Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıllardır AK Parti’nin birçok mitingini, toplantısını takip ediyorum. Organizasyon becerisi çok yüksek bir parti, AK parti. Kalabalığı canlı tutuyor, zamanı çok iyi kullanıyor. Bugün Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen ve Başkan Erdoğan’ın seçim manifestosunu açıkladığı toplantı da bu anlamda bir istisna değil.

        AK Parti 31 Mart’a giderken çok akıllıca bir strateji uyguluyor. Aday tanıtımlarından, seçim sloganlarına ve bugünkü seçim manifestosuna kadar birçok başlığı kampanyanın bir parçası haline getiriyor. Seçmene mesajlarını vermek için bir zemin yaratıyor.

        İstanbul’da Ankara ve İstanbul hariç diğer birçok şehrin açıklandığı toplantıda da, Ankara’nın ilçelerinin, İstanbul’un açıklandığı toplantılarda da, bunu gördük.

        AK PARTİ’NİN, CHP KARŞISINDA HANGİ AVANTAJI VAR?

        Başkan Erdoğan devamlı surette partisinin toplantılarının heyecanını yüksek tutuyor ve seçmenin karşısına vaatle çıkıyor. Bunun, özellikle henüz adaylar konusunda bir fikir birliğine varmaktan uzak hatta adaylar yüzünden birbirine düşmüş görüntüsü veren rakibi, ana muhalefet partisi CHP karşısında ciddi bir avantaj olduğunu düşünüyorum.

        Erdoğan kararlı, partisine tam hakim, proje odaklı, içinden geldiği ve Türkiye’de de birçok ilki getirdiği belediyecilik anlayışında kendi ile yarışan bir portre çiziyor.

        Bugünkü manifesto da bunu gösteriyor. Kısaca dikkatimi çeken noktaları sıralayayım:

        İHALELERE CANLI YAYIN

        Türkiye’de belediyecilik deyince vatandaşın aklına rant geliyor, mevcut belediyecilik anlayışı parti ayırt etmeksizin ciddi rant kapıları açabiliyor maalesef. Benim Erdoğan’ın konuşmasında en çok dikkatimi çeken bunu değiştirme arzusu idi.

        Şeffaflığa vurgu yapması çok önemliydi. Hatta açıkladığı 11 madde içinde “tasarruf ve şeffaflık” başlığı altında “Belediye ihalelerinin canlı yayın dahil halka açık şekilde yapılmasına çalışacağız” sözü bir devrim niteliğinde. Bu, hayata geçebilirse belediyecilik anlayışı kökten değişecektir.

        KALDIRIMLARA ÖZGÜRLÜK

        Erdoğan’ın mevcut şehirler ve şehirleşme ile ilgili söyledikleri de dikkate değerdi. Özellikle otopark konusunda vaatleri önemliydi. Kaldırımları otopark olmaktan çıkarmaktan, yeni ve yeterli otopark alanları yaratmaktan bahsetti.

        Bugün hakikaten şehirlerimizin en büyük sorunlarının başında otopark meselesi geliyor. Hem görüntü hem hava kirliliğini çözmek için yer altında geniş otopark alanları yaratmak şehirlerin yaşam kalitesini önemli oranda artıracaktır.

        Bununla birlikte Millet Bahçelerine verdikleri önemden de bahsetti Başkan Erdoğan. Şayet bu vaatler gerçekleşirse -ki Millet Bahçeleri hızlı bir şekilde birçok noktada hayata geçiyor- havası çok daha temiz, çok daha yaşanır kentlere kavuşabiliriz.

        Bugün konuşmada da hatırlatıldığı gibi nüfusunun yüzde 80’i şehirleşmiş bir Türkiye var. Bu, dünya ortalamasının epey üzerinde. Zira dünyanın yüzde 55’i kentlerde yaşıyor.

        Manifestoyu dinlerken şehirleşmiş ve önemli oranda da kendi iktidarı döneminde bunu gerçekleştirmiş bir Türkiye’de Erdoğan’ın yeni bir şehircilik anlayışını vaat ettiğini gördüm. Yatay şehirler, yeşil şehirler, akıllı şehirler diyerek, kentsel dönüşümün halkla beraber, şehir planlarının çok daha kontrollü yapılacağından bahsederek yeni bir anlayışın krokisini çizdi.

        YEREL SEÇİM GİBİ YEREL SEÇİM

        Bence konuşmasındaki en önemli ayrıntılardan biri de tamamen yerel seçim odaklı olmasıydı. Sadece belediyecilik, şehircilik üzerine hazırlanmış bir konuşma yaptı Erdoğan. 31 Mart’ın bir yerel seçim, hedeflerinin belediyecilikte kendilerini aşmak olduğunu vurguladı.

        Hem konuştuğum AK Parti’nin önemli isimlerinden aldığım mesaj hem de Erdoğan’ı dinlerken edindiğim izlenim ile kısaca şu çerçeveyi çizebilirim:

        AK Parti’nin hedefi, 94 ruhuna geri dönme ama aynı zamanda aradan geçen zamanda kazandıkları tecrübeyi ilk günkü tevazu ve samimiyet ile harmanlama…

        Diğer Yazılar