Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Birkaç gündür çok büyük bir öfke ve tiksinti içinde takip ettiğim 6 yaşındaki gelin hikayesini başta yazıp yazmamakta tereddüt ettim zira isyan ve hiddet duygularıyla çok doluyum ve bunlar insanı soğukkanlılıktan uzaklaştırıp yanıltabilir.

        5 günlük takip ve incelemenin ardından artık bir şeyler söylemek istiyorum.

        Ortada bir tarikat ile bağlantılı olan bir vakfın başkanı sözde bir baba var.

        Bu sözümona baba küçücük kızını bir müride "vermiş".

        Ne tuhaf ki Ekmekçiler Odası Başkanı saçma bir laf ettiği için anında tutuklanıyor ama bu "baba" ve bu "damat" hala elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Skandal bu..

        Üstelik daha önce merdiven-altı tarikatlarında taciz ve tecavüz suçları ile gündeme gelenler hızlı bir şekilde tutuklanmışken…

        Hatırlarsınız 2020’de Sakarya Akyazı’da yine bir tarikat şeyhi 12 yaşında bir kıza tacizde bulunmuştu, iddialar yayılınca ivedilikle cezaevine gönderildi.

        Yine geçtiğimiz haziran ayında da yine bir tarikat ile bağlantılı yurtta tecavüz hadisesi gündeme geldi, tecavüzcü hemen tutuklandı.

        BU 'BABA' VE 'DAMAT' NEDEN HALA ORTALIKTA GEZİYOR?

        6 yaşında gelin edildiği ve sistematik tecavüze uğradığı iddia edilen HKG ile ilgili olayın failleri damat ve baba neden tutuklanmıyor?

        Soruyorum yetkililere… Neden tutuklanmıyor?

        REKLAM

        Sevgili okurlarım bu vahim hadise Türkiye’deki laik-dindar kutuplaşması nedeniyle tarikat-cemaat parantezine sıkıştırılmaya çalışılıyor, evet tarikatlarda bu tip çok ciddi suçlar ve skandallar oluyor, kapalı yapılar böyle sapkınlıkları kışkırtıyor, cemaat ve tarikatların şeffaflaşması ve çok sıkı denetime tabi tutulması gerekiyor ama bu mesele sadece tarikatlara ve cemaatlere sıkıştırılmayacak kadar derin.

        KIZLAR ALINIP VERİLDİKÇE BU REZALETLER BİTMEZ

        Kızlar “evlendirilmeye” devam ettikçe bu istismarlar ve skandallar bitmez.

        Kürt meselesi konuşulurken bile Türklerle Kürtlerin arasında problem olmadığını anlatmak için “Yüzyıllardır kız alıp vermişiz” cümlesi hala erkek yorumcular tarafından ekranda kullanılıyor. Ahlaksızca bir cümle bu…

        Kızlar alınıp verildikçe bu rezaletler bitmez Türkiye’de…

        Kimse geleneklerin, göreneklerin arkasına saklanmasın.

        Ayrıca o gelenekler görenekler yanlışsa yıkılsın o gelenekler… Lanet olsun o geleneklere…

        İslam dininde ve kültüründe de de rızası olmayan kızların zorla evlendirilmesi yok!

        Öte yandan tarikatlar konusunda hem Atatürkçü-laik hem de dindar-muhafazakar okurlarıma söyleyeceklerim var…

        Dindar okurlarımdan ricam artık 2023 dünyasında neredeyse hiçbir tarikatın gerçek anlamda tasavvuf ile ilgisinin kalmadığını görmeleri.

        Ciddi bir maneviyat geleneği olan tasavvuf ya da diğer deyimle sufizm ile tarikatlar arasında artık hiçbir bağ yok. Hemen hemen tüm tarikatlar ticari bir holdinge dönüşmüş durumda. Bunlar artık anakronik ve dünyevi yapılar. Maneviyat ve tasavvufu istismar ediyorlar sadece.

        TÜM TARİKATLARIN DENETİM ALTINA ALINABİLMESİ İÇİN...

        Atatürkçü-laik okurlarımdan da ricam artık tüm tarikatların denetim altına alınabilmesi için yasal zemine kavuşması konusunda adımlar atılmasına destek vermeleri. Tekke ve zaviyeler kanunu şu an bu rezil merdiven-altı tarikatların ekmeğine yağ sürüyor.

        Bakın Atatürkçü kesimin çok sevdiği bir isim olan İsmail Saymaz senelerdir bu tarikatlar meselesiyle uğraşıyor ve birçok skandalı da İsmail açığa çıkardı. O da bu konuda çözüm olarak tarikatların yasal zemine kavuşmasını ve bu sayede devletin denetimine alınması gerektiğini savunuyor. Yasal zemin olursa hiçbir tarikat gizlenemez. Hepsi şeffaflaşmak zorunda bırakılır. O durumda gizlenmeye devam eden olursa da FETÖ’nün başına gelenler onların da başına gelir. Atatürk ilkelerine bağlılığını herkesin bildiği İsmail Saymaz bu çözümü savunuyor ve çok haklı.

        Mevcut kanuni durumda hiçbir tarikatın kendisini yasal olarak ifade edememesi onların saydam olmayan ortamda bu iğrençlikleri yapmasının önünü açıyor.

        Yeter artık bu kimi tarikatlardaki kadın ve çocuk istismarı rezaletleri. Devlet tüm tarikatları ismen yasal kayıt altına almalı ve bu işe sıkı teftiş ile gerekirse cerrahi bir müdahale yapmalı… Başka çözüm yok…

        Diğer Yazılar