Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fikret Orman’la maç öncesi sohbet ediyorduk. Biliç’li dönemde Liverpool’u eleyip bir sonraki turda kaybeden Beşiktaş için “O takım Brugge’e elenecek takım mıydı?” diye sordu. Haklıydı. Ben de cevaben “O sezon Dnipro’nun yerine finalde Beşiktaş olmalıydı” dedim. Peki ya bu Beşiktaş? Kiev’den 6 yiyecek takım mıydı, dün Lyon’a yenilecek takım mıydı? İkisinin cevabı da hayır. Kiev’de hakem skandalı yaşandı, Lyon’da defans ve Fabri faciası... Fabri’ye laf eden adam çarpılır da yaptığı da akıllara zarar. Bunu nasıl izah edecek, merak ediyorum. Futbolun istediğiniz kadar doğrularını sahaya yansıtmaya çalışın. Bir anlık gaflet nelere mal oluyor dün gece gördük.

        Oysa ki ne de güzel gidiyordu işler. İlk 45 dakikada ne oynadığını bilen, işini savsaklamayan, inançlı bir oyuncu grubu vardı. Lyon için “Kendi evinde leblebi gol atıyor” diyorlardı da, o leblebi gibi golleri hem de Marcelo ile neredeyse Beşiktaş atacaktı. “Bu Lyon, Beşiktaş’a rakip olamaz” derken ikinci yarıda bir de baktık ki her şey tam tersine dönüvermiş! O kadar tezat iki 45 dakika ki, doğru ve zamanında yapılan oyuncu değişikliklerine rağmen işler yine de sarpa sardı. Bu kadar üst seviyede bu kadar ucuz hatalar olmaz. Olursa da karşılığı bu olur. Bu kadar defansif hataya, tek bir pozisyona bile giremeyen Cenk’e, Oğuzhan’ın tutuk futboluna, ikinci yarıda rakibin futbolunu seyreden bu takım için yine de iyi bir skor.

        Bir maç bir rakibe altın tepside ancak bu kadar sunulur. 50. dakikadan itibaren bir gariplik bürüdü Beşiktaş’ı. Daha öncesinde ürktüğümüz anlar, baskı yediğimiz anlar olmadı mı? Oldu da son anlarda yaşananlar gibi değil. Bir anlamsız tutukluk, Beşiktaş’a kendi oyununu oynamayı unutturdu, rakibine fırsatlar doğurdu.

        Maçtan önce soranlara “2-1 kaybetsek bile bize yeter” demiştim. Aynı görüşteyim. Bu Beşiktaş bu Lyon’u eler de yeter ki paniklemesin. Tabii rövanşta Marcelo da yok. Defans göbeği Mitrovic-Tosic’e emanet. İkisi de canlı bomba ama herhalde bu maçın altından da kalkarlar.

        Biraz da maçın önüne geçen olaylardan bahsedelim, çuvaldızı kendimize batıralım. Bu Beşiktaş taraftarı bu kulübün başına iş açacak. Önce Kiev, dün Lyon. Rakipleri değil belki ama taraftarın taşkınlıkları belki de tarihinin en ışıltılı yıllarını geçirecek bu kadronun önünü kesecek. Avrupa’nın bize hiç de sempatik bakmadığı malum. Adamlar bizi dışlamak için fırsat ararken bu fırsatı onlara sunmamak lazım. Binlerce Beşiktaş taraftarının stada ulaşmaması için ellerinden geleni yaptılar. Yönetim bile stada son anda girdi. Sonrası da malum saha olayları. Nerede güvenlik? Beşiktaş taraftarı yanlış yapmış da o stattaki herkesine güvenliği Lyon Kulübü’ne emanet. Bu olaylar Vodafone Arena’da olsaydı Fransızlar sahaya çıkmazdı. Ayrımcılık bunlarda, yaygara bunlarda... Ama maalesef lobileri güçlü. Bunlara fırsat vermemek bizim elimizde.

        Diğer Yazılar