Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ARADAKİ süre 4-5 yıl gibi uzun aralı da değil; bir yıldan sadece 2 ay fazla zaman oldu...

        Son 3 sandık Anadolu’yu bir baştan diğerine dolaşıyorum.

        Yetmiyor, ilk gittiğim veya aklıma takılan yere bir daha uğruyorum.

        Gördüğüm şu ki, iki sandık arasında sanırsınız ki 4 yıl var...

        Aralarında 14 ay olmasına karşın sandığın dinamiği farklılaşmış.

        Birinde sonuna kadar çaba gösteren, sonucu almak için yırtınan teşkilat varken, ikincisinde hımbıl, tecrübesiz teşkilat yönetimleri ortaya çıkmış.

        Seçmen teşkilatının önüne geçmiş, liderine gönül bağını önüne koyup var gücüyle çalışmaya başlamış.

        Seçmenin nabzını tutup 5 gün süresince yayınladığımız dizi yazının son bölümünde de belirttiğim gibi bu AK Parti’de çok daha yüksek hissediliyor...

        Tayyip Erdoğan ile gönül bağı kurmuş seçmen, partisinin önünde koşuyor...

        CHP de Muharrem İnce’nin adaylığı sonrasında çok daha görünür hale gelmiş bulunuyor.

        İYİ Parti’de Meral Akşener gönüllüleri daha dinamik çabalıyor; SP’de ise Temel Karamollaoğlu taraftarları partinin önünde gidiyor.

        Propaganda efektlerinin hepsinde onların sesi duyuluyor...

        SEÇMEN KIRANLAR

        Sayıları da sanıldığı kadar çok değil, ilçeler eklenen il teşkilatının yönetim kadrosundan azlar.

        İçlerinde bir grup var ki hallerinden ve makul davranışlarından ikbale dönük çıkar için yapmadıkları belli; lider, aday ve partisine olan gönül bağı onları böyle hareket ettiriyor.

        Bir grup da var ki futbol takımı tutar havada, bazen holigan davranış sergileyerek sevgisini gösteriyor.

        Televizyonlarda tekrar eden birkaç cümle ezberini papağan efekti yapmış, karşısındakine ahkâm kesiyor.

        Parti teşkilatı açısından en tehlikeli olanlar da bu grupta yer alıyor; seçmeni kaçırdığı yetmezmiş gibi, teşkilatın çalışanının da burnundan getiriyor.

        Laf söz dinlemeyip sadece bağırıyor...

        Uğraşmaktan bıkkın seçim yorgunu parti teşkilatı kendini gölgeye attığı için de meydanda görünür bir tek onlar kalıyor.

        Parti teşkilatı da zaten onları “seçmen kıran” diye tanımlıyor...

        BÜROKRATİK ETKİ

        Sahada dikkat çeken bir başka nokta da bürokratlar...

        Geçen iki sandıkta üzerinde en çok konuşulan onlardı.

        Köylere, mahallelere gidip muhtarlara “oradan kime hangi oranda oy çıkacağı talimatını verdiklerinden” söz edilir, miting meydanlarında isimleri anılırdı.

        Bu sandıkta ne miting meydanlarında ne de sahada varlar.

        Belki birkaç yerde rastlanıyor olsa da küçük burjuva davranışı içinde yok olmuşlar, miting meydanlarının konusu olmaktan da çıkmışlar...

        Belki de oruçlu olmalarından kaynaklansa gerek görünmüyorlar.

        Ya da kanıksandığı için mesele olmaktan çıkmışlar.

        Ne olursa olsun bu sandığı diğerlerinden ayıran dinamikler var...

        Kimsenin sonucu ölçemediği, muhalefetin bugüne kadar alışık olunmayan üslubuyla yepyeni bir model...

        Bir de buna 15 yılda partileri ölçmeyi öğrenen anket şirketlerinin, dünyada örneği olmayan ve geçmişte verisi olmayan ittifak modelini koymak gerekir.

        Oynak mührün her yöne dönmesi de eklenince bu sandıkta birçok şey daha bugünden “infisah” etmiş bulunuyor.

        Cevval olup, hızlı düşünüp anında hareket edene yarıyor...

        Diğer Yazılar