Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        REKLAM

        Türkiye’nin en önemli gündemi haline gelen İstanbul seçimi için partilerin merkezinde herkes ertesi gün hesabını yapıyor.

        Şunu baştan belirteyim, Ankara’da akil siyasetçiler de henüz tükenmemiş…

        Her iki tarafta da her biri, bir adım sonrasında nelerin olabileceğini görerek, sürecin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrasında da hukukun kuralları içinde akıp gitmesini istiyor.

        “Eğer sistematik bir usulsüzlük varsa bunun maddi gerekçelerinin sağlam bir şekilde ortaya konulup, oyların bütününü hangi oranda etkilediğiyle birlikte sunulmasını” istiyor.

        “Öyle bir sistematik aykırılık tespiti olmalı ki bu konuda kimsenin itiraz edemeyeceği veriler kamuoyunun önüne konulabilme” bakışıyla hareket edilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

        BÜYÜKÇEKMECE SÜRECİ

        AK Parti’de üzerinde yoğunlaşılan yer AK Parti’nin seçimin iptal edilerek yenilenmesi için başvurduğu Büyükçekmece…

        Çok fazla sayıda seçmen kaydırıldığı, asılsız adreslere seçmen yazımı yapıldığı ve bunu yapanlardan bazılarının gözaltına alınmasından yola çıkan AK Parti, yargı sürecine işaret ediyor.

        Ağır ceza davası haline dönüşmesi ve sağlam delillerle diğer bölgelerde de bunun kanıtlanması halinde seçimin yenilenmesinin kaçınılmaz olacağına vurgu yapılıyor.

        AK Parti’de meseleye hukuki cepheden bakan kesim ise fazla yazıldığı ileri sürülen seçmen sayısına odaklanıyor.

        Büyükçekmece’de kaydırıldığı iddia edilen seçmen sayısının, kesin olmayan sonuca göre seçimi kazanmış görülen CHP adayı Hasan Akgün ile AK Parti adayı Mevlüt Uysal arasındaki 4 bin oy farkını etkileyip etkilemediğine bakıyor.

        Bunun diğer ilçelerde de sistematik bütünlük içinde olup olmadığının da görülmesi gerektiğinin altı çiziliyor.

        Buraya kadar olanlar, hukuki sürece herhangi olumsuzluk yaratmadan yapılmak istenenler.

        Ancak iptal edilmesi halinde, yenilenen seçimin nasıl bir sonuç doğuracağı da bir kenara not ediliyor.

        MHP’NİN DURUŞU

        Bu aşamada MHP’nin seçimlerin yenilenmesine nasıl yaklaşacağına da bakılıyor.

        MHP’deki yaklaşıma gelirsek…

        Bir usulsüzlük sezgisine vurgu yapılmakla birlikte, İstanbul’da seçimlerin tekrarı gibi bir yola gidilmesinin içinden çıkılmaz daha büyük sorunlara yol açabileceğine de dikkat çekiyor.

        Bundan dolayı, YSK’nın da müdahaleden uzak hukuk içinde karar alması ve kararının da millet vicdanında yer bulması gerektiğine işaret ediliyor…

        Özetle elde ikna edici gerekçe olmadığı sürece seçimlerin yenilenmesinin yaratacağı olumsuzluğa dikkat çekiyor.

        Buraya kadar olanlar Cumhur İttifakı’nın her iki partisinde akil isimlerin altını çizerek kayda geçirdiği noktalar…

        MİLLET İTTİFAKI KARARLI

        Millet İttifakı’ndaki akil isimler de devam eden oy sayımına hayıflanan partililerine tepki koyuyor; sürecin bu şekilde ilerlemesinin hanelerine yazdığına vurgu yapıyor.

        Demokrasiye katkı yapıp, sandığın toplum vicdanındaki aklamasına aracılık ettiğine dikkat çekiyor.

        Bunun bütün İstanbul’da yeniden bir sayıma dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda ise Millet İttifakı’nın iki partisi de tepkili.

        Neden de İstanbul’da Silivri, Kartal gibi oyların tamamının sayılması kararının alındığı yerlerde, tam sonuçlanmamış olmakla birlikte seçimi büyük oranda etkileyecek sonuca ulaşılmamış olması.

        BÜYÜKÇEKMECE OLAYI

        Üzerinde durdukları da AK Parti’nin de seçimin yeniden yapılması talebinde bulunarak usulsüzlüğe örnek gösterdiği Büyükçekmece…

        İddialarına göre, seçmen listeleri askıya çıktığında Büyükçekmece’de ilk itiraz CHP’den gelmiş, AK Parti de itirazını yapmış.

        Seçim Kurulu da itirazları dikkate almış ve 350 kişinin fazla yazıldığını tespit etmiş ve bunu yapanların hakkında hukuki işlemi başlatmış.

        Sonrasında da herhangi bir itiraz söz konusu olmamış.

        Dediler ki:

        “Beş dönemdir Belediye Başkanlığı yapan ve 6’ncı kez seçilen CHP’li Hasan Akgün Seçim Kurulu’ndan mazbatasını aldı. Seçim Kurulu bir aksaklık görse, seçimi etkileyecek bir sorunla karşılaşacağını düşünse ve sonucu etkileyecek oy farkını tespit etse mazbatasını verir miydi?”

        YSK’NIN ANKARA KARARI

        İstanbul’un bütününde bu seçim büyük bir seçmen değişiminin olmadığına vurgu yapılırken, tamamının yeniden sayılması gibi 4-5 ay alacak sürece de sıcak bakılmıyor.

        Bu aşamada YSK’nın Ankara seçimleri için aldığı 2014 ilke kararına vurgu yapılıyor.

        YSK bu kararında, usulsüzlük denetiminin seçim kurulları eliyle sandık sürecinde yapılması gerektiğine işaret etmiş ve o dönem Mansur Yavaş’ın başvurusunu reddetmişti.

        Yani, seçmen kütükleri askıya çıktığı andan, oy verme işleminin tamamlandığı an ve birleştirme tutanaklarının kaydına kadar akan süre içinde itirazın yapılmış olması gerektiğine işaret etmişti.

        Eğer bu süreçlerde itiraz yoksa sonradan yapılanları dikkate almayacağını da kararında kayda geçirmişti.

        Ancak bu kez bazı ilçe seçim kurulları sayıma başladığı için fiili durumu hukukiye çevirip, onların sayılmasına karar verdi.

        İlçe seçim kurullarının aldığı kararları da bozma yönüne gitmedi.

        Sonuçta oylar bu kapsamda sayılmaya başlandı, muhtemel ki en geç bu akşama kadar da tamamlanır.

        KAMUOYU VİCDANI

        Bundan sonrasının ne olacağına gelirsek…

        Ankara’da yukarıda sıraladığım akil ve hukuk bilgisi yüksek kişilerin yukarıdaki görüşlerine bakılırsa, seçimin hemen yenilenmesi konusunda çok da cevval bir tutum içinde değiller.

        Bununla birlikte meseleye farklı yaklaşanlar da yok değil…

        Cumhur İttifakı içinde olan bazı isimler konuya daha politik yaklaşıp, seçimin yenilenmesinin gerçekleşmesi halinde seçmen tabanının konsolide edilip, daha yüksek oyla sandıktan çıkılacağına inanıyor.

        Bunun için sonuna kadar her yolun denenip, geçmişte Yalova veya Ağrı’da yeniden sandığın getirilmesine benzer bir yolun izlenmesini istiyor.

        İzlenir mi?

        Yanıtını vermek için YSK ile birlikte kamuoyu vicdanının ne diyeceği de önemli…

        Herkes ertesi gün hesabı yapıyor…

        ***

        Sorumlusu muhtarlar mı?

        Her iki ittifaktan birebir aynı olmasa da anlam açısından benzer cümle şöyleydi:

        “Bu kadar sayımın, bu kadar itirazın tek sorumlusu muhtarlar…”

        Sözlerine önce anlam veremediğimi anlayınca seçim döneminde İstanbul’da görev almış adının yazılmasını istemeyen AK Parti’den bir isim detay verdi:

        “Muhtarlar bu seçimi kazanmak için ne kadar akrabası yakını varsa aldı memleketine götürdü. Tek dertleri memleketinde muhtar olmak… Gidenlerin ağırlıklı bölümü de Karadenizli bizim seçmen…”

        İYİ Parti’nin kurmay heyetinden birinden de aynı cümleyi duyunca içimden gülmeye başladım.

        O da benzer bir yakınma içinde aynen şöyle dedi:

        “Muhtarlar Düzce, Yalova gibi yakın kentlerden, hatta Karadeniz illerinden ne kadar akrabası yakını varsa getirip seçmen yazdırdı; şimdi yarattıkları sorunu siyasetçi temizlemeye çalışıyor. Asgari ücretten maaş alacağız diye ülkeyi getirdikleri hale bakın!..”

        Biri götürdü, diğeri getirdi diye yakınıyordu; ama her ikisinin de yakındığı kesim muhtarlardı.

        Şurası bir gerçek ki seçmen kaydırması bu ülkede her seçim sorun oldu.

        Daha önce 6 ay ikamet etme zorunluluğu vardı, kaldırıldı.

        Belki yeniden getirilir de tartışmalar son bulur…

        Diğer Yazılar