Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yedi yaşında, matematik bilgisiyle herkesi şaşkına çeviren bir kız çocuğunun öyküsünü anlatan “Deha” (Gifted), çocuk yetiştirmekle ilgili önyargıları ve çelişkileri sorguluyor. Başrolde ‘Kaptan Amerika’ olarak tanıdığımız Chris Evans var

        Zeki çocuklar bütün ebeveynlerin hayali... Ama çocuk süper zeki olmanın ötesinde dâhilik mertebesine yakınsa işler tahmin edilenden daha zor olabilir. Daha önce “Little Man Tate” (1991) ve “Searching for Bobby Fischer” (1993) filmlerinde de gördüğümüz gibi, deha yetiştirmek kolay değil. Öte yandan, dünyanın en parlak matematikçisi bile olsalar sonuçta onlar çocuk... Senaryosunu Tom Flynn’in yazdığı “Deha”nın önceki iki filmden farkı, Mary’nin dâhi bir aileden geliyor olması...

        İKİ GÖRÜŞÜN ÇATIŞMASI

        “Little Man Tate” ve “Masum Hamleler”deki ebeveynler, dâhi yetiştirme konusunda tecrübesizdiler. “Deha” ise geçmiş deneyimlerin ışığında şekillenen iki farklı görüşün çatışmasını anlatıyor. Anneanne Evelyn (Lindsay Duncan), 7 yaşındaki Mary’nin en iyi eğitimi alarak bir dâhi gibi yetiştirilmesini istiyor. Dayısı Frank (Chris Evans) ise Mary’nin her şeyden önce çocukluğunu yaşaması gerektiğini düşünerek normal bir okula devam etmesi konusunda ısrar edince, olay velayet davası olarak mahkemeye intikal ediyor...

        DÂHİ ANNENİN DâHİ KIZI

        Aslında en başından itibaren Mary için neyin doğru olduğunu hissediyoruz. Ama bu, filmin seyir keyfini düşürmüyor. Çünkü “Deha” sadece Mary’nin nasıl bir eğitim görmesi gerektiğiyle ilgilenmiyor. Hikâye, bir ailenin geçmişindeki eski hesaplara doğru açılıyor. Senaryonun iyi yanı, bunu tek bir geçmişe dönüş sahnesi olmadan yapabilmesi. Üstelik filmin anahtar karakteri, Mary’nin sadece fotoğraflarını gördüğümüz annesi... O, matematikte zirveye çok yakınken intihar etmeyi tercih etmiş bir dâhi.

        SEYİRCİNİN ÇELİŞKİSİ

        Evelyn’in hastalıklı bulduğumuz ihtirasına karşı kendimizi Frank’in yanında hissetsek de, 7 yaşında yüksek matematik problemleriyle uğraşan bir çocuğun normal eğitim alması gerektiği fikrine pek ikna olamıyoruz. Senaryonun püf noktası bu çelişki zaten... Üniversitedeki akademik kariyerini bırakıp tekne tamircisi olarak mütevazı bir hayat sürdüren Frank’in sevgi konusunda iyi olduğu kesin. Peki ya, Mary’nin geleceği? Aslında sadece dâhi çocuklar üzerine bir öykü değil bu. Film biraz da seyircinin çelişkileri üzerinden ilerliyor. Gerçekten çocuklar için öncelikle ne istiyoruz? Mutlu bir çocukluk ve gençlik geçirmelerini mi, yoksa gelecekte başarılı olmalarını mı? Bütün aileler ikisini birden istiyor. Ama içinde yaşadığımız rekabetçi düzende ne yazık ki ikisi birden gerçekleşmiyor...

        MÜTEVAZI AMA TATMİN EDİCİ

        “Deha” sadece bunları akla getirdiği için değil, inandırıcı ve inatçı karakterleri nedeniyle de ilgiye değer bir film. Filmin sorunu, yeni bir şey söyleme konusundaki iddiasızlığı ve finalin tahmin edilebilir oluşu... Mary’nin matematik tutkusuyla dayısı arasında kalması ve Evelyn’in marazî ihtirası akılda kalıcı. Ama Chris Evans’ın dengeli oyunculuğuna rağmen Frank karakterinin çok iyi yazılmış bir karakter olduğunu düşünmüyorum. “Birdman”den sonra yeniden sert ve aksi kadında izlediğimiz Lindsay Duncan başarılı ama asıl sürpriz Mary’de şaşırtıcı bir performans çıkaran 2006 doğumlu Mckenna Grace... “Aşkın (500) Günü” (2009) ve “İnanılmaz Örümcek Adam” serisinden tanıdığımız yönetmen Marc Webb’in de mütevazı ama tatmin edici bir iş çıkardığını belirtelim.

        Filmin notu: 6.5

        Diğer Yazılar