Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GENEL kanı, Almanya ile krizin gelecek ay yapılacak genel seçim sonrasında biteceği yönünde...

        Ancak Almanya’nın büyük şirketlerinden birinin yöneticisi arkadaşımın dün anlattıkları, meselenin hükümet olayının ötesine taşınıp devlet meselesine dönüştürüldüğünü gösteriyor.

        Almanya’da yaşamını süren ve çifte vatandaş olan Türk kökenli arkadaşım, yöneticisi olduğu uluslararası şirketin yatırımlarıyla ilgili görüşmelerde bulunmak üzere Çin ve Kore’ye gitmek ister.

        Her zaman yaptığı gibi Türkiye’ye gelip THY’nin doğrudan uçuşuyla Pekin’e gitmeye karar verir.

        Ancak şirketinin yönetim kurulundan hiç beklemediği bir uyarıyla karşılaşır.

        Gelen notta, Türkiye ve THY güzergâhının Alman devletinin yaptığı uyarılar kapsamında riskinin çok yüksek olduğu vurgulanmaktadır.

        Not bu noktada da bitmez, kendisine Hollanda üzerinden yeni bir seyahat rotası önerilir.

        Canı sıkılır, Türk kökenli Alman yurttaşı olduğunu, iddia edildiği gibi Türkiye’ye seyahatin hiçbir riskinin bulunmadığını belirtir.

        Gelen yanıtta, Almanya Dışişleri Bakanı’nın, “Türkiye’ye giden hiçbir Alman’ın güvencesi yok” sözleri anımsatılır.

        Bununla birlikte devlet birimlerinin uyarı mektubu doğrultusunda kendisine bu aktarımın yapıldığı bilgisine de yer verilir.

        Türkiye üzerinden uçmakta ısrar eder; önce Ankara’ya gelerek yakınlarını görüp oradan THY ile uçmaktaki kararlılığını sergiler.

        Karşı taraf buna itiraz etmez, ama bir kısıtlamayla yeni bir uyarıyı devreye sokar:

        “Türkiye üzerinden THY ile uçmak sizin tercihiniz. Ancak bu durumda biz size seyahat sigortası yapamayacağız; seyahat süresince garantileriniz de bulunmayacak.”

        PİLOT UÇMADI

        Her şeye rağmen Türkiye’den uçmakta direnir, biletlerini ayarlar ve havaalanına gider.

        Uçuş saati yaklaştığında bugüne kadar rastlamadığı bir durumla yüz yüze kalır.

        Alman pilotlar, “Türkiye’de can güvenliğimiz yok” diyerek uçmayı reddettiklerini anons eder...

        Karşılaştığı yeni durum daha çok üzülmesine yol açar, içinde bulunduğu çıkmazı firmasına iletip önerilen Hollanda rotasını tercih edeceğini belirtir ve Çin’e uçuşunu gerçekleştirir.

        Konuştuğumuzda seyahatten yeni dönmüştü ancak yaşadığı olayın stresini de henüz üzerinden atamamıştı.

        SEÇİMLE GEÇMEZ

        Türkiye ile Almanya ilişkilerindeki krizin ilk kez bu seviyeye yükselmiş olmasından endişeliydi; seçimle birlikte bitmeyeceği kanısındaydı.

        Haksız da değil...

        Çünkü son yaşananlar, iki ülke arasındaki krizin hükümetten devlet seviyesine taşındığının göstergeleriyle dolu.

        Dikkat edilmesi gereken ise Almanya’nın Avrupa’nın öteki ülkelerini de ciddi oranda etkisine alabilmesi.

        Bunu anlamak için AB ülkelerinden herhangi birine seyahat edip akşam televizyonunda verilen haberlerde Türkiye hakkında anlatılanları izlemeniz yeterli...

        Acı olan taraf ise yalanla dolu unsurlar içeren bu kara propagandaya karşı Türkiye’nin karşı lobi faaliyetinin bulunmaması.

        Hem de 3 milyona yakın Türk kökenliden 350 bininin seçimlerde oy kullanma hakkının bulunduğu Almanya’da...

        Diğer Yazılar