Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Lyon deplasmanındayız. 13 Nisan.. Maç sabahı.. Bir kafede otururken Fikret Orman ile karşılaştık, sohbet ettik. Sağ olsun o gün anlattıklarının belli kısmını bir ay sonrasında çeşitli basın yayın organlarında kendisi gündeme getirmiş olsa da bana “Bu konuşma dostça yapılmış bir sohbet” dediği için yazmadım tabii.. Ama bugün yazmamda sakınca yok sanırım.. O güne dönersek..

        Başkan beni görür görmez, “Dürüstçe söyle. 2012’de göreve geldiğimizde bize kaç sene ömür biçtin?” diye tüm samimiyetiyle sordu.

        Ben de “Kesinlikle ömür biçmedim ama bu kadar kısa süre içinde bunca işi başarmanızı da beklemiyordum elbette” dedim.. “Eminim ki siz de bu kadarını tahmin etmemişsinizdir” diye de ekledim.

        Başkan ısrarla karşı çıktı ve devam etti:

        “Bu takım Brugges’e elenecek takım mı? Biz eğer Liverpool’a elenseydik o sene de şampiyonduk. Bu işin en önemli tarafı hoca. Hocanın konsantrasyonu çok önemli.”

        Haklıydı. Çünkü Bilic’in kafasını Beşiktaş’tan çok West Ham meşgul ediyordu o günlerde.

        Bu sezon deseniz trajik Lyon hüsranı.. Sonuçta Beşiktaş iki yıldır Avrupa Ligi finaline göz kırpıyor. Bu sezon içinde de ‘O sene acaba bu sene mi?’ dedirtti de yine olmadı. Ama olacak. Bu Beşiktaş en azından o finali görecek.

        Beşiktaş büyüyor, Beşiktaş’ın bilinilirliği artıyor. Aboubakar, Talisca, Adriano, Quaresma zaten dünya pazarında bilinen isimler. Cenk, Oğuzhan, Tolgay gibi oyuncular da artık Çin’de bile tanınır oldu.

        Peki yetiyor mu? Hayır. Fikret Orman bugün Avrupa Ligi kupası için iddialı ama Şampiyonlar Ligi kupası için “hayal” diyor. Daha uzun yıllar da hayal olur. Dünya devi rakiplerle baş edebilmek bugünler için imkansız çünkü. Belki yarınlar.. Başkan da yarınlar için çabalıyor. Gözünü de çok farklı diyarlara dikmiş durumda.. O projeyi başkandan dinleyelim..

        ‘TEK PAZARIMIZ MÜSLÜMAN PAZARI’

        “Türkiye’de yayın haklarından elde edeceğimiz gelir belli. Üst düzey sponsorluklar da yaptık ama hepsi Türkiye içi sponsorluklar. Örneğin Chelsea’nin sponsorluk geliri 75 milyon dolar. Onlara sponsor olan o şirketler dünya pazarına hakim şirketler. Bizim de global büyümemiz lazım. Global büyümek için 100 milyon taraftarın olacak. Forma satışın 500 bini geçmiş. 600 bin olur, 700 bin olur. Ama o kadar olur. Chelsea Adidas’tan Nike’a geçti, 10 sene için 1 milyar Euro alıyor. Senede 100 milyon Euro. Onunla nasıl baş edeceksin? Haliyle global büyümek şart. Avrupa’da başarılı sonuçlar almak, bilinen bir takım olmak lazım. Bilinen takım olmak için de her yıl başarılı olacaksın. Her yıl o kupalarda bir yerlere varacaksın. Bizim tek pazarımız var, müslüman pazarı. Bugün Endonezya’da 200 milyon, Pakistan’da 160 milyon, Bangladeş’te 130 milyon müslüman var. Biz bu marketing pazarlamayla 100 milyon taraftara çıkabilirsek işte o zaman çok büyük işler başarmış oluruz.”

        “PR AJANSLARIMIZ ÇALIŞIYOR”

        “Hedefimiz Beşiktaş sevgisini, sempatisini dünya genelinde arttırmak.. Müslüman dünyasında Beşiktaş adını, bilinilirliğini arttırmak. Bunun için dünyanın her yerinde PR ajanslarımız var. Bunun üzerine yoğunlaşıyoruz. Oralarda Beşiktaş sempatisi yaratacağız. Oralarda kim biliniyor? Real Madrid, Barcelona, Manchester United. Hristiyanların gideceği yer belli. Real, Barça, Manchester. Müslümanlara “Bunlar da bizden. Bunlar da müslüman takımı dedirtebilirsen, o sempatiyi yakalarsan o pazarı yakalarsın.”

        Başkanın projeleri tutar tutmaz, başarır başaramaz bilemem. Ama canla başla çalıştığını bilirim.

        Diğer Yazılar