Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tabelâsına “TC” ibaresini ilâve etmesinden bahsederken sözü MHP lideri Devlet Bahçeli’ye kadar götürdü ve “Bu da Bahçeli’ye kapak olsun!” dedi.

        Daha önce bir-iki defa yazmıştım: “Kapak olsun” sözü şimdi iki-üç yüz kelime ile konuşan, dertlerini böyle fakir hâle gelmiş yahut getirilmiş bir dil ile ifadeye çalışan; herhangi bir fikre, görüşe ve düşünceye sadece ağız dolusu hakaretle karşı çıkılabileceğini zanneden bugünün ifade özürlülerinin okkalı söz etme hevesi ile ama ne mânâya geldiğini bilmeden sarfettikleri ağır bir ifadedir ve apaçık küfürdür!

        Adam muhatabını susmaya mecbur bırakmak yahut altından kalkamayacağı bir cevap vermek mi istiyor, hemen zevkle ve de şevkle ağız dolusu “Bu sana kapak olsun”u yapıştırıyor; didişmeden zevk alan üçüncü kişiler de “Aha da nasıl kapak yaptı oooooh!” diye hakaretin göbeğine atlayıveriyorlar…

        Bu küfür, nihayet siyasete de girdi!

        Şimdilerde günlük konuşmaya musallat olan “kapak” hakkında daha önce bir-iki defa yazmış ve sözü edilen kapağın neyin kapağı olduğunu anlatmıştım. Ama milletin “Kapak da kapak, amanın kapak, cânım, gülüm kapak” diye tutturması, hattâ bu ifadeyi bir siyasî parti liderinin bile sereserpe kullanması üzerine mâlûm kapağın Türkçe’ye nereden ve nasıl girdiğini ve hakiki mânâsını tekrar yazıyorum…

        İstanbul’da gayrımüslim vatandaş nüfusunun şimdiki gibi parmakla gösterilecek kadar az olmadığı günleri bilenler ve ilk yahut ortaokul sıralarını gayrımüslim ailelerin çocukları ile paylaşmış olan İstanbullu yaşıtlarım gayet iyi hatırlarlar: Ekalliyetten olan, öncelikle de Rum arkadaşlarımızdan kendi dillerindeki küfürleri öğrenmeye pek bir meraklı idik ve sanki öğretmen tahtaya kaldırdığında soracakmış gibi daha ilk işitişimizde hemen ezberlerdik…

        İşte, artık bir siyasî parti liderinin de gönül rahatlığı ile kullandığı “Kapak olsun” sözü, geçmişi tâââ Bizans’a kadar uzanan ve “Ellenika” denen İstanbul Rumcası’na mahsus ağız dolusu küfürlerden birinin tercümesidir! Aslı “Mama sta muni kosta kapaki”dir; Türkçesi “Ananın...” diye başlar, derken ne demek olduğunu burada yazmama imkân bulunmayan “muni” kelimesinin ayıp karşılığı gelir ve bu asîlin de asîli kalıp “kosta kapaki”, yani “kapak olsun” diye biter!

        İki ayrı milletin İstanbul’da asırlar boyunca didişerek de olsa devam etmiş olan beraberliklerinin mükemmel bir örneğini teşkil eden bu ifadede sadece “kapak” kelimesi Türkçedir ama bu “kapak” tencere yahut tava kapağı değildir!

        Hayâ, edep ve terbiye daha fazlasını anlatmama mâni olduğu ve merâmımı da ifade ettiğimi düşündüğüm için “Kapak olsun!” bahsinde ancak bu kadar yazabiliyorum!

        BİBER SÜRMEK LÂZIM!

        Şark milletlerinde ve tabii biz Türklerde küfürler maalesef genellikle anne üzerine inşa edilirler. İran ise bu hususta istisnadır ve Farsça’da anneyi değil, babayı hedef alan küfürler rağbettedir.

        Küfürlerde anneye sövme âdeti bizde genellikle Batı zannedilmesine rağmen aslında tam bir Doğu, yani Şark olan Bizans ile onun devamı mahiyetindeki Rum kültüründe de aynen mevcuttur! İstanbul ve Anadolu Rumları da hiddetlendiklerinde hemen muhatabın annesini hatırlamışlar, birbirlerinin validelerininden galiz ifadelerle bahsetmişlerdir ve bu âdet şimdi Yunanistan’da konuşulan modern Yunanca’da da vardır.

        “Kapak” kavramını Ellenika’dan rahatça alıp asırlardan buyana kullanmamızın sebebi işte budur, yani Şark’a mahsus mâlûm merakımızdır ve bu âdet güçlü şekilde devam ettiği için “kapak” sözü neyin kastedildiği bilinmeden günümüzde de sık sık kullanılmaktadır!

        Şimdi beyefendilere, hanımefendilere, çocuklara, gençlere, sosyal medyanın âşıklarına, mâşuklarına, klâvye kahramanlarına ve de siyasetçilerimize tekrar ve kısaca hatırlatayım:

        Siz siz olun ve “Kapak olsun!” sözünü sakın kullanmayın! Muhatabınız derunî mânâsı çok ayıp ve hayli ağır olan bu ifade ile neyi kasdettiğinizi bilmediği takdirde şanslı sayılırsınız; ama şayet biliyorsa en hafifinden kafanızın-gözünüzün yarılma ihtimali vardır ve böyle bir durumda mahkeme kafanızı yarana ağır tahrikten dolayı ceza indirimi bile yapabilir!

        Ayıp, çok ayıp! Vallahi biber sürerler! Cızzzz, cızzzzzzz, cızzzzzzzzzz!

        Diğer Yazılar