Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        IKBY Lideri Mesud Barzani’nin 25 Eylül’deki referandum konusundaki kararlılığı düne kadar yüksekti.

        Ancak dün itibarıyla ardı ardına gelen veriler gösteriyor ki vazgeçme ihtimali de arttı.

        Irak çalışmalarıyla bilinen ORSAM’dan Bilgay Duman’a göre “yapılmama olasılığı daha yüksek”...

        Gerekçesi de Barzani’nin referandum mitinglerini iptali ve bazı kesimlerle ardı ardına dün gerçekleştirdiği görüşmeler.

        Türkiye’nin de arasında bulunduğu IKBY üzerinde etkisi bulunan ABD, İngiltere’nin devrede olması; Barzani’nin Bağdat’a karşı elindeki kozlarının artmış bulunması.

        Şunu belirteyim ki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Bağdat-Erbil arasındaki mekik diplomasisi ve “Anlaşmazlığınızın çözümünde garantör olabiliriz” vaadi de bu süreçte etkili olmuş.

        PYD/SDG ile Suriye’de daha fazla alana hâkim olma çabası çerçevesinde Deyrizor operasyonu sürerken, Irak’ta sorunla karşılaşmak istemeyen ABD’nin sert tutumu da eklenmiş.

        Denilen o ki “Bir başka zamana öteleme arzusu Barzani’de dün itibarıyla ağır basmaya başladı”...

        ‘GÜÇ KULLANIMI YOK’

        Böyle olmaz kararlılığını korursa Türkiye ile IKBY arasındaki bahar havasının zemheriye döneceği kesin...

        MGK’nın bugünkü toplantısında alınacak kararlar da Barzani’nin bugünkü tutumuna göre şekillenecek.

        Türkiye’nin uygulamak istediği tek yaptırım ise “ekonomik”...

        Yoksa referandum halinde “güç kullanma” amacında değil.

        Nitekim, “güç kullanmaktan çekinilmeyeceğini” söyleyen Çavuşoğlu da sonraki açıklamasında bunu düzeltti.

        “Güç kullanımı söz konusu değil, buradaki mesele istikrar, güvenlik, ulusal birlik ve Irak’ın toprak bütünlüğü” dedi.

        AK Parti’nin Irak tezkeresinin süre uzatımı için TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırmasını da bu kapsamda okumak daha doğru olur.

        Bu açıdan Türkiye’nin en ekonomik yaptırım alanı ise boru hattı ve Habur...

        Irak’tan Türkiye’ye 2’si eski, 3 boru hattı var...

        IKBY ile varılan anlaşmayla 2013’te yapılan Kerkük-Ceyhan Boru Hattı, Ankara ile Bağdat’ın arasını açmıştı.

        Erbil ise Bağdat’tan alması gereken petrol gelirlerinin yüzde 17’sini buradan karşıladığını belirterek hattın kanuni olduğunu söylemişti.

        Ankara, Bağdat ile anlaşıp eski 2 hattı kesebileceği gibi, kimseye danışmadan IKBY’nin doğrudan gelir sağladığı 3’üncü hattı kapatabilir.

        Ancak bu hattan uluslararası şirketlerin petrolünün taşınmasına ilişkin angajmanlara da imza konulduğundan bazı sorunları da üstlenmek zorunda kalır.

        Buna bir de 1948’de kapanan Kerkük-Hayfa hattını İsrail’in canlandırma girişimi; Rusların da Suriye’nin Banyas ve Tripoli limanlarına hat çekerek Akdeniz’e petrolü götürme çabasının yaratacağı rekabet eklenir.

        ZITLARI BİRLEŞTİRDİ

        Ankara’nın elindeki bir diğer yaptırım ise Habur; Türkiye tek yanlı kapatabilir.

        Ancak bunun uzun vadeli sürdürülebilirliği yok; çünkü Türkiye’nin Arap Yarımadası’yla birlikte Afrika’ya tek karayolu çıkışı.

        IKBY bölgesindeki malların yüzde 90’ının da çıkış kapısı...

        Son tahlilde, atılacak her bir adım bir ötekini etkileyecek.

        Bütün bunların içinde yarattığı en büyük etki ise ilk kez Türkiye’de ve dünyada birbirine zıt tarafları bir araya getirmiş olması.

        Uluslararası arenada ABD ile İran’ı aynı hedefte buluşturduğu gibi, Türkiye’de de AK Parti, CHP, MHP, BBP, Demokratik Bölgeler Partisi ile Türkiye İşçi Partisi’ni tek potada buluşturdu.

        Barzani, referandumla zıtların birliğini de sağladı...

        Diğer Yazılar