Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        KORONAVİRÜS nedeniyle son dönem ölenlerin ağırlıklı bölümünü kimler oluşturuyor?

        Soruyu Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili ismine sordum.

        Bir rakam vermedi, ancak ağırlıklı bölümünün aşı olmayanlar ve geçmişte iki doz Sinovac yaptırıp, üçüncü doz aşısını gerçekleştirmeyenlerden olduğunu söyledi.

        Yani, ölümlerde ikinci grubu Şubat ayında Sinovac olup, “Nasıl olsa iki doz aşı oldum, üçüncü doza gerek yok” diyenler oluşturuyor.

        Nedeni de açık…

        Yaptırdıkları aşının üzerinden 8 ay geçti.

        Oysa yeni varyantlar karşısında, zaten normalde de üç doz yapılması gereken Sinovac gibi inaktif aşıların en fazla 4 ay direnç gösterdiği biliniyor.

        Hatta hastalananların direnci Sinovac’tan çok daha yüksek koruma sağlıyor.

        Bu durumda Şubat ayında aşısını yaptıran 50 yaş üstünde ciddi problemle karşılaşılıyor.

        Hatta son dönem bu grubun yaş ortalaması 35 civarına kadar düşmüş.

        Çünkü 35 yaş üstünün aşı Haziran ayında başladı; onun da üzerinden dört ay geçti.

        Etkinlik sürecini kaybetti.

        Buna bir de aşı olmayan 18 yaş üstü ile iki doz aşı olduğu halde gereken tedbiri almayan genç nesil eklendiğinde vaka sayısı bu kesimde daha da artıyor.

        Özellikle genç yaştakilerin aşı tereddüdü ise dün Sağlık Bakanı’nın da tweetinden anlaşıldığı gibi, “Aşı yaptırmamış gençlerin hastalar içindeki oranı artmış” bulunuyor…

        REKLAM

        FAZ-3 DIŞINDA, AKO İÇİN…

        Bu kesimlere rapel veya hatırlatma aşısı olarak isimlendirilen üçüncü doz, hatta bazılarına dördüncü doz aşının yapılması gerekiyor.

        Bilim Kurulu’nun dünkü toplantısının ana konuları arasında da yer alan bu konuda Bakanlık yeni bir çalışma başlattı.

        Birçok kişinin mRNA aşısından kaçındığı da bilindiği için Erciyes Üniversitesi’nde geliştirilen ve Hacettepe Üniversitesi’nde Faz-3 çalışması devam eden Turkovac üzerine yoğunlaşılmasına karar verilmiş.

        Nitekim Sağlık Bakanı Koca da dün bunu sosyal medya hesabından duyurdu.

        Daha önce 2 doz aşılılar veya Covid-19 geçirmemiş olan 18-59 yaş arasındaki sağlıklı herkesi Turkovac olmaya davet etti…

        AKO İÇİN FAZ-3 DIŞINDA

        Bu çağrı Hacettepe’de devam etmekte olan Turkovac aşısının Faz-3 çalışması olarak anlaşılmasın.

        Çünkü o çalışma daha farklı bir zeminde ilerliyor.

        Bu Turkovac aşısına Acil Kullanım Onayı (AKO) verilmesine yönelik bir adım.

        Nasıl ki Sinovac ve Biontech aşıları için de Faz-3 çalışması dışında bir zeminde AKO kararı alındıysa, benzer durum burada da söz konusu olacak.

        Burada hedef şu an 230 olan Turkovac aşısı olan sayısını 3 bine çıkarmak.

        Nitekim, başta Şehir Hastaneleri olmak üzere 41 merkezde “hatırlatma dozu” çalışmasına başlandı…

        İLK SONUÇLAR OLUMLU

        Bu çalışmadan beklenilen aşının nötralizasyon etkisi, yani virüse karşı savunma mekanizması, nötralize edici antikor aktivitesi ile S-proteinlere karşı ürettiği antikor miktarını görmek.

        İlk aşamada gelen sonuçlar da olumlu çıkmış.

        REKLAM

        Üçüncü doz olarak Turkovac yaptıranlarda aşıya karşı direnç Sinovac’ın üzerinde çıkarken, Biontech ile yakın bir seyir göstermiş.

        Nötralizasyon, yani virüsü baskılama başarısı oldukça yüksek çıkmış.

        S-Proteinine karşı antikor seviyesi de memnun edici bir seviyede olmuş.

        Bu önemli bir veri, çünkü rapel veya hatırlatma dozları için bundan sonraki süreçte ağırlıklı olarak Turkovac’a yönelme olanağını sunuyor.

        Çünkü diğer aşıların bir dozunun maliyeti 12 dolar civarında bir maliyete konu olurken, Turkovac maliyetinin bunun çok altında olması bekleniyor.

        Ayrıca para da Almanya ve Çin’e gitmeyip yurt içinde kalacak anlamına geliyor.

        ETKİNLİĞİ YÜKSEK

        Ancak yine de tam bir sonuç almak ve Dünya Sağlık Örgütü’nün de onay mekanizmasından geçmesini sağlamak için geçmişte Sinovac’ta da olduğu gibi eksiksiz bir sürecin tamamlanması hedefleniyor.

        Hedefin üç bin kişi olarak belirlenmesinin gerisinde de bu yatıyor.

        Bu kadar sayıya ulaşılabilir mi?

        Çevremdeki mRNA aşısından kaçıp Turkovac bekleyen çok kişiyi gördüğüm için bu sayıya yakın sürede ulaşılması da olanaksız değil.

        Turkovac aşısının mucidi Prof. Dr. Aykut Özdağrendeli’nin ne denli kılı kırk yaran kişiliği de buna eklendiğinde inaktif olmakla birlikte Turkovac aşısının rapel olarak kullanılmasının salgının önlenmesine ciddi katkısı olacağı da gün gibi ortada duruyor…

        Bu durum bana Anadolu'da yaygın olan "çek bir pilav üzeri kuru" sözündeki tekerlemeyi andırıyor; Sinovac veya Biontech üzeri Turkovac cümlesini yakında çok duyacağız gibi geliyor...

        Diğer Yazılar