Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hani çok yakın eş, dost, akraba, “yediği içtiği ayrı gitmeyen” diye tanımlanır ya…

        Öyle bir isim…

        Önemli karar anlarında hep 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yanında yer aldı.

        En azından kararını ilk dile getirdiği kişilerden biriydi…

        Son günlerde Gül’ün 55 milletvekili ile parti kuracağı haberi yayılınca merak edip aradım.

        Soruyu sormamla başladı, bitene kadar tepkisini sert dille sürdürdü.

        Dedi ki, “Yalanın dik alası… Tam bir deli saçması… Bir deli kuyuya bir taş attı, 40 akıllı çıkarmaya çalışıyor…”

        Durmadı, “Kimmiş bu 55 milletvekili?” diye devam edip ekledi: “Ne böyle bir kararı var ne bu yönde bir adımı, girişimi, beklentisi… Dedim ya deli saçması ve uydurma bir iddia…”

        Neden yalanlama yoluna gidilmediğini sordum, yanıtı ilginçti:

        “Yalanlayacağın iddianın da bir ciddiyeti olmalı…”

        Son günlerde Anadolu’da birilerinin Abdullah Gül ve Ali Babacan adına parti kurma faaliyeti yaptığı haberlerinin geldiğini ilettim.

        “Ali Bey'i (Babacan) bilmem, ama Abdullah Bey'in (Gül) böyle bir uğraşı yok. Bundan da eminim…”

        Kapatırken de aynı cümleyi tekrarlıyordu:

        “Deli saçması, deli saçması…”

        ***

        Mansur Yavaş kararı

        Yerel seçim 2014’te bittiği günden beri hiç değişmedi.

        CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 5 yıl sonrası için hep gönlündeki isim oldu.

        En son bir ay kadar önce odasında sohbet ederken sormuştum, “Mansur Yavaş’ın adaylığı konusunda kararlı mısınız?” diye.

        Doğrudan kararlı olduğunu söylemek yerine, şu yanıtı vermişti:

        Mansur Bey (Yavaş) çok iyi bir siyaset adamı, başarılı, dürüst, azimli… Benim sevdiğim, saydığım başarılı bir belediye başkanı...”

        Hiçbir gün de bu kararından geri adım atmadı…

        Yavaş ile yaptığı görüşmede de adaylığı konusunda cesaretini kırmadı.

        Partili arkadaşlarıyla müzakeresinde de düşüncesinin birincil tercihi Mansur Yavaş oldu…

        Bir süre daha ikna çabasını sürdüreceği, Yavaş adını partinin kabullenmesi için görüşmelerine devam edeceği sanılıyordu.

        Öyle yapmadı, her zamanki sakin güç moduna geçti, dün sabah önce CHP'nin Merkez Yürütme Kurulu'na adını getirdi; onaylarını aldı.

        Ardından da Parti Meclisi'ne sundu…

        AÇIK OYLAMA

        PM üyelerinden birinden dinledim, önce yansıya Ankara adı düşmüş, karşısında da Mansur Yavaş adı yer almış.

        Zaten MYK'da karar alınınca konudan haberdar olan PM üyeleri yansıdaki isme şaşırmamış.

        PM yönetmeliği gereği eğer birine itiraz edilecekse bunu gizli veya açık oylama isteyerek belirtmesi gerekiyor.

        Bunun için de PM'den 5 üyenin oylama istemesi yetiyor.

        Aralarında Yavaş adına öteden beri sıcak bakmayan eski Ankara Milletvekili Hakkı Süha Okay, Ali Öztunç, Haluk Pekşen, İlhan Cihaner'in bulunduğu bir grup milletvekili oylama istemiş.

        AÇIK OYLAMA TALEBİ

        Herkes gizli oylama talep edeceklerini sanırken, tam tersine açık olmaya gidilmesini istemişler.

        Toplamda 12 kişi katılmış, geri kalan retvermiş…

        İlk tepki verenler arasında olmakla birlikte TBMM'de bütçe konuşması yapması gerektiği için ayrılmak zorunda kalan Selin Sayek Böke ise oylamaya katılamamış.

        Bu aynı zamanda Yavaş'ın oylaması anlamına da gelmiş.

        Yani 60 üyeli PM'ye katılanların ağırlıklı bölümü kabul yönünde eğilim göstermiş.

        Bir üye çekimser kalmış, 45 üye de destek vermiş; karşı çıkan sayısı 12'de kalmış…

        “Neden gizli değil de açık oylamaya gittiniz?” diye sordum, “Kimin ne oy verdiğini herkes görsün istedik, kimse gizli oyun arkasına saklanmasın diye açık oylama yaptık” yanıtını aldım.

        Böyle de olsa oylama Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğini ne denli pekiştirdiğinin en önemli göstergesi.

        Çünkü bir hafta önce sohbet ettiğim 30'a yakın PM üyesi Yavaş adına hiç de olumlu bakmıyordu, bunların arasında MYK üyeleri de vardı.

        Hepsi de “Kesin karşı çıkarım, reddederim” diyordu, edemedikleri görüldü…

        AĞIR KARAR

        Diğer 4 büyük il ile 4 kentin adayları konusunda o kadar olumsuz bir gelişme olmamış.

        Dilek temenni seviyesinde kalmış.

        Anlaşılıyor ki CHP için bu seçimin kilit kenti Ankara olacak.

        Çünkü İYİ Parti ile devam eden görüşmelerin gidip gelmesinde de parti içi çekişmelerin odağında da hep Ankara ve Mansur Yavaş vardı.

        CHP birçok büyükşehirde seçimi kazansa dahi iş dönüp dolaşıp Ankara'da Yavaş'ın seçimi alıp alamadığına odaklanacak; bunun üzerinden tüm gelecek hesapları yapılacak.

        CHP yönetimi ağır bir karara imza koydu, tüm sorumluluğu üstlendi…

        YAVAŞ'IN HANDİKAPLARI

        Hem de Mansur Yavaş'ın CHP Ankara teşkilatı içindeki ciddi handikaplarına rağmen.

        Şurası kesin ki Yavaş, bu seçimde CHP teşkilatını geçen seçim olduğu gibi dışlamaya, otobüse almamaya kalkarsa işi başka noktaya götürür.

        Çünkü geçen seçimden bu yana öfke dinmemiş, teşkilatın her üyesinin ağzında sakız haline gelmiş.

        Yavaş açısından bir diğer handikap İYİ Parti teşkilatı; onlar da kendilerini dışlanmış, reddedilmiş hissediyor.

        Çünkü Yavaş, İYİ Parti lideri Akşener'in davetini geri çevirmiş, CHP'den aday olmak istediğini bildirmişti.

        Dolayısıyla sadece CHP liderliğinin değil, aynı zamanda Yavaş'ın da teşkilatları etrafında bütünleştirip, voltranı oluşturması için ayrı bir efora ihtiyacı olacak.

        Bu da seçimin kaderini belirleyecek…

        Diğer Yazılar