Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhur İttifakı cenahında yereldeki işbirliğinin hangi konseptte olacağı muhtemel ki bugün belli olacak.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan da eğer uygun ise bugün, olmazsa yarın MHP lideri Bahçeli ile bir araya gelip ittifak konusundaki son kararı verecek.

        Zaten AK Parti kurmayları da bu konudaki kararı Erdoğan’a bırakmış bulunuyor.

        Üzerinde durdukları, “MHP liderinin İstanbul’da aday göstermeme kararı hariç tutulursa, her iki lider de her yerde aday çıkarmakta kararlı, böyle bir durumda zaten istenen ittifak modeli gerçekleşmez” yaklaşımında.

        Ancak MHP lideri Bahçeli’nin yasal zemin olmadığı için konuşarak yapılabileceğini söylediği, “siyasi kombin” modeli ile ilgili olarak da AK Parti yönetimi dün konuyu bir daha gözden geçirmiş.

        MHP lideri Bahçeli’nin önerisinden anladıkları, iki partinin aday ve belediye meclis üyelikleri konusunda ortak liste yapma durumu.

        Ancak her yerde aday çıkarılacağı için, başkanların bu modelde nasıl kombine edileceğine dönük çalışma içindeydiler.

        MECLİS İTTİFAKI

        Vardıkları sonuç, “Başkan adaylarında olması zor ama belediye meclislerinde liste ittifakı yapabiliriz, ancak bunun oranını da partilerin gücü oranında belirleriz” yönündeydi.

        Yani bir yerde MHP güçlü ise fazla asılmayarak belediye başkanlığı bırakılırken, bunun karşılığında belediye meclisinde etkinlik sağlamaya dönük formülün hangi oranda işlerlik kazanabileceğine bakılıyordu.

        Veya tersi şekilde AK Parti’ye başkanlık bırakılırken, MHP’ye hangi oranda belediye meclisi üyeliğinin verilmesinde hangi oy oranlarının esas alınacağına bakılıyordu.

        AK Parti kadrolarında yerel seçimde ittifaka bakış oldukça soğuk, tabi son karar Erdoğan’ın olacak…

        Durum böyle olmakla birlikte Cumhur İttifakı’nın her iki partisinin de birbirine ihtiyacı olduğu aşikar…

        AK Parti’nin İstanbul, Ankara, Antalya gibi etkin olduğu yerlerde ne kadar MHP seçmenine ihtiyacı varsa, MHP’nin de genel seçimdeki gücünü devam ettirmede o kadar AK Parti’ye ihtiyacı var…

        Zaten iktidar partisindeki hesap da bunun üzerine…

        Yani AK Parti’nin elindeki megakentlerden birini dahi kaybetmesinin yaratacağı etki çarpanı ile MHP’nin elinde tuttuğu belediyelerle devam etmesinin getireceği yük hesaplanıyor.

        Yani MHP’nin elindeki üç büyük kent Adana, Mersin, Manisa ile 4 şehirden hangilerinde AK Parti aday çıkarsa da kazanamaz veya hangilerinde kesin kazanır ona bakılıyor.

        Ancak her halükarda AK Parti aday çıkarmama gibi bir yola gitmenin hesabı içinde görünmüyor…

        İLÇEDE BELDEDE

        Muhalefet kesiminde konuşulan ise ittifaktan çok İYİ Parti lideri Meral Akşener’in deyimiyle “işbirliği…”

        Millet İttifakı bileşenlerinden CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ardından SP lideri Temel Karamollaoğlu da Akşener’i arayıp ayak ameliyatı nedeniyle geçmiş olsun dileklerini iletmiş.

        Aralarında gündem ile ilgili kısa bir sohbet de geçmiş…

        SP lideri Karamollaoğlu’na dün ittifak konusunu sorduğumda, “Milletvekili seçimindeki gibi olmaz” duruşunu değiştirmedi.

        Bununla birlikte küçük yerlerde sağlanabileceğine vurgu yaptı:

        “Zaten yerel seçimde ittifak yasal değil. Ama beldede, ilçede, yerelin getirdiği şartlar altında, oradaki seçmen ve teşkilat kendiliğinden bir ittifaka gidebilir. Bunun dışında olması imkansız…”

        Anlaşıldığı kadarıyla resmi bir yönü olmasa da her parti tabanına bırakmış…

        Ya da adaylarını, müttefikinin taban rızasını da alacak isim arayışına girmiş…

        ***

        Yaşam sunucusu

        “Yukarıda Allah’a, aşağıda sana Hocam…”

        Koridordaki hastanın bu ağır yükü üzerine yıktığı kişi Prof. Dr. Mehmet Haberal…

        Hasta haksız da değil…

        Çünkü hayata veda etmenin eşiğine geldiği anda Prof. Dr. Haberal kadavradan naklettiği kalp ile ona tekrar yaşam vermiş…

        Kadavradan aldığı 126 kalp, 606 karaciğer ve 2916 böbreği insanlara nakletmiş…

        Yeniden yaşama bağlamış…

        ODADAKİ HÜCRE

        Ameliyattan yeni çıkmış olmasına karşın dinç ve dinamik bir şekilde girdiği odasında masanın ucunda duran maketi işaret etti.

        “Bak sana ne göstereceğim” deyip yanına götürdü.

        Cezaevinde 4,5 yılını geçirdiği hücrenin birebir kopyasını yaptırmış; bir de planını çıkarmış.

        Hücresinin camlarındaki 80 petekten oluşan demir parmaklıkların sayısından, yemek verme deliğinin genişliğine kadar bütün ölçülerinin birebir orantılandığı hücre maketini yapmış.

        “Yaşamın ne olduğunu orada da gördüm” dedi gururlu bir hayıflanma içinde…

        Sonra bir broşür çıkardı, süratle çevirdiği sayfalardan birinde durup uzattı:

        “Eskiden kadavradan alınan böbreğin 12 saat içinde nakli gerekirdi. Ama bu süreyi 40 yıl önce bugün 10 Ekim 1978’de aştım ve yeni bir dönemi başlattım. Almanya’da kadavradan alınan böbreği, 12 saatten daha uzun süre sonra getirip hastaya naklettim ve yaşattım.”

        O günün hikayesini de anlattı…

        İstanbul’dan Ankara’ya 1978’de sadece saat 11.00’de tek uçak varmış.

        Kadavradan alınan böbreği taşıyan Lufthansa uçağı ise İstanbul’a saat 12.00’de inecekmiş.

        Durumu THY ekibine açmış, onlar da Ankara uçağına yarım saat rötar yaptırmış, Lufthansa’dan alınan böbrek Ankara’ya yetiştirilmiş.

        Yeni dönemin kapısını açmış, kadavradan daha çok böbreğin alınıp gönderilmesinin yolunu açmış.

        O dönem hakkında, “Prof. Dr. Haberal, yakında mezardan böbrek toplarsa şaşmayın” esprileri yapılmış.

        ASKLEPİOS GİBİ

        Yetmemiş kadavradan karaciğer ve kalp nakli dönemini de başlatmış.

        İlk naklini gerçekleştirdiği 1975’ten bu yana da insanlara sadece yaşam sunmuş.

        Ergenekon davasında 2 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıp beraat ettiği 4,5 yıl hariç…

        Sadece bu hafta başından beri üç kişiye nakil gerçekleştirmiş.

        Hatta birinin yanına kadar götürüp gösterdi…

        Annesinden karaciğer nakli yaptığı 10 aylık bebek, uykusunda gülüyordu…

        Prof. Dr. Haberal ise Eskişehir’deki kadavradan alınıp gönderilen böbreği nakledecek olmanın sabırsız bekleyişindeydi.

        Yanından ayrılırken, “Hocam 43 yılda kaç kişi?” dedim, sıraladı:

        “2916 böbrek, 606 karaciğer ve 126 kalp nakli yaptım, bugünün sonunda bunlara iki daha ekleyebilirsin…”

        Prof. Dr. Haberal bir an gözüme Hekimler tanrısı Asklepios gibi göründü…

        Yanlış göründüğünü de sanmıyorum, çünkü bu yıl Dünya Organ Nakli Derneği’nin (TTS) başkanlığı seçildi.

        ABD Cerrahlar Koleji (ACS) de 104 yıllık tarihinde ilk kez bir üyesini “Hayırseverlik Ödülü” ile onurlandırdı…

        ***

        AİHM için kritere uygun yargıç yok

        AİHM’de Türkiye’ye temsil edecek yargıç seçiminde yine sonuç çıkmadı.

        Oysa, AİHM yargıcı seçilebilmek için kriterler ortada…

        AİHM'nin resmi dilleri olan Fransızca ve İngilizce’den birini akıcı, diğerini en az orta düzeyde bilmek; 35-60 yaş diliminde olmak…

        Hukuk fakültesinden veya hukuk bilgisi programlarına yer veren siyasal bilgiler ile iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden mezun olmak…

        Türk hukuk sistemi ve uluslararası kamu hukuku bilgisine sahip olmak…

        Herhangi bir mahkumiyeti bulunmamak, insan hakları alanında çalışma yapmış olmak…

        AİHM yargıçlığına seçilme halinde bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesiyle bağdaşmayan bir işle meşgul olmamak ve öğretim üyesi olanlar için en az doçent unvanı kazanmış bulunmak.

        Bu kriterlere uygun olduğu düşünülen üç kişi geçen yıl gönderildi, yapılan mülakatta uygun olmadıkları anlaşıldı…

        Yeni üç isim istendi.

        Bu kez Necati Polat ile Esra Gül Dardağan Kibar ile Prof. Dr. Selami Kuran isimleri yollandı.

        ARA FORMÜL

        Komisyon mülakatında iddiaya göre Prof. Dr. Kuran 10 üzerinden 4 puan alıp yetersiz kalırken, diğer iki aday geçer nota ulaştı.

        Komisyon bunun üzerine listenin tamamen reddedilmesini önerirken, Kuran adaylıktan istifasını yolladı.

        Komisyon da Avrupa Karma Parlamenter Meclisi’ne üç isim bildirmesi veya üçünü birden reddetmesi gerektiği için süreci dondurdu.

        Yapılan görüşmeler sonucunda adayların hepsinin reddi yerine, Kuran’ın yerine yeni bir ismin gönderilmesine yönelik ara formül üretildi.

        Şimdi Ankara’dan gidecek yeni isim bekleniyor.

        Seçim de Nisan 2019’a sarkmış bulunuyor…

        Bu tarihe kadar Türkiye’yi görev süresi dolan Işıl Karakaş temsil etmeye devam edecek.

        Türkiye’yi tekrar denetime alan AKPM’de AİHM ile ilgili hiç de arzu edilmeyen süreç yaşanıyor…

        Ya Ankara aday kriterini kendine göre yorumluyor ya da Türk parlamenterlerin de içinde yer aldığı seçici komisyon kriterleri izahta zorlanıyor.

        Olan Türkiye imajına oluyor…

        Diğer Yazılar