Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumartesi akşamı Eren Eğilmez’in ‘Gerçek Fikri Ne?’ programında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na sorular sorduk.

        Sayın Karamollaoğlu ile daha önce çeşitli programlar yapmış bir gazeteciyim. Bende bugüne kadar bıraktığı izlenimi şöyle tanımlayabilirim: Sakin, her türlü soruya büyük bir sabırla ve hoşgörüyle yaklaşan, güler yüzlü bir siyasetçi.

        Ancak cumartesi akşamı böyle değildi. Kendisini ilk kez gergin, toleranssız ve rahatsız gördüm. Her zamanki nezaketini korudu ama sorular karşısında yer yer gerildi ve tepkisel cevaplar verdi.

        Sayın Karamollaoğlu ile Cumhurbaşkanı’nın Oğuzhan Asiltürk ziyaretinin ertesi günü telefonda uzun bir konuşma yapmış ve bu köşede o konuşmanın detaylarını yazmıştım.

        Son derece kendinden emin bir şekilde görüşmeden önceden haberi olduğunu, Cumhurbaşkanı’nın temasının kendilerini memnun ettiğini, ittifaklar konusunu seçim sürecinde değerlendirilecek bir konu olarak gördüklerini söyleyip "İttifak koalisyon değildir" diyerek Cumhur İttifakı’na yeşil ışık yakmış, öte yandan Saadet Partisi’nin savunduklarından da geri adım atmama yönünde mesajlar vermişti.

        Ancak dünkü izlenim ve bana gelen bazı kulisleri birleştirdiğimde şunu görüyorum: Saadet Partisi’nin ileri gelenlerinden Temel Bey’e ciddi bir tazyik var. CHP ile yan yana konumlanmasından rahatsızlar.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzattığı eli tutmak istiyor ancak bunun için bir zemin arıyor Saadet Partisi. Benim kişisel izlenimim bu yönde.

        CDC'nin son raporu çok net bir mesaj veriyor: Okulları açık tutun!

        CDC'nin son raporu çok net bir mesaj veriyor: Okulları açık tutun!
        0:00 / 0:00

        Tatil ile birlikte geri sayım da başladı. Herkes bekliyor. Acaba tatil sonu ne olacak?

        Okullar 17 Şubatta yüz yüze eğitime geçebilecek mi?

        Başta ilkokul öğrencileri olmak üzere çocuklar okullarına kavuşabilecek mi?

        İlkokul düzeyinde uzaktan eğitime isyan bayrağını açmış bir kişi olarak tekrar belirteyim: 10 aydan fazla bir süredir kapalı olan okullar nedeniyle bir kuşağı kaybetmek üzereyiz.

        Geç de olsa nihayet bu konuda bir tartışma başladı. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk tatil sonrası okulları açma kararlılığını ifade etti.

        Madem böyle bir kararlılık var, gelecek 10 milyon doz aşıdan ilk etapta öğretmenlerin faydalanması gerekir. Biliyorsunuz mevcut listeye göre öğretmenler 2. Grubun 7. sırasında yer alıyorlar. Ben geçen hafta bu sıralamanın yanlışlığına dikkat çeken bir yazı yazmıştım. Sonrasında bu konuda da bir tartışma başladı.

        Acaba Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenleri listede yukarıya taşımak için bir girişimde bulundu mu?

        Sevgili okurlar elbette en kısa sürede aşıların tamamlanıp güven içinde, eski günlerdeki gibi yaşamaya devam etmek temel hedef olmalı. Ancak kapalı okul sorunu daha fazla ertelenemeyecek kadar ciddi bir sorun.

        Israrla yazıyorum, ilkokul düzeyinde okulları açık tutmanın salgının hızını belirgin şekilde artırdığı yönünde bir bulgu yok. Bunun aksi yönünde birçok bilimsel rapor var. Fransa, Almanya, ABD’nin birçok eyaleti okulları kapatmamaya gayret ediyorlar. Sanıyorum Fransa bu konuda başı çekiyor. "Gerekirse her yeri kapatalım ama okulları kapatmayalım" mottosuyla hareket ediliyor Batı dünyasının büyük bölümünde.

        REKLAM

        YÜZ YÜZE EĞİTİM SALGINI ARTIRMIYOR

        Önceki hafta yayınlanan, CDC'nin (Centers for Disease Control and Prevention- Hastalık kontrolü ve önleme merkezi) son raporu da bu tezi bir kez daha destekliyor.(Raporun orijinalini yazının altına ekliyorum, tamamını buradan okuyabilirsiniz-na) Çok önemli bir rapor bu.

        CDC, ABD’de 6 Aralık haftası yüz yüze eğitim ve online eğitim veren farklı eyaletlerdeki vaka sayılarını incelemiş ve rakamların çok benzer olduğunu bulmuş. CDC’nin raporunda vardığı sonuç şu: Pandemi ile mücadelede alınacak en son önlem ilk ve orta okulları kapatmaktır, kapatıldıktan sonra ilk olarak açılması gereken yerler de yine bu okullardır.

        Bakın yine aynı raporda yer alan çarpıcı bir istatistik:

        1 Mart 2020-12 Aralık 2020 arasında ABD’de 25 yaş altı tespit edilen yaklaşık 3 milyon Covid pozitif vakalarının yüzde 60’ı 18-24 yaş arası. Yüzde 16’sı 14-17 yaş, yüzde 8’i 11-13 yaş, yüzde 11’i 5-10 yaş ve yüzde 7’si 4 yaş altı.

        Bu sonuçlar ilk ve ortaöğretim düzeyindeki çocuklarda toplumun geri kalanına göre bulaş oranının çok daha düşük olduğunu gösteriyor.

        Raporu hazırlayanlar çarpıcı bir not düşmüşler. Buradaki yetkililerin mutlaka okuması gereken bir not. Diyorlar ki okul Covid 19 salgınını hafifletme önlemlerini destekleyecek kontrollü bir ortamdır. Maske ve hijyen kurallarına uyulduğu sürece okul güvenlidir.

        CDC gibi kritik bir kuruluş tarafından hazırlanan bu rapor ilk ve orta derece okulların açık olmasının önemi ve gereğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

        CDC RAPORUNA BURAYA TIKLAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ

        Aşı olmamaktan daha kötüsü: Aşı olup olmadığını bilememek

        Aşı olmamaktan daha kötüsü: Aşı olup olmadığını bilememek
        0:00 / 0:00

        Sevilay (Yılman) günlerdir yakarıyor. Gönüllü olduk, Faz 3 çalışmasına katıldık ama sonuçlar bir türlü açıklanmıyor, diyor.

        Çok haklı. Sevilay benden önce gönüllü oldu, medyada aşı deneyimini ilk yazan isimlerden biri, hatta birincisi. Ciddi bir risk aldı, aşı karşıtlarına meydan okudu. Ancak şimdi büyük bir belirsizlik içinde kıvranıyor.

        Ben de gönüllülerdenim biliyorsunuz. İki hafta önce ikinci doz yapıldı. Bize, toplumda aşılama süreci başladıktan hemen sonra kodların kırılacağı ve kime gerçek aşı kime placebo yani boş aşı denk geldiği ile ilgili bilgilendirme yapılacağı söylendi.

        Hakikaten de sağlık çalışanlarına aşı süreci başlarken telefonlarımıza önümüzdeki günlerde sonucu öğreneceğimiz ve şayet placeboya denk geldiysek gerçek aşı için çağırılacağımız notu gönderildi.

        Ancak aradan 10 günden fazla zaman geçmesine rağmen ne gelen var, ne giden…

        Ankara’da Deniz Zeyrek ve İbrahim Uslu’nun içinde olduğu grup bilgilendirildi ama İstanbul’da hala belirsizlik sürüyor.

        Öğrenmeye çalıştım, araştırmanın ne zaman kapanıp, kodların kırılacağı ile ilgili çelişkili bilgiler aldım.

        Süreç başladığına, ilk parti aşılamada önemli bir yol kat edildiğine ve 10 milyonluk ikinci parti gelmek üzere olduğuna göre katıldığımız çalışmanın kodlarını kırıp sonuçlarını açıklamak için ne bekleniyor?

        Bu belirsizlik biz gönüllüler açısından büyük haksızlık değil mi? Araştırmada bir pürüz mü çıktı, kime neyin yapıldığı ile ilgili bir karışıklık mı oldu diye insan sormadan edemiyor…

        Diğer Yazılar