Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz yıl Berlin Film Festivali’nde yarışan Çin filmi “İyi Günler” (Hao ji le), bir çanta dolusu para peşinde koşan insanların hikâyesini anlatan sıra dışı bir animasyon

        PARA dolusu bir çanta ve onu ele geçirmeye çalışanlar... Kuşkusuz, sinema için yeni bir konu değil ama “İyi Günler”in her zaman karşınıza çıkacak tarzda bir film olduğu söylenemez. Yegâne orijinal yanı, tanıdık bir suç hikâyesini animasyon formatıyla anlatması değil. O hikâyeye kendine özgü bir ruh vermesi... O ruhu tarif etmek için aklıma gelen ilk kelimeler, iç sıkıntısı, kasvet ve umutsuzluk olur herhalde.

        ANA KARAKTERSİZ BİR FİLM

        Senaryoyu da yazan yönetmen Liu Jian daha ilk karelerden bir taşra sıkıntısını hissettirmeye başlıyor. Mekânlar şık ya da canlı olmaktan çok uzak. İnsanlar düşünceli ve bitkin görünüyorlar. Sokaklar, caddeler ve dükkânlara bir yorgunluk sinmiş sanki... Hareketsizliğin filme hâkim olduğu bir anda Xiao Zhang, bıçağını arkadaşının boynuna dayıyor ve patronuna ait para dolu çantayı alıp kaçıyor...

        Xiao Zhang, donuk biri. Parayı çaldıktan sonra iyi bir planı olmadığı da açık. Biraz da beceriksiz ama yine de filmin en cesur adamı, çünkü kız arkadaşına yardım etmek için patronuna meydan okumayı göze alıyor. Üstelik bir sahnede, hayattaki en önemli amacının “Baba” filmindeki tetikçiler gibi havalı biri olmak istediğini de öğreniyoruz. Sevgi için hayallerinden dahi vazgeçen biri olarak filmin en özverili karakteri. Ancak filmin ana karakteri olduğu söylenemez çünkü ana karaktersiz bir film bu...

        Hikâyenin merkezinde bir grup insanın parayı elde etme arzusu var.

        O arzu olmasa, filmde belki hiç enerji göremeyeceğiz. Zhang’ın patronunun ortaya çıkmasıyla birlikte açgözlülüğün ve iktidar tutkusunun negatif enerjisi filmi sarmaya başlıyor.

        ESKİ USUL ÇİZİM TEKNİĞİ

        Son dönemde Rus filmlerini olduğu gibi Çin filmlerini de ülkelerin tarihinden bağımsız değerlendirmek zor. Liu Jian’ın asıl amacı da komünizmden kapitalizme makas kırmış bir toplumda insanların “kara para”yla olan tutkulu ilişkilerini göstermek sanki...

        İnsanlar sınıf atlamanın ötesinde çocuğunu yurtdışında okutmak ya da birkaç yakının yüzünü güldürmek gibi hedeflerin peşinde...

        “Bir avuç yuan” için herkes her şeyi göze alabiliyor... Paralardaki Mao resimlerine yapılan ısrarlı vurguyu da ihmal etmeyelim. Filmdeki o karamsar ironiyi Çin toplumunun yaşadığı değişime bağlamanın çok da uçuk bir yorum olmayacağını düşünüyorum. Çünkü modern sanayi toplumu beraberinde sadece refahı değil, mafyalaşmayı ve suçun karanlığını da getiriyor.

        İronisi ve yalınlığıyla Jim Jarmusch’u, karakterleri bir araya getiren rastlantıları ve bagaja adam atma gibi bazı ayrıntılarıyla da Tarantino’yu hatırlatan “İyi Günler” in eski usul çizim tekniğini sevdim. Ancak böylesi bir hikâye için animasyonun doğru format olduğundan emin değilim. Karakterlerin bu kadar önemli olduğu bir filmde insan hikâyenin ruhuna nüfuz edebilmek için ister istemez oyunculuk sanatını arıyor. Sadece ses değil, görüntü olarak da...

        Daha çok eleştirmen ve sinefillere hitap ettiğini düşündüğüm “İyi Günler”, sürükleyici olmaktan uzak, ağır tempolu bir film. Yetişkin animasyonu türünde değişik ve orijinal denemelere açık olanlara öneririm.

        Filmin Notu: 6.5

        Diğer Yazılar