Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Okurken çok utandığım, ayrıntıları öğrendikçe hayretler içinde kaldığım Arda Turan’ın bar kavgası meselesinde tam da yazılarımda bahsettiğim erkek tahakkümcü ve cinsiyetçi zihniyetin en kristalize, en yontulmamış hali var. 1 hafta içinde bir yanda İsmail Küçükkaya hadisesi öbür tarafta Arda Turan olayı aslında biz Türkiye kadınlarına çok şey öğretiyor: Kadın meselesini her türlü siyasetin üzerinde görmeliyiz ve ister Atatürkçülük ister iktidarcılık maskesine saklansın, her türlü cinsiyetçi ideolojiye karşı çıkmalıyız. Biz kadınları yine biz kadınlar kurtaracağız…

        Ben futboldan hiç anlamam ancak bundan birkaç sene önce Barcelona’ya gittiğimde karşılaştığım Arda Turan sevgisini düşününce geldiği nokta hakikaten zirveden dibe. Yazık!

        HAYATTAKİ EN YÜKSEK MERTEBE

        Bu tartışmada yozlaşma, kendine her şeyi mübah görme, evli bir kadına sarkıntılık etme gibi rahatsız edici unsurların yanı sıra beni bunlardan da çok irkilten “erkekliği kutsama” mantığı da var. Hayattaki en yüksek mertebe bu erkek kafasına göre “adam olma” mertebesi. Arda Turan kendine “adam” sıfatını layık görerek savunmaya çalışıyor, Arda’nın yanlış yaptığını söyleyenler ise onu “adam olmadığı” gerekçesiyle suçluyor.

        Bu ülkedeki yaygın cinsiyetçi ve erkek-egemen zihniyeti bundan daha iyi anlatan bir kavga olamaz diye düşünüyorum. Hamile karısını evde bırakıp gece kulübüne gitmemek adamlıkmış ve Arda adamlığı ihlal etmiş! Kulüpte çirkin bir üslupla kadınlara sarkmamak da adamlıkmış. Prensip sahibi olmak, ahlaklı olmak, erdemli olmak kavramları yerine “Adam Olmak” diye erkekleri kutsayan bir dil kullanılıyor herkes tarafından. Vay halimize sevgili kadın okurlarım…

        Diğer Yazılar