Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HARİTADAN Tel Rifat bölgesini gösterdi.

        “İşte orada dil gibi çıkıntılı olan yerde Ruslar var...” deyip anlatmayı sürdürdü.

        Suriye hava sahasını kontrol eden Ruslar ile ortak çalıştıklarını, bazen arada gerilim yaşadıklarını...

        Ruslarla da zaman zaman sahada çekişme yaşandığını belirtti, “Hatta geçen birkaç saat hava sahasını kapattılar, sonra yeniden açıldı” dedi.

        Konuşmasını, “Huntington toplum ile askeri ayırır ama biz bölgede toplum ile askeri birleştirdik” sözüyle tamamladı.

        Mealen aktarılmış olsa da Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ın geçen 23 Mart Cuma günü saat 14.30’da YÖK’te akademisyenlere yaptığı konuşmanın özeti böyleydi.

        Bu diyaloğu aktarmamın nedeni, Suriye sahasındaki değişkenliğin ve olayların hızının ne kadar süratli olduğunu göstermek için...

        Çünkü Org. Akar’ın girmemenin gerekçesi olarak sahada birlikte çalıştıkları Rusları gösterdiği Tel Rifat’a girmeme gerekçesi 48 saat geçmeden ortadan kalktı.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar günü Tel Rifat’a da girileceğini açıkladı.

        2 gün içinde neler olup bittiğini belki bir gün askeri tarihçiler yazacaktır.

        GÜVENLİ AL-VER

        Ancak şurası kesin ki Türkiye’nin Suriye sahasında Ruslarla ilişkisi “söze dayalı güven içinde samimi ve dürüst bir al-ver ilişkisi” içinde gelişti.

        Her iki taraf da kendisinin talep ve olmazlarını net sergiledi.

        Karşı taraftan istediğini de yine aynı netlikte talep etti; aynı açıklık içinde karşılık aldı.

        Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Cerablus, Azez ve El Bab’a ilerlemesi, muhalif güçlerin Halep’i terk edip İdlib’e geçmesi aynı döneme rastladı.

        Rusların kontrolündeki Şam güçlerinin Rakka ve Deyrizor’a ilerlemesi de İdlib’deki muhalif güçlerin ateşkese yanaşması sonucu arkasını güvencede hissetmesi sayesinde oldu.

        Afrin operasyonu da Şam rejiminin İdlib’in güneydoğusunda ilerlemesi ve muhaliflerin Doğu Guta’dan ayrılmasıyla eşzamana denk geldi.

        Geçen hafta Ahrar-uş Şam ile varılan uzlaşı sonucu Harasta kasabasından 1400 silahlı militanla 4 bin 500 kişi İdlib’e geçti.

        Feylak El Rahman ile sağlanan anlaşma sonucu da 5 bin 453’ü militan ve aile bireyi 81 otobüsle hafta sonu İdlib ve Hama’ya taşındı.

        Önceki gün de Ceyş-ül İslam çıkma kararı aldı ve otobüslerle tahliyesine başlandı.

        HAMZA VE ŞARKİYE

        Bir hafta içinde Doğu Guta’dan İdlib’e giden militan sayısı 10 bini aştı; bu da çatışmasızlık bölgesindeki sorunu daha şişkin hale getirdi.

        Çünkü gruplar arasında her ne kadar hedef birliği olsa da aralarında ilke birliğini ve çatışmasızlığı sağlamak bazen çok zor.

        En iyi örneği de önceki gün Afrin’de yaşanan gerilim.

        ÖSO’ya bağlı Hamza Tugayı ile Fırat Kalkanı Harekâtı’nın ilk ayağında, “ABD varsa ben yokum” deyip ayrılan, daha sonra yeniden ÖSO’ya katılan Ahrar El Şarkiye, Afrin merkezinde çatıştı.

        Ahrar El Şarkiye, Hamza Tugayı militanlarını savaş esiri gibi tutuklayıp kent merkezinden çıkardı.

        Türk yetkililerin araya girip 5 maddelik anlaşma imzalanmasıyla sorun yatıştı.

        Sahanın hızı, son dönem beklentilerin önüne geçti; öngörülmezleri artırdı.

        Diğer Yazılar