Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İtalya’da, Koronavirüs yüzünden ölenlerin sayısı İran’ı geçti…

        Adamlar yasak masak dinlemiyorlar, özellikle de salgının başladığı kuzeydeki Lombardiya’da halka “evlerinizde kalın, sokağa çıkmayın” dendiği halde sokağa çıkma yasağına uymayanlardan alınan para cezasını ödeyip haldır haldır dışarıda dolaşıyorlar ve neticede ölen ölene…

        İşin ucunda ölüm olduğunu hatırlarına bile getirmeyen Lombardiyalılar’ın niçin böyle yaptıklarını ve “umursamazlık”, “delilik” yahut “çatlaklık” gibi sıfatlarla açıklanamayacak olan bu hareketlerinin sebebini dün bazı İtalyan arkadaşlarıma sordum.

        Meselenin altında çok başka sebeplerin bulunduğunu anlattılar. Söylediklerini şimdi sizlere de naklediyorum:

        İtalya 20 idarî bölgeye ayrılmıştır, bunlardan beşi geniş otonomiye sahiptir, bölgelerde seçimle işbaşına gelen valilerinin unvanı da “Başkan”dır.

        Kuzeydeki bölgeler memleketin en zengin kesimidir ve senelerdir ya daha geniş otonomi elde etmek yahut İtalya’dan ayrılmak için çalışmaktadırlar. Gerekçeleri basittir: İtalyan ekonomisine en büyük katkıyı yapmalarına rağmen merkezî hükümetin kuzeyin gelirlerini ve vergilerini alıp güneydeki nisbeten fakir bölgelere harcamasına artık son verilmesi ve kuzeyin bağımsız, ayrı bir devlet olması!

        İtalyan Birliği’nden ayrılmak isteyen bölgelerde faaliyet gösteren altı siyasî parti 1991’de “Kuzey Ligi” adında bir birlik teşkil ettiler, ardından 1996’da “Padania Federal Cumhuriyeti”ni ilân edip parlamentolarını kurdular ve Mantua’yı başkent yaptılar.

        Ayrılmayı silâh kullanarak değil, siyasî uzlaşma sağlayarak yapmak isteyen Kuzey Ligi faaliyetine hâlâ devam ediyor…

        BALIK İSTİFİ “SARDALYA” TOPLANTILARI

        Lig’in en güçlü ve en zengin bölgesi, otonomiye sahip bölgenin başkenti Milano olan ve salgının şiddetle hüküm sürdüğü Lombardiya! Salgının burada yaygınlaşmasının sebebi de Lombardiya’da geniş bir tekstil sektörünün bulunması, fabrikalarda ve atelyelerde çalışan onbinlerce Çinli işçinin Çin takvimine göre yeni yılın, yani “Fare Yılı”nın başlangıcı olan 17 Ocak’tan itibaren memleketlerine gitmesi ve dönüşlerinde virüsü de beraberlerinde getirmesi…

        Salgının İran’daki vak’aları bile geride bırakmasının başka sebepleri de var: Eve kapanmak pek öyle İtalyanlar’a uygun bir iş değil ama Kuzey’in bağımsızlığını isteyen gençlerin başlattığı ve meydanlarda iğne atılsa yere düşmeyecek vaziyette sıkışık toplantılar yapmaya alışkın olan kuzeylilerin bu kalabalığı balık istifine benzeterek “Sardalya” dedikleri toplantılarından hâlâ vazgeçmemeleri. Teşkil ettikleri kalabalıklar salgın öncesindeki kadar yoğun olmasa da ölüm riskine rağmen biraraya gelmeye devam ediyorlar, artık âdet hâline gelen şenlik havasındaki bu buluşmalara hâlâ devam ediyorlar. Halktan bazılarının evlerinin pencerelerinde ve balkonlarında çalgı çalıp arya ve şarkı okumalarının sebebi de, aslında şimdi herkesin katılamadığı bu şenlikleri bir biçimde de olsa devam ettirebilme isteği…

        Bu biraraya gelmeler ve okulların salgın yüzünden kapatılmasına rağmen kapanmayı “tatil” olarak algılayan gençlerin sokaklara yığılması da virüsün yayılmasında önemli rol oynuyor. Hükümetin eğitime Skype vasıtası ile devam edilmesi kararı da şimdilik bir işe yaramıyor.

        Dün, İtalya’nın Fransa sınırındaki San Remo şehrinde lise öğretmeni olan bir arkadaşımı aradım, yaşadıkları sıkıntıları anlattıktan sonra dersini artık Skype kullanarak verdiğini söyledi ama “Aslında boşuna uğraşıyoruz. Hocasını sınıfta bile doğru dürüst dinlemeyen öğrenciye dersi Skype’tan anlatmanın hiçbir faydası olmuyor” dedi.

        Koronavirüs gençleri fazla etkilemiyor ama akşam evlerine döndüklerinde virüsü de beraberlerinde götürüp yaşlılara buluşturuyorlar ve neticede millet takır takır ölüyor!

        İtalya’daki vaziyet işte budur…

        Diğer Yazılar