Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        JOHN Nixon, Aralık 2003 ile Ocak 2004 arasında Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’i sorgulayan CIA üst düzey analisti...

        Saddam’ı sorgulaması ve sonrasında Beyaz Saray’da yaşadıklarını aktardığı “Başkanı Sorgulamak” isimli kitabı geçen ay piyasaya çıktı.

        CIA üst düzey liderlik analisti Nixon’ın deyimiyle ABD yönetimi, İran-Irak Savaşı’ndan bu yana Ortadoğu’da sürekli “çuvallamış”...

        Her bir hatasını başka hatayla düzeltmeye kalkmış.

        Bütün bunları da öngörü eksikliğinde gerçekleştirmiş.

        Nixon, DEAŞ’ın adı yokken Beyaz Saray’daki bilgilendirme toplantısında Başkan’a böyle bir yapının ortaya çıkma ihtimalinden söz ettiğinde, kendisiyle nasıl dalga geçtiğini aktardığı bölümü iki kez okudum.

        Nixon, bölgede ABD’ye yakın görünen etkin isimlerin yaydığı doğruluğu kontrol edilmeyen bilgilere CIA dahil nasıl inanıldığını örneklerle aktarıyor.

        O günden bu yana geçen 14 yılda ABD’nin bölgede daha tecrübelendiği varsayılabilir.

        Ancak son gelişmeler de John Nixon’ın bıraktığı yerden bir adım ileri gidilmediğinin kanıtlarıyla dolu.

        Çünkü Irak’ta yapılan hataların neredeyse aynısı tekrar ediliyor.

        Unutulmamalı ki o günkü hatalar nasıl sonuçlar doğurduysa, Suriye’de bugün yapılanlar da benzer sonuçlara yol açacak.

        PARADOKS SERİSİ

        Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Kurucu Meclisi’nin ilan ettiği yerel ve genel seçim takvimi de bunun en iyi göstergesi.

        Karara göre, Barzani yönetimindeki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül’de gideceği bağımsızlık referandumunun gerilimi sürerken, PYD de 22 Eylül’de Kuzey Suriye’nin üç kantonunda muhtarlık seçimi yapacağını bildirdi.

        Diğer seçim takvimlerini de açıkladı.

        Böylece geçen yıl Suriye’nin kuzeyindeki Amude’de, mart ayında Sincar’da yaşanan çelişkilerle dolu çatışma ortamına dönülmüş oldu.

        Çünkü Barzani, bir yandan tüm tepkilere aldırmadan 25 Eylül’deki bağımsızlık referandumundan vazgeçmiyor; PYD’nin Suriye’de kendisine benzer yolu izlemesine ise öfkeleniyor.

        Hatta partisi KDP’nin Suriye kolu ENKS aracılığıyla seçime katılmayacaklarını açıklamakla kalmayıp “gayri meşru ilan” ediyor.

        Bütün bunlar Suriye iç savaşının başladığı ilk günlerde Barzani ile PYD arasındaki çatışma ortamına yeniden dönüşün göstergeleri.

        ABD VE RUSYA

        Bir başka çelişkili durum ise Rakka’yla ilgili...

        Eğer seçim olacaksa ABD desteğindeki PYD, 22 Eylül öncesinde Rakka operasyonunu bitirecek demektir; ki bu çok zor, çünkü kent merkezine henüz girilmedi.

        Ayrıca Barzani ve PYD çatışmasından en çok ABD’nin etkileneceği de gün gibi ortada.

        Karşı cephe de farklı değil.

        Şam yönetimi cılız seviyede tepkisini koyarken, Moskova kabul edilemez bulduğunu söyledi.

        Bununla birlikte Türkiye’nin tüm itirazlarını bilmesine karşın SDG/PYD’nin de Cenevre’de yer alması gerektiğini açıkladı.

        PYD’nin Cenevre’deki görüşmelere katılmak için seçim takvimi açıklayarak elini güçlendirme manevrasına katkı verdi.

        Bugünün karşıtlarının yarının müttefiki olduğu Suriye her gün daha da karmaşık hale gelirken, DEAŞ sonrası yeni çatışma alanlarının kapısı da sonuna kadar aralandı.

        Biz bu filmi Irak’ta izlemiştik...

        Diğer Yazılar