Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        SAĞLIK Bakanlığı'nın son verileri de göstermiş ki 12 yaş altında koronavirüs etkisi yok denecek boyutta.

        Hatta vaka sayıları, hastaneye yatış oranları ve aşısını yaptırmış ailelerine etkileri açısından bakıldığında durumun hiç de korkulan gibi olmadığı ortaya çıkmış.

        Aktarıldığına göre, koronavirüsün 12 yaş altında yarattığı olumsuzluk oranı gribin oldukça gerisinde.

        Hatta etkisi, son 1,5 yılda maske kullanımı ve birçok yerin kapalı olması dolayısıyla etkisi çok yüksek hissedilmeyen grip salgınının yarattığı etkinin gerisinde kalmış.

        Pandemi öncesinde bir yıl içinde grup salgını dolayısıyla ortalama ölen çocuk sayısı 65 civarında kalırken, koronavirüs dolayısıyla ölen çocuk sayısı oldukça az; hatta altında yatan başka nedenler olmasa hiç denecek boyutta.

        AİLE AŞILI İSE...

        Sorgulanan ise şu durum:

        "Aile aşılıysa ve evde kronik hastalığı bulunan ebeveynler de yoksa bu durumda okulda öğrenciyi karantinada tutmanın ne anlamı var?"

        Yani çocuk eğer virüs aldıysa ve evdekilere bulaştırması durumunda hastanelik etmiyorsa neden sınıfı karantinaya alma yoluna gidiliyor?

        Buna bir başka soru eşlik ediyor:

        "Grip salgını çok daha öldürücü ilken ve çocuğu ateşli bir halde tutarken, çocukta ateşi yükseltmeyen koronavirüs karşısında neden bu denli yüksek duyarlılık sergileniyor?"

        REKLAM

        Dolayısıyla bırakın okulları kapatmayı, sınıfları da karantinaya almaya gerek yok görüşü hakim...

        Bir anlamda kitle bağışıklığının sağlanmasının da önünün açılmış olacağına vurgu yapılıyor.

        Ailelerde, ebeveynlerde hastaneye yatma veya entübe olma oranları oldukça düşük olduğuna göre çocukların kitle bağışıklığına ulaşmasının bir sakıncasının olmayacağına da vurgu yapılıyor.

        Şu cümle ise eldeki veriler sonrası güçlü bir şekilde kayda geçiriliyor:

        "12 yaş altındaki çocuklarda görülen vaka sayısı, erişkin aşılıların altında..."

        EŞİ KOVİD GEÇİRENLER

        Bir diğer önemli veri de eşi kovid geçiren çiftlerin durumuna ilişkin.

        Eşlerden biri pozitif çıkanlar arasında yapılan değerlendirme sonucu görülmüş ki diğer eşin hastalanma oranı %50'den az...

        Yani doğal bağışıklık kendiliğinden oluşmuş...

        Dikkat çekilen inaktif aşının süresinin Biontech'e göre çok düşük olması ve hastaların ağırlıklı bölümünün bu kesimde bulunması.

        Hatta son dönem 200'ün altına bir türlü düşmeyen virüsten ölenlerin ağırlıklı bölümünün de inaktif aşı olanların oluşturduğu söylendi.

        18-35 YAŞTA YÜKSELDİ

        Halk sağlığı uzmanı ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın'ı kaygılandıran ise son dönem 17-35 yaş arasındaki vaka sayısının çok yükselmiş olması.

        Bu yaş grubunda bulunan erişkin gençlerin virüsten kaçınma ve maske kullanma oranlarının çok düşük kaldığını belirten Prof. Dr. Akın'ı endişelendiren koronavirüs salgınına bir de gribin eklenecek olması.

        Bu durumda çok daha karmaşık bir sürecin yaşanacağına dikkat çeken Prof. Dr. Akın, genç erişkinler arasında salgının bu denli artmasına gerekçe olarak 18 yaş altına aşılama yapılmasına yeni başlanmasını gösterdi.

        Buna bir de gribin eklenmesi halinde durumun hiç de umulmadık bir sonuç doğurabileceğine vurgu yaptı.

        Görünen o ki bugün hastanelerde yatan oranı %12 iken yaklaşan kış koşulları durumu içinden çıkılmaz bir hale getirebilir.

        Bugün %8-9 seviyesinde olan test yapılanlar arasında pozitif çıkma oranı bir anda zirveye ulaşabilir...

        Diğer Yazılar