Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kovid-19 virüsünün “Omikron” denen yeni bir mutasyonu çıktı. Hakkında henüz pek birşey bilinmiyor; bu yeni mutasyonun öncekiler, özellikle de Delta kadar tehlikeli olmadığına inanan bazı uzmanlar iyimser konuşuyorlar ve virüsün artık zayıflamaya başladığının işareti olabileceğini söylüyorlar.

        Birşey söylemek için vakit henüz erken ama şimdilik eldeki tek-tük bilgi bundan ibaret...

        Daha önce de yazmıştım: Enfeksiyon, virüs, pandemi, vesaire uzmanı değilim; immünolojiden zerre kadar olsun anlamam, bilmediğim konularda ahkâm kesmekten de hiç hazzetmem ama eski salgınlar hakkında çok şey okuduğum, ve 1918 ile 1920 arasında dünyayı kasıp kavuran İspanyol Gribi günlerini yaşamış, hattâ hastalığa yakalanıp atlatabilmiş kişileri gençlik senelerimde epey dinlediğim için bazı tahminlerde bulunacağım.

        Tekrar söyleyeyim, yazdıklarım sadece tahmindir; İspanyol Gribi ile Kovid-19 arasındaki benzerliklerden hareketle yapacağım tahminler...

        H1N1 virüsünün sebep olduğu İspanyol Gribi salgınında ilk vak’a Birinci Dünya Savaşı günlerinde, 4 Mart 1918’de görülmüş, ikinci dalga o senenin Ekim’inde gelip Aralık’a kadar devam etmiş ve milyonların canını almıştı. 1919 Ocak’ındaki üçüncü dalga ikincisi kadar kuvvetli olmasa da yine binlerce kişiyi öldürdü ve salgın 1920 ilkbaharında gelen ve birinciden kuvvetli ama ikinciden zayıf olan dördüncü dalganın ardından sonbahara doğru yavaş yavaş ortadan kalktı. Virüs gittikçe zayıfladı, öldürücülüğü azaldı ve normal grip gibi oldu ama iki sene içerisinde o zamanın resmî rakamlarına göre sadece İstanbul’da 6 bin 835 kişinin canını aldı...

        REKLAM

        Seneler boyu kan ve gözyaşına sebep olan bir savaşın yaşandığı, ardından da kahreden bir işgalin geldiği o günlerdeki sıkı sansürün öğrenilmesine müsaade etmediği gerçek vefat sayısını şimdi sadece Allah bilir!

        Tarih boyunca çıkan virüs kaynaklı salgınların ömrü hep iki sene civarında olmuş, mutasyonların getirdiği yeni dalgalar canlar almış, virüsün bulaşıcılığı zamanla artmış ama öldürücülüğü azalmıştır! Pandemilerin sona ermesinde geliştirilen aşıların ve alınan tedbirlerin etkisi gözardı edilemez fakat İspanyol Gribi de dahil olmak üzere salgınların ortadan kalkmasında virüsün gücünün azalmasının, yani öldürücülüğünü giderek kaybetmesinin önemli rolü vardır...

        TAM 88 SENE SONRA ÖĞRENİLDİ!

        Ve, tarihin bir tuhaflığı: İspanyol Gribi’ne sebep olan H1N1 virüsünün bütün özellikleri, salgının sona ermesinin üzerinden 88 sene sonra ortaya çıkartılabildi! Teknoloji ilerlemişti ama üzerinde araştırma yapılabilecek H1N1 virüsünün canlısı bir türlü bulunamamıştı. Hattâ, Sykes-Picot Andlaşması’nın, yani Ortaoğu’yu ve Anadolu’nun bir bölümünü İngiltere ile Fransa arasında kâğıt üzerinde taksim eden metnin mimarlarından olan ve 19 Şubat 1919’da İspanyol Gribi yüzünden 39 yaşında ölüveren Sir Mark Sykes’ın mezarını 2008’deki Kuş Gribi salgını sırasında açmışlar, tabutla defnedilen cenazenin bozulmadığını düşünerek ilâç çalışmalarında kullanmak üzere beyninden virüslü doku almak istemişler ama cesedin çürüdüğünü görünce mezarı tekrar kapatmışlardı.

        H1N1’in bütün esrarı, yine 1918’de can vermiş olan Alaskalı bir kadın sayesinde çözüldü. Kadının mezarı 2005’te tesadüfen bulundu, hayli kilolu olduğu ve cesedinin de şans eseri bozulmadığı görüldü; daha da tuhafı, dokularında hâlâ hayatta olan virüse rastlandı, alınan örnekler laboravarlarda tam üç sene boyunca incelendi ve H1N1’in yapısı ile ilgili herşey böylelikle 87 sene sonra öğrenilmiş oldu.

        İspanyol Gribi’nin iki sene devam eden acı ve ıztırapla dolu macerası bana Kovid-19’un aynı şekildeki seyri ile benzerlik kurduruyor ve yeni virüsün ardarda ortaya çıkan mutasyonları 1918’de başlayan salgının iki sene boyunca dünyayı kırıp geçiren aşamalarını hatırlatıyor... Omikron’un Delta kadar öldürücü etkisinin bulunmadığı ve virüsün şimdiye kadar görülen en zayıf versiyonu olduğu yolundaki açıklamalar ise, İspanyol Gribi’nin aynı şekilde zayıflayarak ortadan kalkması gibi bu son pandeminin de sona gelmekte olduğu ümidini veriyor.

        Geçen sene, eski salgınların dünyayı mahvetme müddetlerini, yani iki sene içerisinde sona ermelerini gözönüne alarak Kovid-19’un da bu kışın nihayetine doğru yavaş yavaş ortadan kalkma ihtimalinin yüksek olduğunu yazmıştım.

        Omikron hakkında şimdilik bilinenler “İnşallah” dedirtiyor, böyle devam etmesini ve “Hafazanallah” dedirtmemesini umalım...

        Diğer Yazılar