Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        23 Haziran sonrasında Türk siyasi hayatı durulmayı bırakın, bilakis daha da hareketlendi. 2023’e kadar da bir daha sakinleşeceğini sanmıyorum.

        Birkaç gündür bu hareketliliğin tüm taraflarıyla konuşmaya ve bilgi toplamaya gayret ettim.

        Şüphesiz şu aralar en çok merak edilen olgu, yeni bir siyasi parti kurması kesinleşen Ali Babacan Hareketi.

        İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na henüz oturmuş olmasına rağmen Ekrem İmamoğlu Hareketi diye bir olgu da var artık ve İmamoğlu’nun daha ileri mevkileri hedeflediği de sır değil. Ekrem Bey cephesi de Babacan cephesindeki gelişmeleri dikkatle takip ediyor.

        DAVUTOĞLU’NU KİM İSTEMİYOR?

        Öte yandan Ali Babacan ile yan yana olma ihtimali artık kalmamış ya da kalamamış bir Ahmet Davutoğlu Hareketi var. Davutoğlu’nun da yeni bir siyasi parti ile yoluna devam edeceği artık kesin.

        Aslında Davutoğlu illa parti kurma takıntısına sahip değil. Ahmet Hoca, Babacan ile aynı parti içinde olmaya son derece sıcak ama Babacan Hareketinin manevi önderi konumundaki Abdullah Gül kesinlikle Davutoğlu’nu yeni siyasi partinin içinde istemiyor. Bunun sebeplerini ilerdeki yazılarda kaleme alacağım.

        HERKESİN UNUTTUĞU BİR İSİM DAHA VAR...

        2023’e giden yolda bir yandan Ali Babacan diğer yandan Ekrem İmamoğlu öte yandan Ahmet Davutoğlu derken herkesin unuttuğu bir isim daha var: Muharrem İnce. Bugün bir Muharrem İnce olgusundan da bahsetmeliyiz.

        Ben hem bu köşede hem de Habertürk TV ekranlarında “Ekrem İmamoğlu’nun çıkışı Muharrem İnce’nin bitişi oldu” diye çok söylemiş bir gazeteciyim ama 2023 yolunda Muharrem İnce pes etmiyor.

        Onunla ilgili yorumlarım üzerine Muharrem İnce geçen hafta içinde beni aradı ve tamamen kayıtdışı olmak üzere uzun bir konuşma yaptık. İnce’nin o konuşmada önümüzdeki süreci yüksek bir siyasi zekayla yorumladığını söylemeliyim. Bazı noktalarda beni ikna etti. Yani Muharrem İnce Hareketinin de önümüzdeki süreçte sürprizleri olabilir.

        Elbette tüm bu isimlerin ve yeni siyasi hareketlerin dışında Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan olgusu var.

        Erdoğan’ın muhafazakarların Mustafa Kemal’i olduğu gerçeğini hiçbir siyasi analist akıldan çıkarmamalı. Bence hem Babacan hem Davutoğlu hem de İmamoğlu bu gerçeğin farkında. Zaten dikkat edin ona göre bir dil ve üslup tutturuyorlar.

        Tayyip Bey’e “Muhafazakarların Mustafa Kemal’i” yakıştırmasını yapan da ben değilim. Bu tanımın patenti şu an Erdoğan’a karşı eleştirel bir duruş sahibi olan aydın Ali Bayramoğlu’na ait. Son derece objektif bir tespit bence bu.

        GÜL VE İNCE HANGİ NOKTADA BULUŞUYOR?

        Fakat Bayramoğlu’nun zekice tespit ettiği bu sosyal hakikati Abdullah Gül ve Muharrem İnce’nin reddedeceği kanaatindeyim. Birbirlerine çok zıt iki siyasi kişiliğe sahip Gül ve İnce enteresan biçimde bu noktada buluşuyor.

        BABACAN’IN PARTİSİNİN İSMİ NE OLACAK?

        Ali Babacan’ın yeni hareketiyle ilgili birçok kulis medyaya yansıdı ama bir konu hiç yansımadı. Partisinin ismi ne olacak?

        Öğrendiğime göre bu hareketin ismi önce “Özgürlük ve Adalet Partisi” ya da “Özgürlük ve Refah Partisi” olarak konuşulmuş. Sonrasında Adalet ve Kalkınma Partisi ve Refah Partisi ile herhangi bir benzerlik olmasın istenmiş.

        Ardından “Özgürlük ve Hukuk Partisi” ortaya atılmış. Babacan’ın siyasi felsefesine ve mevcut toplumsal taleplere en uygun isim olarak bu düşünülmüş.

        Diğer yandan yeni parti isminin kısaltmasıyla da çarpıcı olması isteniyor. Dolayısıyla başka öneriler üzerinde de konuşuluyor. Ama şu an en kuvvetli ihtimal bu.

        Peki Ali Babacan’ın Özgürlük ve Hukuk Partisi ne zaman kuruluyor? İlk başta Eylül olarak düşünülmüş ama şu an itibariyle Babacan çevresi Temmuz ayına işaret ediyor. Yani çok yakında.

        Bu hareket, Türkiye’nin en önemli siyasi ihtiyacını özgürlüklerin ve hukuk devletinin sağlam biçimde inşa edilmesi olarak görüyor.

        İşin diğer ilginç yanı ise Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu arası ilişki neyse Ali Babacan ve Abdullah Gül arasında benzer siyasi ilişki olması.

        Hem Gül hem de Kılıçdaroğlu siyasi lider olma vasfının dışında bir mentor, bir tip manevi önder olarak İmamoğlu ve Babacan’a destek oluyorlar. Perde arkasında rol alıyorlar.

        2023’e giden yol adeta bir büyük satranç tahtası…

        Diğer Yazılar