Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SEÇİM iklimine girilen bu dönemde siyasette herkes mevziini koruyor.

        Bunu yaparken en yakınında işbirliğine açık gibi görünen partiyi de birkaç kez kontrol etmek zorunda hissediyor.

        Bir adım sonrasında işbirliği, ittifak veya ilişkilerin hangi boyutta dönüşerek seyredeceğinin uzun vadeli öngörüsünde bulunamıyor.

        Açıkçası kimse ötekine güvenmiyor.

        O nedenle de ilk adım atan olmaktan kaçınıyor; karşısındakinden adım atmasını bekliyor.

        Çünkü attığı adım karşılık bulmaz ise boşa düşeceğinden, ilkeler platformu veya ittifaktan dışlanacağından çekiniyor.

        Bütün bunlardan dolayı yedekli çalışıyor; biri olmazsa ötekine ulaşmak için diğer kapıyı da açık tutuyor.

        ÖNE ALINMA İDDİASI

        Hatta diğer blokun işini bozmanın yol ve yöntemi üzerinde duruyor.

        Bu yönde atılan adımın zemin bulması da birlikte hareket edenlerin durumunu kontrolden geçirmesine, ortaklığın sağlam olup olmadığını test etmesine neden oluyor...

        Bazı dedikodu veya iddialar da işbirliği zeminlerini sarsıyor...

        Örneklemek gerekirse...

        CHP’den gelen yerel seçimlerin öne alınması konusunda HDP ile de temas edildiği haberi, bütün partilerde anında zemin bulunuyor.

        “Kayyumla yönetilen 100’ü aşkın belediye var; yerel seçim öne alınırsa bunlar sona erer” teziyle yaklaşıldığı belirtiliyor.

        Hatta HDP içinden gelen “Yerel seçimin öne alınması için yetkili olmayanların, bizim yetkili olmayanlarımızla teması var” cümlelerinin altı çiziliyor.

        “Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimi ile arasındaki mesafe 1 yıla çıkarsa AK Parti’nin eli rahatlar” iddiasının peşinden gidiliyor.

        “Bu yönde bir Anayasa değişikliği teklifi gelirse HDP olarak ‘Hayır diyemeyiz’ diyor; zaten AK Parti uzun yıllardır yerel seçimi sonbahara taşımak istiyordu, bu amacına da ulaşmış olur” vurgusu yapılıyor.

        İddialar, AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ tarafından kesin bir dille yalanlanmış olsa da ister istemez MHP’de kontrol mekanizmalarını yeniden çalıştırıyor.

        Hatta CHP’nin Saadet ve İYİ Parti’yi de kapsayan görüşmeler için uyum yasalarını görüşmek üzere toplanacak komisyon çalışmalarının ertelenmesi, MHP’de kaşların çatılmasına, çifte kontrole yol açıyor.

        “Bize ne İP’ten (İYİ Parti), Saadet’ten, DSP’den, DP’den... Parlamentoda olmayana ne zaman danışılmış ki CHP’nin danışması bekleniyor” tepkisini yükseltiyor.

        ANTENLER DAİMA AÇIK

        AK Parti cenahından yükselen, “İttifak partileri yan yana değil de ayrı sütunlarda kalsa bizim için daha iyi olacak; çünkü yıllardır hükümette olmamız nedeniyle AK Parti’den kopmak istemeyip uyarıda bulunmak isteyen MHP’ye verir” yaklaşımları da ciddi tepkiye yol açıyor.

        MHP’den “OHAL zemininde seçime gidilmesi doğru olmaz” sesleri geliyor.

        Konunun Cumhurbaşkanı’nın önünde konuşulup kapandığına dikkat çekilirken, yeniden tartışılıyor olmasına anlam verilemiyor.

        AK Parti’nin Saadet Partisi’yle görüşmesi de CHP ve İYİ Parti’de bir anda antenlerin dikilmesine yol açıyor; “Acaba?”lar harekete geçiyor.

        Saadet’in HDP tabanına yönelik açıklamaları da CHP’deki bir kesimin telaşına sebep oluyor, “Neden AKP’nin suçlamasından korkup bu tabanı kaybediyoruz; SP’nin kucağına atıyoruz?” sorusu dillendiriliyor.

        Başta da belirttiğim gibi, Ankara’da her parti, içinden çıkarsa başına iş gelecek kaygısıyla mevziini tutmuş bekliyor...

        Diğer Yazılar