Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ocak ayı içinde 6’lı Masa'nın Cumhurbaşkanı adayını açıklayacağını sanmıyorum. Öyle bir ihtimal yok gibi görünüyor.

        Peki şubatta ilan edilecek mi? Yoksa köprüden önceki son çıkış tarihi olan 14 Mart 2023 mü beklenecek?

        Geçenlerde sevgili Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un programında söylediğim gibi 6’lı Masa bizlere mükemmel bir film izletmeyi vaadediyor ama bu filmin başrol oyuncusu son sahneye kadar görünmeyecek!

        Başrol oyuncusunun son saniyelerde göründüğü ve gişe rekorları kıracak bir film taahhüt ediyor 6 lider.

        Dünya sinema tarihinde böyle başarılı bir film olmadığı gibi, siyasal tarihte de bu yöntemle başarıya ulaşmış tek bir örnek yok.

        Peki bundan sonra ne olacak?

        Mansur Yavaş’ın birkaç gün önce net bir şekilde “Cumhurbaşkanı adayım Kılıçdaroğlu’dur” demesinin ardından muhalif kamuoyu iki adaya odaklanmış durumda.

        Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu.

        Kılıçdaroğlu ve çevresinin İmamoğlu’ndan beklentisi

        Kemal Bey ve çevresinin, İmamoğlu’ndan da Mansur Yavaş benzeri net bir çıkış bekleyip kenara çekilmesini arzu ettiğini biliyorum.

        Ekrem İmamoğlu ise siyasi yasak kararından sonra partisi CHP’nin yeterince kendisine sahip çıkmadığını düşünüyor.

        Özellikle sosyal medya ortamında akademisyenler arasında İmamoğlu vs. Kılıçdaroğlu meselesinde gerilim zirve yapmış durumda.

        REKLAM

        Doçent ve profesör seviyesine gelmiş insanların sosyal medyada ergenler gibi atışmalarını, karşılıklı laf çarpmalarını görünce çok üzülüyorum.

        Profesörleri bu seviyede olan bir ülkede sıradan insanlar, sosyal yığınlar ne yapsın? Elbette iş çığırından çıkar…

        Birkaç hafta önce açıklanan siyaset bilimciler bildirisinin özünde “Ekrem İmamoğlu aday olmazsa kaybederiz. Kılıçdaroğlu bu işi beceremez. Liderler bunun sorumluluğunda olsun” minvalinde bir argüman vardı.

        Bunun üzerine CHP’lilerin dikkatle takip ettiği internet sitesi Politikyol’da adeta kan gövdeyi götürdü. Sitenin editörü Murat Aksoy ile Kılıçdaroğlu-karşıtı akademisyen Berk Esen arasında telefonda kavgalar yaşandı. Bunu Aksoy bizzat yazdı.

        Esen kendilerini eleştiren Bilgehan Uçak’ın derhal Politikyol’dan kovulmasını istedi vs.

        Kısacası, CHP içinde manzara bu kadar tatsız.

        "İmamoğlu yetkileri bırakmaz istemez" tezi neden yanlış?

        Öte yandan bazı çevrelerden gelen “Ekrem İmamoğlu yarın Cumhurbaşkanı seçilirse diktatör olur. Otoriter bir kişiliği var. Tüm yetkileri kendi kullanmak ister” tenkitlerini de adaletli bulmuyorum.

        Öncelikle şunu kabul etmek gerekir: İmamoğlu aday olabilirse bir muhalefet adayının alacağı maksimum oyu alır.

        İkincisi, bu ülkede mevcut sistemde bile bir cumhurbaşkanı arkasına TBMM çoğunluğunu alamazsa asla otoriter bir yönetim sergileyemez.

        Yani TBMM çoğunluğu olmazsa mevcut sistemde Cumhurbaşkanı’nın eli kolu bağlı.

        "Tamam işte İmamoğlu’nun aday olup kazandığı ve 6’lı Masa’nın mecliste çoğunluğu aldığı senaryoda İmamoğlu istediği her şeyi yapabilir" diyorsanız size bir şey hatırlatayım…

        Ortada sadece bir "iktidar-muhalefet" matematiği yok. Bir de mecliste çoğunluğu elde edecek partilerin milletvekillerinin bağlı oldukları liderler var.

        REKLAM

        Unutmayalım İmamoğlu parti genel başkanı değil, yani milletvekili listelerine, kimin meclise girip kimin giremeyeceğine o karar vermiyor.

        Dolayısıyla parlamentoda bulunacak vekiller parti genel başkanı olmayan cumhurbaşkanına değil kendi partilerinin genel başkanlarına bağlı olacaklardır.

        Bu durumda İmamoğlu iddia edildiği gibi otoriter eğilimlere girmek istese bile partisinin milletvekillerini ve 6’lı Masa’nın diğer partilerinin vekilleri esas olarak partilerinin genel başkanlarını dinlemeye devam edecekler.

        Ben İmamoğlu üzerinden anlatıyorum ama elbette bu Mansur Yavaş için de geçerli.

        Ekrem Bey varsayalım Cumhurbaşkanı oldu…

        TBMM çoğunluğuna rağmen tek bir eylem bile yapamaz. Yeni sistemde cumhurbaşkanının çıkardığı bir kararname ile ilgili olarak TBMM başka bir kanun çıkarırsa Meclis’in çıkardığı kanun geçerli oluyor.

        Yani “Ekrem İmamoğlu seçilirse diktatör olur” tezinin son derece temelsiz olduğu kanaatindeyim.

        Arkasında kendi tercih ettiği, ona bağlı 300’den fazla vekil olmazsa böyle bir şey yapma ihtimali yok.

        Diğer Yazılar