Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Doğu Perinçek’in siyasi fikirlerine çok uzak bir insanım ama kabul etmemiz gerekir ki Türk siyasetinde Perinçek diye bir olgu var. Doğu Bey yıllardır aynı şeyleri büyük bir kararlılık ve inançla savunuyor, kendine karşıt fikirdekilerle bıkıp usanmadan tartışıyor ve bana hep sanki bir ‘paralel evrende’ yaşıyor gibi geliyor.

        Vatan Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan’dan Salı akşamı için Doğu Perinçek adına bir davet alınca çok ilgimi çekti. Beni Mandarin Oriental Bosphorus Otel’de Rusya Federasyonu Moskova Hükümeti Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin ve beraberindeki heyetin katılacağı bir yemeğe davet ediyordu.

        Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk yaparken, Erdoğan ve Putin bu kadar yakınlaşmışken acaba Bakan neler diyecek? Batı Rusya’ya izolasyon uygularken Putin’in bakanı son durumu nasıl yorumlayacak?

        Ukrayna Savaşına gidip, trajediyi yerinde görmüş bir gazeteci ve Türkiye’nin çok yönlü dış politika çizgisini savunmakla birlikte Batı ile iyi ilişkilerini hep hatırlatan, AB hedefini hala önemseyen biri olarak büyük bir merakla bu davete katıldım.

        Kokteyl salonuna girdiğimde içerisi iş dünyasından birçok isimle doluydu ama medya dünyasından kimse yoktu.

        Baktım Rus bakan iki kişi ile birlikte bir köşede içkisini yudumluyor. Biri Rusya’nın İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, diğeri beraberinde gelen bir bürokrat.

        Rus Bakan Çeryomin ve Rusya’nın İstanbul Başkonsolosu Buravov ile…
        Rus Bakan Çeryomin ve Rusya’nın İstanbul Başkonsolosu Buravov ile…

        BAKAN ÇERYOMİN: "BIDEN KONUŞTUKÇA RUBLE DEĞERLENİYOR"

        Yanlarına gidip kendimi tanıttım. Türkiye-Rusya ilişkilerinin son dönemi üzerine hemen bir sohbete daldık. Çeryomin Moskova Belediyesi’nin ikinci ismiydi, şimdi Moskova bölgesinin bakanı. Bana Batı’nın Rusya’yı bu kadar sıkıştırmaya çalıştığı bir dönemde Türkiye’nin politikasının ne kadar doğru olduğunu anlattı.

        Bu arada şunları da söyledi: “Bizi zayıflatmaya çalışıyorlar ama nafile. Biliyor musunuz Moskova Belediyesi’nin bir özelliği var. Hiç borcumuz yok. Gidin Londra, Paris, New York belediyelerine bakın, ne kadar borçları var diye… Bizim yok, biz bunu başardık.”

        Propagandanın gücü mü, içinde bulunduğu pozisyonun getirdiği sorumluluk mu bilmem ama Rus Bakan büyük bir inançla şunu da söyledi: “Biden konuştukça bizim rublemiz değer kazanıyor, istiyoruz ki her gün Rusya aleyhine açıklama yapsın.”

        Çeryomin’e Ukrayna’daki masum insanları, sivil kayıpları, darmadağın olan hayatları sordum. “Üzülmüyor musunuz? Siyasilere ya da devletlere de kızsanız orada çocuklar kadınlar ölüyor, görmüyor musunuz?” dedim.

        Şunları söyledi:

        “Bu Ukrayna’nın savaşı değil, bu Amerika’nın savaşı. Elbette çok üzülüyoruz. Rusya çok savaştı, çok kayıplar verdi, biz bunu artık istemiyoruz. Oradaki sivillerin ölmelerine de çok üzülüyoruz.”

        O zaman neden sürüyor bu kabus? Diye diretince de “Biz değil ABD sürdürüyor” dedi.

        Rusya’nın İstanbul Başkansolosu Andrey Buravov da Bakan’ı destekleyen gözlemlerini paylaştı. Dediklerine göre bir yandan da Ukrayna’daki zulümden milyonlarca kişi Rusya’ya kaçmış.

        REKLAM

        Peki ya seferberlik ilanından sonra akın akın Türkiye’ye kaçan Ruslar?

        Gelenlerin Rusya nüfusunun çok küçük bir kısmı olduğunu, kayda değer bir yer değiştirmeden bahsedilemeyeceğini ayrıca Ruslar açısından Türkiye’nin çok iyi bir destinasyon olduğunu söylediler.

        Hakikaten de turizm verileri umut vaat ediyor. Bakan Çeryomin bugün yeni fırsatları konuşmak için Antalya’da. İki ülkenin de turizmden beklentisi yüksek.

        SALONDAKİ O AFİŞ...

        Bu sohbetin ardından yavaş yavaş yemeğe geçildi. Baktım Ulusal Kanal ve Aydınlık hariç medyadan bir tek ben ve Ertuğrul Özkök varız.

        Yemek için büyük bir salon ayarlanmış ve masa düzeni kocaman bir dikdörtgen şeklinde oluşturulmuştu. Bir köşede Doğu Perinçek, Rus Bakan, Başkonsolos, Ethem Sancak, Şule Perinçek, yukarıda büyük bir afiş… Üzerinde “Türkiye-Rusya Altın Fırsatlar Buluşması” yazıyor. Tam karşısında ise Atatürk’ün Büyük Taaruz’dan, daha önce görmediğim bir fotoğrafı. Gazi arkası dönük duruyor ve hemen arkasında Rus bir komutan olduğunu öğrendiğimiz kalpaklı bir asker. Türkiye-Rusya dayanışmasını göstermek için asmışlar…

        İtiraf edeyim kendimi bir ara bir politbüro toplantısında hissetmedim değil.

        Perinçek konuşmasında Asya’nın yükselişinden, Batı’nın çöküşünden, Türkiye ve Rusya arasında doğan fırsatlardan ve elbette ABD’nin tüm kötülüklerin anası olduğundan bahsetti.

        Bakan Çeryomin Rusya’dan ABD, Kanada ve İngiltere hükümetlerinin çoğunun çekildiğini ancak Avrupalı şirketlerinin büyük bir kısmının hala Moskova’da olduğunu söyledi. “Söylentilere bakmayın, Avrupalılar Moskova’yı çok seviyor” dedi. Akkuyu ve Güney Akım Projesine de övgüyle değindi.

        REKLAM

        Konuşmasında savaş konusunda söylediklerini çok çarpıcı buldum. “Biz Rusya olarak bu agresif tarihi artık devam ettirmek istemiyoruz. Çok insanımızı savaşlarda kaybettik. Bunu sürdürmek istemiyoruz” dedi.

        Keşke bu cümlelere uygun bir şekilde bitse artık savaş…

        Başkonsolos Buravov’un ise Türkçe olarak “İyi dost kara günde belli olur” demesi epey alkış aldı. Çük güzel Türkçe konuşan bir diplomat Buravov.

        Doğu Perinçek’in Bakan Çeryomin onuruna verdiği yemekten, gazeteciler Ertuğrul Özkök ve ben
        Doğu Perinçek’in Bakan Çeryomin onuruna verdiği yemekten, gazeteciler Ertuğrul Özkök ve ben

        Bir ara Özkök ile birlikte kalkıp Doğu Bey ve Bakan’ın yanına gittik ve ortaya Ukrayna-Rusya Savaşı sürerken yapılan bu kritik toplantının yukarıdaki karesi çıktı…

        Bu arada yemeği Mandarin Oriental’in sahibi Vedat Aşçı ikram etmiş…

        Tanju Özcan: 1 yılın yaklaşık 4 ayı gitti, geriye kaldı 8 ay…

        Tanju Özcan: 1 yılın yaklaşık 4 ayı gitti, geriye kaldı 8 ay…
        0:00 / 0:00

        Dün, CHP Yüksek Disiplin Kurulu'nun Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı 1 yıl partiden çıkarma cezası verdiğini görür görmez Özcan’ı aradım. Daha önce sık sık “Ben bu partinin öz evladıyım, hiçbir yere gitmem” diyen belediye başkanına bundan sonraki yol haritasını sordum.

        “Nagehan Hanım beklenmeyen bir şey değildi, benim için sürpriz değil bu karar.” diyerek girdi söze ve ekledi:

        “Ben yerimdeyim. 1 yıl ihraç edildim ama bunun 4 ayı zaten geçti, bakın benimle ilgili 6 ya da 13 Haziran'da şimdi tam tarihi hatırlamıyorum-tedbir kondu. Yani süreç o zaman işlemeye başladı. Demek ki yaklaşık dört ayı doldu, geriye kalan zaman yaklaşık 8 ay. Beni doğrudan etkileyecek bir durum yok. Ben aynen yerindeyim.”

        “Peki ya CHP 2024’te sizi aday göstermezse? Ki bu durumda göstermesini zayıf bir olasılık olarak görüyorum. O zaman ne yapacaksınız? Başka partiden mi aday olacaksınız? Ya da bağımsız mı seçime gireceksiniz?” diye sorunca da “CHP beni aday gösterir mi göstermez mi bilemem… Buna cevap vermek farazi bir şey üzerine konuşmak olur. Ama ben sağa sola giden biri değilim. Biz buraya aday olmak için gelmedik. Zaten hep buradaydık.”

        Kanaatim Tanju Özcan’ın kolay kolay vazgeçmeyeceği yönünde. 2024 için CHP adaylığını sonuna kadar zorlayacaktır…

        Diğer Yazılar