Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İlk senelerinde isminin başında henüz “Türkiye” ibâresi bulunmayan Büyük Millet Meclisi, 12 Mart 1921’de Mehmed Âkif’in İstiklâl Marşı’nı “millî marş” olarak kabul etmişti.

        Dolayısı ile bugün, millî marşımızın resmen kabulünün 99. yıldönümüdür…

        Zeytinburnu Belediyesi, kabulün yıldönümüne tesadüf eden bugünlerde Mehmed Âkif’in şimdiye kadar bilinmeyen bir eserini, daha doğrusu “Zeytin Ağacı” isminde bir tercümesini yayınladı.

        Asıl mesleği veterinerlik olan ve Halkalı’daki Ziraat Mektebi’nin hocalarından olan Âkif, Zeytin Ağacı’nı Mikâil Çilingiryan ile beraber Fransızca kaynaklardan tercüme etmiş, tercümeyi sonradan “Üzümeri” soyadını olan Mehmed Ekrem basılacak şekilde elyazısı ile yazıp içerisindeki çizimleri yapmış ve 189 sahifelik eser 1913 Mayıs’ında Ziraat Mektebi’nin talebesi için o zamanın bir çeşit teksiri olan “şapirograf” tekniğiyle çok az sayıda basılmış!

        “Zeytin Ağacı”nın bilinen tek nüshası, Türkiye’de “kitap ve yayın tarihi” dendiğinde akla gelen ilk isim olan Prof. Ali Birinci’nin “eşsiz” diyebileceğim kütüphanesinde bulunuyor…

        Zeytinburnu Belediyesi işte bu nüshanın tıpkıbasımını ve Selma Günaydın ile Yusuf Turan Günaydın’ın lâtin harflerine çevirdikleri metni Birinci’nin konuyu mükemmel şekilde izah ettiği bir sunuş yazısı ile beraber yayınladı.

        Mehmed Âkif’in hem edebî hem de fikrî hayatımızdaki çok önemli yerinden burada sözetmeme hiç gerek yok ama bu yayının ortaya koyduğu bir başka önemli husus var:

        Bir memleketin millî şairine ait eserlerden birinin nerede ise bir asırdan buyana karanlıklarda kalıp bilinmemesi, o memleketin kültür tarihi bakımından açık söylemek gerekirse büyük bir ayıptır, bu ayıptan kurtulmamız da şimdi Zeytinburnu Belediyesi sayesinde mümkün olmuştur!

        “Başarılı” ve “iyi” yayıncılığın ilk şartı, bana göre “kalıcı” ve “kaynak” olan eserler yayınlamaktan geçer ve bu işi en mükemmel şekilde yapan kurumların başında açık söyleyeyim, Zeytinburnu Belediyesi gelmektedir: Şimdiki Belediye Başkanı Ömer Arısoy başkan yardımcısı olduğu geçmiş dönemde o bir önceki başkan Murat Aydın ile beraber böyle çok sayıda “kalıcı” ve “kaynak” eser yayınlamıştır, Ömer Bey aynı kalitedeki yayın faaliyetine bugün de devam etmektedir ve millî şairimizin 117 sene sonra ortaya çıkartılan eseri de bu yayıncılığın son örneğidir.

        DAHA BAŞKA YAYINLAR DA VARDI…

        Sırası gelmişken çok seneler önce işittiğim bir hadiseden ile yine uzun seneler evvel gördüğüm bazı kitaplardan sözedeceğim…

        Musiki hocalarımdan olan Dr. Selâhattin Tanur, Birinci Dünya Harbi’nin son yıllarında Tıp Fakültesi’nde gördüğü kısa bir eğitimden sonra doktor olarak mezun edilen o devrin gençlerinden idi. Kısa eğitim görmelerinin sebebi cephelerdeki doktor ihtiyacıydı ve bu şekilde kısa eğitim ile doktor olanların ortak bir de özellikleri vardı: Gelen hastanın rahatsızlığı ne olursa olsun sadece “aspirin” verirlerdi! Grip geçirene de, çok daha ciddî ve hattâ hayatî bakımdan tehlikeli olan derde müptelâ olanlara da aynı şekilde aspirin!

        Gerekçeleri, almış oldukları eğitime güvenmemeleri sebebi ile kuvvetli ilâç vermekten çekinmeleri idi!

        Dr. Selâhattin Bey anlatmıştı: Tıp tahsiline devam ettikleri sırada zamanın güçlü adamı olan Harbiye Nâzırı Enver Paşa, cephede ihtiyaç duyulabileceği gerekçesi ile tıp talebesinin temel veterinerlik eğitimi de almasını istemişti. Doktor adaylarına bu dersler Halkalı’daki Ziraat Mektebi’nde verilmişti ve arada bir Mehmed Âkif de derslerine giriyordu.

        Hoca’nın muhafaza ettiği ders notları arasında, hayvan hastalıklarını konu alan ve “Zeytin Ağacı” gibi şapirografla basılmış satırları mor renkli bazı risâleler de vardı. Dr. Selâhattin Bey bunları bana göstermiş, bir-ikisinin Mehmed Âkif’e ait olduğunu söylemişti.

        Risaleler bugünkü gibi hatırımdadır ve Hoca’dan hatıra olarak saklamak üzere bana vermesini niçin istemediğime hâlâ esef ederim!

        Ali Ağabey bunları günün birinde belki bulur ve Ömer Bey de yayınlar, kimbilir…

        Bundan 40-45 sene kadar önce bizzat gördüğüm bu yayınları hatırlattıktan sonra “Zeytin Ağacı”nın kütüphanesinde bulunan bilinen tek nüshasının kitap olarak çıkmasını sağlayan Prof. Ali Birinci ile eseri yayınlayan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’u tebrik ediyorum. Sayelerinde, yayıncılık tarihimizin dünya kadar meçhulünden biri ortadan kalkmış ve millî şairimize olan vefa borcumuz bir nebze de olsa ödenmiştir.

        Mehmed Âkif’in Mikâil Çilingiryan ile beraber tercüme ettiği “Zeytin Ağacı”.
        Mehmed Âkif’in Mikâil Çilingiryan ile beraber tercüme ettiği “Zeytin Ağacı”.

        Diğer Yazılar