Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        REFERANDUM sürecinde ilişkiler önce Hollanda ardından da Almanya’yla tamamen kopmuştu.

        Bir yıla yaklaşan soğuk ilişki sürecini eski seviyesine döndürme çabasının ilk adımı Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in programsız şekilde 4 Kasım günü Antalya’ya gelip Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile golf sahasında buluşmasıyla başlamıştı.

        Gelişini de Bakan Çavuşoğlu, Twitter’dan yaptığı açıklamayla şöyle duyurmuştu:

        “Ülkelerimiz arasındaki zorlu konuları ve beklentilerimizi konuştuk...”

        Sonrasında TOBB heyetinin gidişi, bürokratik ilişkilerin gelişimi ve Alman vatandaşı bazı kişilerin cezaevlerinden salıverilmesine ilişkin sürece tanıklık edildi.

        ÇAVUŞOĞLU GİDİYOR

        Dışişleri Bakanlığı koridorlarında anlatıldığında göre ilişki seviyesinin bir üst aşamasına geçilecek.

        Buna göre, Avrupa’daki “Christmas tatili”nin ardından gerçekleşecek Bakan Çavuşoğlu’nun Almanya gezisinin planlaması yapılıyor.

        Resmi gezi, hem “Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in ziyaretinin bir karşılığı niteliğinde” olacak, hem de yeni kurulması planlanan Alman hükümetiyle ilişkileri geliştirmenin ön zeminini teşkil edecek.

        Nitekim Ankara, Almanya’da “Jamaika Koalisyonu” adı verilen hükümet arayışının tükenmesinden ve sosyal demokratlarla yeni hükümetin kurulacak olmasından hoşnut:

        “Bizimle iyi ilişki kurulmasını isteyen, Türkiye’nin AB sürecine olumlu bakan sosyal demokratlarla hükümet kurulacak olması bizim açımızdan önemli. Eğer Yeşiller’le kurulsaydı, ilişki bugünün çok daha gerisine giderdi...”

        Bu da gösteriyor ki, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Edelman, iki yıllık mesaisinin büyük bölümünü 18 kez çağrıldığı Dışişleri Bakanlığı ile merkezden talimatla gitmek zorunda kaldığı Maltepe, Silivri cezaevindeki Alman mahkûmların davaları ve sınırdışı edilmeleriyle geçirmeyecek...

        RUTTE DUYULMADI

        Bu aşamada “Hollanda’dan da ilişkilerin düzelmesi için gelen çağrıyı” anımsattım.

        Kararlı tonla, “Onlar biraz bekleyecek” yanıtını aldım.

        Neden de referandum öncesi Çavuşoğlu’nun uçağına iniş izni verilmemesi ve Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’nın Rotterdam’da maruz kaldığı durum.

        O nedenle de Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin “ilişkilerin düzelmesinin iyi olacağına” ilişkin çağrısını şu aşamada duymazdan gelmeyi tercih ediyor.

        CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun da tarafı haline geldiği Ege’deki adalar konusunda Yunanistan’la yaşanan kriz konusunda ise bakanlık bir bilgi notu hazırlamış, CHP’ye de sunacak.

        Rapor, “1996’daki Kardak krizine kadar statüsü belli olmayan adalara ilişkin hiçbir hükümetin konuya eğilmediği” bilgisini barındırıyor.

        Suriye konusunda ise Dışişleri, “Yapılması gereken ne varsa biz yaptık” rahatlığında; askeri adımların ve kararları gözlüyor.

        ABD ile ilişkilerin daha fazla gerileceğine dönük bir beklenti yok; aksine BM’deki Kudüs kararı sonrası Washington’un da durumunu gözden geçireceği beklentisi var.

        ABD’nin bölgede PYD ve Barzani güçlerini de yanına alarak İran’a yönelik bir adım atmasının da zor olduğunun altı çiziliyor.

        Ancak bütün bunlar da kaotik belirsizliğin yarattığı öngörülmezlik içinde dile getiriliyor.

        Diğer Yazılar