Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hafta başından bu yana elektronik postama yollanan mesajlar ve arkadaşlarımın telefonlarında aynı soruya muhatap oluyorum.

        “Sen Ankaralı gazetecisin bilirsin…” diye başlayıp, ardından ekliyorlar:

        “Eğer seçimin iptali yoluna gidilirse; seçilip mazbatasını alan ilçe belediye başkanları ile meclis üyeleri ve muhtarlar da yeniden mi seçilecek?”

        Bir diğer soru da eğer ki yenileme olursa aynı adaylarla gidilmesi zorunlu mu?

        Soruya yanıt verebilmek için yapılacak iki adım var…

        Seçim kanunları konusunda uzman olan hukukçulara başvurmak ve seçim kanunlarını açıp okumak…

        KANUN NE DİYOR?

        Kanun noktasından hareket edersek…

        Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkındaki Kanun bunun için en sağlam veriyi sunuyor.

        Kanun’un 25’inci maddesinin ikinci bendi net:

        “Bir seçim çevresinde yapılan seçimin, seçim işlemleri sebebiyle iptaline karar verildiği takdirde, o seçim çevresinde yeniden seçim yapılır. İl seçim kurulu, seçimin iptaline dair kararı ilan ettiği gibi kararın kesinleşmesini müteakip o çevrede seçimin yapılacağını da derhal ilan eder...”

        Kanun açık; eğer bir yenilemeye gidilecekse tek başına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil, 39 ilçe belediye başkanı, ilçe nüfuslarına göre sayıları 55’e kadar çıkan belediye meclis üyeleri ile 782 mahalle ve 152 köy muhtarının da seçimi de yenilenir…

        Sadece belediye başkanı ve muhtar açısından bakarsak toplamda 974 kişi ile üç bine yakın belediye meclis üyesi de seçilmemiş sayılacak ve yeniden seçime girmesi istenecek.

        TECEZZİ ETMEME KURAMI

        Bu aslında tek başına kanunun bir maddesinin kuralı da değil, hukukta var olan “tecezzi etmeme” kuramının bir gereği.

        Yani eğer bir olay olmuşsa, bir sakatlık gerçekleşmişse bütününe bakılır; o bütünden sakatlık parçalanıp, ayrılamaz.

        Bir beden geçersiz hale gelmişse ise diğer uzuvları da geçersizdir.

        Bu seçimde ayrı zarflar kullanılmadı, seçmen büyükşehirlerde 4 pusulaya işlem uyguladı.

        Büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanı, belediye meclis üyeliğine mühür bastı, muhtarın da pusulasını alıp zarfa koydu ve bütün olarak attı.

        SEÇMEN İTİRAZI

        Eğer AK Parti temsilcilerinin iddia ettiği gibi fazla seçmen yazımı veya hayali seçmen üretimi söz konusu ise bu durumda bu seçmenler zarfı bütün halinde attığı için usulsüzlüğü de bütününe yapmış oldu.

        Dolayısıyla eğer ki bir yenileme yoluna gidilecekse bunun tümünde olması gerekecek.

        Yok, İstanbul’un tamamı değil, sadece Büyükçekmece için bu işlemin yapılması gerekiyorsa da bu ana kadar ileri sürülen iddialar ilçe ve il seçim kurullarının seçimin başlangıç tarihinden bitimine kadar yaptığı işlemlerle ilgilidir.

        Bu süre içinde ileri sürüldüğü gibi bir usulsüzlük varsa ve bu da itiraz yoluyla bildirilmiş ise bu durumda ilçe seçim kurulu veya il seçim kurulunun görevini yapmadığı, bazı seçmenlerin kayıtlarının itirazlarına karşın alınmadığı ileri sürülebilir.

        Ancak o seçmenlerin muhtarlıklarda askıda olan seçmen listelerine, e-devlet sisteminde kayıtlı kimlik numaralarında bulunan cep telefon veya sabit telefon aracılığıyla uyarılmalarına karşın gidip kayıtlarını yaptırmadılar ise o durumda da sorumluluğu kendilerinde olur.

        Yok, muhtarlıklara asılan listelerde adları bulunmasına karşın, birleştirme sırasında çıkarılmış ise bu durumda Yüksek Seçim Kurulunun partilere gönderdiği son listelerin incelenmesinde itirazın yapılmış olması gerekir ki kanun böyle diyor…

        ADAY DEĞİŞİR Mİ?

        Gelelim tartışmanın bir başka boyutuna…

        Bir yenileme olursa seçime aynı isimlerin girmesi mi gerekir; yoksa aday değiştirme yapılabilir mi?

        Hukuk ve kanun yenileme olduğu için aynı isimlerin girmesi gerektiğine hükmediyor.

        Yenileme seçiminde iptal öncesi kim adaysa ve kayıtlı seçmen ise onların katılmasını zorunlu koşuyor.

        Ancak burada bir ayrıntıyı da belirtmem gerek, eğer bir önceki seçimde sandığa gitmemiş ise bu seçmenin bir tercihi olduğu için, yenileme seçiminde seçmenin sandığa gitme hakkı da bulunuyor.

        Ayrıca mevcut seçmen listelerinde de oynama yapılamıyor; sadece usulsüzlüğe tabi olan varsa onlarda düzenleme yapılıyor.

        Seçmen kaydını yenilemek için muhtarlığa gidip itiraz etmemiş veya YSK’ya bir şekilde başvurmamış seçmen hakkında yeniden yazım olanağı da getirmiyor.

        Özetle aday değişimine seçim kanunları olanak tanımıyor.

        ERDOĞAN’IN SİİRT ÖRNEĞİ

        Oysa bunun tersi bir durum 2002 seçimleri sürecinde gerçekleşti ve iptal edilen Siirt seçimine aynı adaylarla girilmedi.

        O dönem siyasi yasaklı olduğu için TBMM’ye giremeyen Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasağı yasa düzenlemesiyle kaldırıldı.

        AK Parti Siirt’in Pervari ilçesindeki 3 sandık kurulunun oluşturulmadığını ve bir sandığın da kırıldığını ileri sürerek YSK’ya başvurdu.

        YSK da başvuruyu kabul etti ve seçimin yenilenmesine karar verdi.

        Bu kapsamda, AK Parti’den Mervan Gül, CHP’den Ekrem Bilek ve bağımsız Fadıl Akgündüz’ün milletvekilliği düşürüldü.

        AK Parti listeye Erdoğan’ı ilk sıraya koyarken, ardından gelen adaylarını da yeniledi.

        Erdoğan ile birlikte Öner Gülyeşil, Öner Ergenç de AK Parti’den TBMM’ye giren milletvekilleri oldu.

        Dolayısıyla benzer durum burada da gerçekleşir, partiler adaylarını yenileyebilir mi?

        Hukukçular Erdoğan’ın Siirt seçiminin bir istisna olduğunu belirterek bunun olmayacağını söylüyor, aynı adayların olması gerektiği konusunda ısrarcı davranıyor…

        Zaten İstanbul’un tümünde seçimin yenilenme olasılığına da partilerin kulislerinde ihtimaliyeti en düşük hesap olarak bakılıyor.

        Diğer Yazılar