Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        BENZER süreçlerde iki lider telefon görüşmesi yapar, buluşup kamuoyu karşısında açıklama yapar, sorun kaybolurdu.

        Hatta SP’de yapılan son toplantıda liderler arası buluşmaların arttırılması ve daha fazla görüntü verilmesi kararı alınmıştı.

        Ama öyle olmadı.

        Üzerinden bir haftadan fazla zaman geçmiş olmasına karşın, HDP üzerinden, yönetim erkleri dışındaki kişilerin başlattığı gerilim bitmedi.

        Zaman zaman telefon görüşmesi yaptıkları ileri sürülse de CHP ve İYİ Parti liderlerinin dün akşam saatlerine kadar herhangi bir görüşmesi de olmadı…

        Bu durum, 2 Ekim’de CHP’nin ev sahipliğinde yapılacak olan 6’lı masa liderler zirvesine kadar çözülür mü?

        Öngörmek zor…

        Bununla birlikte iki tarafın da kendine göre gerekçeleri var…

        Ancak iki taraf da bunun altılı masanın dağılmasına neden olacak kadar ileri gitmeyeceğini açıktan kayda geçiriyor.

        Masanın diğer partileri ise gelişmeleri şimdilik izlemekle yetiniyor; pozisyon almaktan da uzak duruyor.

        NEDEN TEKİN’İN SÖZLERİ Mİ?

        Konunun bu noktaya gelmesine gerekçe gösterdikleri Gürsel Tekin’in, “HDP’li biri de bakan olabilir!” cümlesi gösterilse de iki tarafla konuştuğumda anladım ki dayandığı öz bunun ötesinde.

        Kılıçdaroğlu'nun da Tekin'in sözlerinden hoşlanmadığı, İYİ Parti'den gelen tepkilere sessiz kalınmasını istediğinin altı çiziliyor.

        Bununla birlikte, meselenin bu kadar büyümesine anlam veremiyor.

        Bazı tahminleri yok değil...

        Örneğin İYİ Parti’nin seçimin kazanılması halinde yönetim erklerinde daha fazla yer bulabilmek için zemin yaptığı gibi bir kanılarını gizlemiyorlar…

        Bunun için de Kılıçdaroğlu’nun istenmediği ileri sürülüyor...

        Akşener’in kent gezilerinde vatandaş ile sohbet ederken İYİ Parti’nin çektiği görüntülerde, “Kılıçdaroğlu olmasın…” diyen kişilerin videolarına çok yer verilmesine dikkat çekiliyor.

        Bu görüntülerin CHP tabanında rahatsızlık yarattığına işaret ediliyor.

        Dikkat ettim, aslında her iki taraf da kendinde olan rahatsızlığı “tabanına!” yüklüyor.

        Ancak 6’lı masanın diğer bileşenleri ile konuştum.

        Meseleye nasıl baktıklarını sordum…

        Belki CHP’li yöneticilerin belki de aklından geçirip, dile getirmekten imtina ettiği sözleri onlardan işittim.

        Onlara göre bu noktaya gelinmesindeki neden, İYİ Parti oy oranının CHP’yi geçip ana muhalefet partisi konumuna geldiğine dönük algı.

        İYİ Parti’den bazı isimlerden, “Masada bize maliyeti yüksek; AK Parti’den gelecek seçmen masada olduğumuz için gelmekten kaçınıyor. Tek başımıza olsak daha yüksek oya ulaşırız” cümlesini duyduklarını iddia ettiler.

        İsmi geçen kişilerle de konuştum, böyle bir cümlesinin olmadığını, tam aksine masada kalmak gerektiğini savunduğunu söyledi.

        İYİ PARTİ’NİN NEDENLERİ

        Ayrıca, İYİ Parti’den en üstünden en altına kadar konuştuğum politika yapıcıların birinde dahil 6’lı masadan kopma düşüncesi yok.

        Aksine ayrılmaları halinde durumlarının kötüleşeceğine yönelik tahlilleri var.

        Tepkilerine neden olan gelişmenin ana kaynağı ise tabandan geldiğine vurgu yaptıkları HDP hassasiyeti.

        Gürsel Tekin’in bir olasılıktan söz ederken, “HDP’li de bir bakan olabilir…” sözünün ardından dün de CHP Parti Meclisi Üyesi Nevaf Bilek’in “Diyarbakır, Kürdistan’ın tüm bu bölgesinde, Türkiye’de önemli bir tarihi şehirdir” cümlesi İYİ Parti’nin gündemindeydi.

        İKİNCİ TUR HESABI

        Bunların CHP yönetiminin bilgisi dahilinde yaptırıldığına ilişkin şüpheleri var.

        Endişeleri, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması halinde CHP’nin, kendilerini bir kenara bırakıp HDP ile yoluna devam edeceği…

        Şu cümleyi İYİ Parti’nin en büyüğünden, çömezine kadar tüm politika yapıcılarından duydum:

        “Bizim Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey'e karşı herhangi itirazımız yok; aksine bizim için en doğru adaydır. Ama seçilebilirse. Sokak bize seçilebileceğini göstermiyor. Sokakta Mansur Yavaş adı öne çıkıyor. Biz ‘Kemal Bey olmasın’ demiyoruz, seçilecek kişi olsun diyoruz…”

        Bu cümlenin ardından HDP konusu geliyor.

        Eğer ikinci turda CHP, HDP ile olursa bazı tavizlerin beraberinde geleceği, bundan İYİ Parti’nin zararlı çıkacağına yönelik endişe partinin her kesiminde var.

        CHP’den gelen, “Kılıçdaroğlu’nun önünü kesmek için sürekli olarak gezilerde insanları konuşturuyorlar” hayıflanmasına da tepkililer; bunun doğru olmadığını savunuyorlar.

        ÜÇ AY ÖNCEDEN BEKLENİYORDU

        İlginç olan ise İYİ Parti’nin, bugünlerde yaşanmakta olan gelişmeleri üç ay önceden bekliyor olması.

        Partinin önemli bir ismi ile üç ay önce sohbet ederken, HDP hassasiyetine dikkat çekip bugün yaşanan gelişmelerden bazılarını sıraladı.

        Hatta siyasette olmayan, ancak bugünkü tartışmaların alevlendirilmesinde etkin rol üstlenen isimden de söz etti.

        Kendisine iki gün önce bu durumu anımsatıp, “Öngörünüz gerçekleşti” dediğimde şu yanıtı aldım:

        “Size de söyledim; biz bunu öngörürken, CHP nasıl görmez? Ayrıca, bizden biri bir tek laf ettiğinde parti yönetimi anında tutum alıp, o kişinin açıklamasının partiyi bağlamadığını anında söyledi. Hatta Kılıçdaroğlu’nun ayağına kadar gönderip özür dilettik. CHP’nin bütün bu gelişmeler karşısında tavırsız kalması, bizde yönetim içinde de kabul gördüğü hissiyatını uyandırdı. Tepki de bunun için yükseldi...”

        Ardına da şu cümleyi ekledi:

        “Ama yatışır… Allah'tan seçime üç ay kala yaşanmadı, bugünden herkes hassasiyetini gösterdi...”

        TERSİNE MUHALEFET

        Aslında işin temelinde CHP yönetiminin yapılan açıklamaları önemsememesi, bu kişilerin açıklamalarının partiyi bağlamayacağına yönelik bakışının getirdiği sonuç yatıyor.

        İYİ Parti de farklı kesimlerin tepkilerine daha açık hale gelmiş durumda…

        Anlaşılan o ki seçim yaklaştıkça bu daha da artacak.

        Ayrıca İYİ Parti’deki tepkinin gerisinde tek başına HDP konusu da yatmıyor.

        Ekonomi yönetiminin kimde olması gerektiğinden tutun da 6’lı masadaki diğer partilerin oy oranlarından daha fazla söz sahibi olmasına kadar birçok konuda hayıflanıyor.

        Özetle, böyle bir dönemde muhalefet iktidarı tartıştırması beklenirken, muhalefet kendi kendini tartıştırıyor.

        Buna son dönem gönül kırgınlığıyla gelen temassızlık da eklendiğinde partiler arası hayıflanmalar artıyor.

        İstediğiniz kadar komisyon oluşturun, çözmeye yetmiyor.

        Çünkü geçmişin tecrübeleriyle kaim, siyasetin laboratuvarı yok.

        Tek ilacı da diyalog…

        Diğer Yazılar