Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bağımsız milletvekili Cihangir İslam İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya alenen beddua okudu. “Allah belanı versin” dedi.

        İslam, Bakan’ın fikirlerine hiç katılmayabilir, hatta kendisine çok kızgın da olabilir. Ancak kimsenin kimseye beddua okumaya, hakaret etmeye hakkı yok. Çok yanlış buldum bu çıkışı. İçişleri Bakanı Soylu’yu aradım ve bu fikrimi aynen ifade ettim.

        “Suç duyurusunda bulundum, başka bir şey demeye gerek yok” diyerek girdi söze Bakan. Sonra şunu hatırlattı: “Bir yıl önce bu kez de Mehmet Bekaroğlu aynı çirkin ifade ile saldırmıştı. Onunla ilgili de yargıya başvurmuştum. Bunlar hakkında daha fazla söyleyecek bir şey yok, işte görüyorsunuz” dedi.

        “HUKUKİ DAYANAĞINI KENDİSİNE UZUN UZUN ANLATTIM”

        Soylu, belediyelerin topladığı bağışların dondurulması meselesi ile de gündemde malum. Salı günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir telefon görüşmesi yaptı. İki taraf da bunu teyit etti ancak görüşmenin detayları yazılmadı.

        Neler konuştuklarını sordum. Uzun uzun kanunda yardım toplama yetkisinin kimlere hangi el ile verildiğinin belirlendiğini anlattığını ve karşı tarafın da kendisini anladığını söyledi.

        İçişleri Bakanı kısaca diyor ki: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı bağış toplamak değil, yardım kampanyasıdır. Yardım kampanyaları geneldir ve 2860 sayılı kanunla düzenlenmiştir. Buna göre dernekler, vakıflar, belediyeler idari otoriteden izin almak kaydı ile yardım kampanyası düzenleyebilir. Kızılay, Mehmetçik Vakfı gibi 28 kurumun devamlı kampanya düzenleme yetkisi vardır. Cumhurbaşkanı da bu yetkiyi verebilir.

        Kısacası belediyelerin valilikten izin almadan yardım kampanyası düzenleyemeyeceğini söylüyor.

        Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaptığının yardım kampanyası değil, bağış toplamak olduğunu ileri sürüyor.

        “ŞARTSIZ BAĞIŞ OLMASININ ŞARTI…”

        Soylu’ya bunu hatırlattığımda “Hayır, bağış özeldir, böyle kamuya açık duyuru ile genel bir şey yaparsanız o yardım kampanyasıdır ve belediyeler kendileri karar verip bunu yapamazlar, bu kanuna aykırı. Bağışta da biliyorsunuz iki tür bağış var, şartlı bağış toplamak için belediye meclisinin izni gerekir. Şartsız bağış toplama yetkisi belediye başkanındadır. Şu şirket ya da şu kişi şu kadar bağış yaptı denerek yapılabilir” dedi.

        “TOPLANAN PARALARIN SAHİPLERİNE İADE EDİLMESİ GEREKİR”

        Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin topladığı paraların bulunduğu hesaplar donduruldu. Bakan’a bundan sonra o paralara ne olacağını da sordum.

        “Bakın Nagehan Hanım, Konya Belediyesi de aynı şeyi yapıyordu, ikazımız üzerine hemen sonlandırdılar ve paraları sahiplerine iade ettiler. Yapılması gereken budur” diye konuştu.

        *

        İmamoğlu cephesi ne diyor?

        İçişleri Bakanı’nın ardından Ekrem İmamoğlu cephesini de aradım. Salı günkü telefon konuşmasını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı nasıl görüyor? Bugün Ekrem Bey toplanan yardımlar ve bundan sonrası için açıklama yapacak. Belli ki durmayacak. Peki İçişleri Bakanlığı’nın müdahalesine rağmen para toplamayı nasıl sürdürmeyi planlıyor?

        İmamoğlu cephesinden şunları öğrendim:

        Salı günkü telefon konuşması: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bağış konusu ile ilgili gelişmeler üzerine birinci ağızdan bilgi almak için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmek istemiş. Özel Kalem 5 dakika içinde Bakan Bey’i bağlamış. Yaklaşık 40 dakika konuşmuşlar. Son derece nazik bir konuşma olmuş. Soylu neden belediyelerin bu şekilde para toplayamayacaklarını anlatmış, İmamoğlu da hukukçulara danıştığını, Kadir Topbaş döneminden müfettişlerden de görüş aldığını ifade etmiş.

        Bunun üzerine İçişleri Bakanı “O halde sizin arkadaşlar İller İdaresi Genel Müdürü ile görüşsünler” demiş.

        Bu konuşmanın olduğu günün akşamı İller İdaresi Genel Müdürü ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden müfettiş ve danışmanlar görüşmüşler.

        Gelinen nokta: İçişleri Bakanlığı kanuna göre kamuya açık duyuru ile bu şekilde toplanan para yardım kampanyasına girer, buna yetkiniz yok diyor. Bunun üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi bundan böyle hesap numaraları ilan etmeyecek. Dolayısıyla bunu ‘şartsız bağış’ kategorisinde götürüp yoluna devam etmeye çalışacak.

        Hesap numarası verilmeden kim nasıl yardım yapacak? İnternet sitesinden duyuru yapılıp, insanlar yönlendirilecek.

        Bankada dondurulan miktara ne olacak? Ekrem İmamoğlu toplanan paralarla kaç aileye nasıl yardım yapılacağını açıkladı ancak benim kafam karıştı. Paralar bankada dondurulduğuna göre bu nasıl olacak?

        Bugüne kadar 6,5 milyon TL toplanmış, belediye belli aralıklarla toplanan parayı kendi bünyesine çekiyormuş, 5 milyonu bankadan çekilmiş ve şu an belediyenin elinde. Dağıtılacak olan o 5 milyon. 1 milyon 300 bin TL ise Vakıfbank ve Denizbank’ta bloke. Onlar sahiplerine iade mi edilecek, yoksa bir süre bekletilecek mi, belli değil… Bence en doğrusu hemen sahiplerine göndermek.

        O PAKETİN MALİYETİ NE KADARMIŞ?

        İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırmak üzere hazırladığı 150 TL’lik temel gıda paketi da tartışma konusu yapıldı. Paketin içeriğinin 150 lira etmeyeceği ileri sürüldü.

        O paketin fiyatlandırılması meselesini de soruşturdum.

        Net bir fiyat yok ortada. Esasen 150 TL asgari yardım miktarı gibi düşünülmüş ve bunun karşılığında nakdi yardımın yanısıra bir de temel ihtiyaç paketi hazırlanmış ama bana kalırsa iyi hesaplanmadan atılmış bir adım bu. Belediyeden kimse net bir şekilde “Bu kutunun fiyatı budur” diyemiyor. Ekrem Bey de paketi eksik bulmuş olacak ki kutuya pirinç ve temizlik malzemeleri gibi bir kaç ek de yapılacakmış önümüzdeki günlerde.

        Diğer Yazılar