Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yıkılan binalar, kurtarılmayı bekleyen canlar, kayıplar, suların altında kalan sokaklar, korku içinde insanlar… İzmir yakınlarında meydana gelen deprem yine hepimizi gafil avladı.

        Hele bizim aileye bomba gibi düştü. Rasim’in annesi-babası Çeşme’de, ablası ve ailesi Güzelbahçe’de. İkisi de sarsıntıdan en çok etkilenen yerler arasında.

        Çok şükür bir kayıp yok ama korku büyüktü tabii. Maalesef bu kadar şanslı olmayanlar var. 24 kişi yaşamını yitirdi, 804 yaralı var.

        Peki bu deprem beklenen bir deprem mi? İzmir fay hattı mı harekete geçti?

        Deprem konusunda uzun yıllardır çok önemli çalışmalar yapan, İstanbul Teknik Üniversitesi Maden fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenk Yaltırak’a sordum.

        Yaltırak öncelikle Ege’de bir çok fay olduğunu hatırlattı. Mevcut deprem Sığacık ile Samos arasında meydana geldi.

        Dedi ki: "Nagehan Hanım harekete geçen fay deprem ve tsunami oluşturup en çok Samos’u ve Sığacık’ı vurdu. Merkez bize uzak ancak böyle uzak mesafeli depremlerde zeminin ve tabii binanın kalitesi belirleyici oluyor."

        ULUSLARARASI SULARDA SİSMİK ARAŞTIRMA YAPILMIYOR

        Yaltırak’a böyle bir deprem bekleyip beklemediğini sordum. Bana çok önemli bir şey söyledi: "Bu konuda bir şey söylemek imkansız. Zira depremin meydana geldiği yer uluslararası sularda. Buralarda sismik araştırma yapılmıyor. Deprem Türkiye ve Yunanistan arasında, ikisinin de karasularının dışında gerçekleşti. Dolayısıyla bu tür zeminlerle ilgili devamlı araştırma yapılmadığı için karşılaştırmalı tahminde bulunamazsınız."

        Bu depremin korkulan İstanbul depremini tetikleyip tetiklemeyeceğini de sordum.

        "Hiç alakası yok, ikisi bambaşka fay hatları üzerinde. Olumlu ya da olumsuz bir etkisi yok İstanbul üzerinde’ dedi. Ve ekledi: ‘İstanbul’u ve deprem gerçeğini ancak bir yer sallandıkça hatırlıyoruz. Hep unutmak için bahane oluyor. Ama maalesef unutma lüksümüz yok."

        Depremin erittiği buzlar

        Depremin erittiği buzlar
        0:00 / 0:00

        Uzun süredir ilk kez deprem vesilesi ile Türkiye ve Yunanistan arasında dostane bir hava doğdu.

        Yunan Başbakan Kiriakos Miçotakis Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayıp hayatını kaybedenler için başsağlığı diledi. Attığı twitte "Farklılıklarımız ne olursa olsun böyle zamanlar dayanışma zamanıdır" mesajını ekledi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Miçotakis’in twitine cevaben "Sayın Başbakan, şahsım ve milletim adına teşekkür ediyor, ben de tüm Yunanistan’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Türkiye de Yunanistan’a her türlü yardıma hazırdır.

        Zor zamanlarda iki komşunun dayanışma göstermesi bu hayattaki birçok şeyden daha değerlidir" dedi.

        Ben de buna gönülden katılıyorum. Komşuluk başkadır. Günün sonunda bu coğrafyada yaşayacak olan bizleriz.

        1999’daki 17 Ağustos Marmara ve 7 Eylül Yunanistan depremlerinden sonra da çok güzel bir dayanışma havası olmuş, iki ülke gerginliklerini bir kenara koymuş, hatta o dönem Yunanistan’ın enkazını kaldırmaya koşan AKUT Yunanlıların kahramanı olmuştu.

        Pandemi fırsatçılığı

        Pandemi fırsatçılığı
        0:00 / 0:00

        Dün Sevilay, Kovid test sonuçları üzerinden sahtekarlık yapan ve pozitifleri negatif gibi gösterenleri yazdı. Hakikaten inanılmaz bir olay!

        Pandemi ile mücadele sürecinden pandeminin sömürüsü ile mücadele dönemine de giriyoruz yavaş yavaş.

        Son zamanlarda ben de kovidden şüphelenip test yaptırmak isteyen bir çok kişiden hep aynı şikayeti duyuyorum.

        Anlattıkları şu: Özel hastaneye gidiyorlar. Test yaptırmak istiyorum diyorlar. Hastane ise doğrudan test yapmak yerine "Gelin çok daha detaylı bir tablo görmek için önce film çekelim, kan analizi yapalım" gibi önerilerde bulunuyor.

        Bu işlemler sonucu yüksek faturalar çıkıyor, vatandaş da kovid endişesi ile geldiği hastaneden ağır bir fatura ile ayrılıyor.

        Bu iddiaların muhakkak araştırılması gerekir.

        Bazı hastaneler endişeli hastayı bulup film ve test sömürüsü mü yapıyor?

        Önceki gün bir tanıdığım test yaptırmak için çok ünlü bir özel hastaneye gitmiş. Dediğim gibi öncesinde bir çok tetkik yapmışlar. Yüklü bir fatura çıkarmışlar. Sonunda kovid testi de yapmışlar ve test pozitif çıkmış.

        Şimdi o tanıdığım "Kovid hastalarının masraflarını devlet karşıladığına göre bu test ve tetkiklerin faturasını da devlet ödeyecek mi?" diye soruyor.

        Gördüğüm diğer bir problem ise test fiyatları.

        Şayet en az bir semptomunuz varsa ücretsiz olarak test yaptırabiliyorsunuz.

        Ancak semptom yoksa özel hastanelerde yalnızca ücretli test seçeneği mevcut.

        Geçen gün ben de test yaptırdım ve öncesinde test fiyatları ile ilgili birçok hastaneyi aradım.

        Fiyatlar 150 TL ile 750 arasında değişiyor.

        Çok ünlü bir hastane zincirinde 1 saatte çıkan test fiyatı 750 TL!

        Bu işin bir standart fiyatı olması ve bu fiyatın da çok daha ulaşılabilir bir miktar olması gerekmez mi?

        Diğer Yazılar