Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Biz aşkı, vatan için canını verenlerden öğrendik” diyor “Zeytin Dalı” operasyonunun ilk şehidi Musa Özalkan... Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın operasyonun başladığını ilan ettikten sonra şehadet şerbetini içen ilk kahraman.

        “Yunus’un Rabbi’ne olan aşkını bilmeyen, vatan aşkını ne bilir? Rabbe olan aşkımızdan biz vatan için ŞEHADETE erenlere ŞEHİT deriz... Sanırsınız “Vatan Şairi” Namık Kemal’in satırları, sanki İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un mısraları... Bitmedi, bir de vasiyeti var bu Anadolu’nun yürekli, mert, cömert, fedakâr gencin.

        “Vasiyetimdir, şehit olursam, devletin bana vereceği paradan, Kurt-ar Derneği aracılığı ile Telafer’deki Türkmen Bala’lar için, anaokulu-kreş veya kültür merkezi yaptırılması ve ismimin konulması...” Geride kalan ailesi, 3 aylık kızı, dünyalıkları, hepsini feda ederek gidiyor.

        İnanılmaz satırlar, muhteşem ifadeler, ders veren yürekler... Tek başına bir milleti özetliyor, fedakârlığın, vedanın, fedanın ne olduğunu gösteriyor... Müthiş bir cüret, muhteşem bir yürek...

        Başka bir asker, Samsunlu Mehmet Kuzu tankın üzerinden haykırıyor, “Kızılelma’ya gidiyoruz, bizi beklemesinler” diyor... Düğüne gidiyor aslanım.

        15 Temmuz’da şaha kalkan kahramanlar... Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda sporcuların, kulüplerin, futbolcuların, okullu öğrencilerin, bayrağa rengini verdiği şanlı tarihten sonra, yenileri, yeni sayfalar açıyor...

        MİLLİ EĞİTİM’E ÇAĞRIMIZ

        Çocuklarımızı yarınlara daha iyi bir bilgi ile hazırlamak için çırpınan Milli Eğitim Bakanlığımız sınavsız sistem, müfredat ve doğruyu, en doğruyu bulma yolunda sürekli arayış içindeyken alın size bir müfredat konusu daha...

        Musa Özalkan’ın, aşk, vatan ve şehitlik tasavvuru, bir şehidin not defterinden, bütün ülke gençliğine sunulsun, çocuklara okutulsun...

        ‘Az’a kanaat getiren, gözü tok bir Anadolu insanının şehit olursa alacağı payı, ihtiyaç sahipleri, özellikle de çocukların eğitimine tahsis edişi, kendi ihtiyaçlarından, 3 aylık bir çocuğunun rızkından feragat edişinin destansı hikâyesi var burada... Baştan sona ibretlik dersler var...

        GENÇLİK VE SPOR BAKANLI’NA DÜŞEN...

        Gençlik ve Spor Bakanlığımızın iki temel görev alanı var... Biri gençliğimizi geleceğe hazırlamak, diğeri, halkımızı spora teşvik edip sağlıklı nesiller yetiştirmeyi sağlamak ve sporda en başarılı ülkeler arasına girmemizi temin etmek. Bakanlığımızın ve belediyelerimizin, Türkiye’nin her tarafında, il ve ilçelerde gençlik merkezleri var... Son model binalar, modern teçhizat, çok amaçlı salonlar, her türlü sanatın eğitiminin verildiği, sportif reflekslerin geliştirildiği, gençlere proje yapma becerisinin kazandırıldığı mekanlar... Bu şefkatli yuvalara, bunlarla ruh katmak gerekiyor...

        BU GENÇLİĞE GÜVENELİM

        Agresif diye kızarız, aykırı hareketleri yüzünden kınarız, zararlı alışkanlıklarını yadırgarız, ancak artıları o kadar çoktur ki, bu gençlikle her zaman gurur duyarız... Kimsenin kuşkusu olmasın ki bu gençlik, her türlü şer operasyonuna karşı bu vatanı böldürmeyecek. Bu gençlik bilimde, sanatta bu ülkeye büyük prestij kazandıracak. Bu gençlik, ülkeyi kalkındıracak... Bu gençlik, sporda Türk bayrağını en yükseklerde dalgalandıracak...

        Yeter ki bu gençliğe güvenelim, sivriliklerine katlanalım, sadece zor günlerde değil, normal hayatta da değer verelim, kendini ifade imkânı sunalım, kabiliyetlerini göstermesine yardımcı olalım... Bu gençlik, başka gençlik çünkü...

        Diğer Yazılar