtların adeta hazır yiyeceği gibi olan savunmasız sığırlar bile bir olduklarında bu sürüye meydan okuyabiliyorlar. Ya birbiriyle dayanışma içerisinde olan insanları ve toplumu kim parçalayıp lokma haline getirebilir ki!

        Bunlar size fazla hikâye gibi geldiyse Efendimiz’in (SAS) mealen aktaracağımız şu hadisiyle sizi baş başa bırakayım:

        “Cemaat (yani Hakk için birlik ve beraber olmak) rahmettir. Ayrılık ise (parçalanmak, fitne çıkarmak) ateş, cehennem, azap huzur ve saadetten mahrum olmaktır.”

        Birlik ve beraberliğimize gönlüyle, diliyle, eliyle, hal ve hareketiyle gayret eden herkese selam ve dua olsun. Vesselam.

        Diğer Yazılar