Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün akşam Habertürk ekranında Fatih Altaylı’nın konuğu İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’di.

        Neredeyse tamamını dinledim.

        Ayrıntıya girmeksizin şunu söyleyebilirim.

        Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığından kendi tercihlerine kadar hemen her konuda çizgisini korudu.

        Kılıçdaroğlu’nun adaylığına dair her zaman olduğu gibi destek anlamına gelecek tek kelime etmedi. Memleketimizde sıkça yapıldığı üzere, bir siyasetçinin bir diğeriyle ilgili ortaya koyduğu nezaket cümleleri destek anlamına gelmez. Hatta bir sonraki hamlede yapılacak eleştiri ya da farklı duruşun da zeminini oluşturur.

        Yine Akşener, kazanacak aday vurgusunu ısrarla tekrarladı. CHP liderinin “Benimle misiniz” çıkışını, “masaya değil partiye mesaj” olarak yorumlamayı tercih etti.

        Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı konusundaki sıcak tavrının altını çizdi.

        Kılıçdaroğlu'na “Bu bahsi sen kapatırsan, biz açarız” mesajıydı bu.

        BORÇLU DEĞİL ALACAKLI

        6’lı masanın iki üyesi Saadet ve Demokrat Parti, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda destek pozisyonlarını koruyor. Şimdilik notuyla elbette. Çünkü iki büyük muhalefet partisi arasında ayrışma yaşanması durumunda bunu ne kadar koruyacaklar onu da göreceğiz.

        Bu arada Akşener’in Kılıçdaroğlu ile ilgili “vefa borcu”nun, 31 Mart 2019 itibariyle ödendiğini, hatta alacaklı olduğunu da öğrendik.

        Dünkü yayında dikkatimi çeken bir başka nokta, İYİ Parti liderinin, adaylık etrafında ve sürekli aynı başlık altında dönen tartışmalardan bıkmış haliydi.

        Dayatma kabul etmeyeceklerini kuvvetle ifade etmesinin de altını çizelim.

        DEVA’NIN ZAMANA YAYMA STRATEJİSİ

        DEVA Partisi’ne dair de birkaç değerlendirme aktarmak istiyorum.

        Bu partinin adaylık süreciyle ilgili tavrında dikkat çekici bir farklılık var.

        Muhalefetin adayının bu dönemde açıklanmaması konusunda herkesten daha ısrarlılar.

        Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek olacaklar mı? Gayet net ifade edeyim, böyle bir ihtimal yok.

        İki büyükşehir belediye başkanı konusunda sıcak bir mesajları oldu mu, bunun cevabı da hayır.

        Şu halde adaylık konusunu “zamana yayma” stratejisinin hedefi ne olabilir?

        Masada nasıl olsa iki büyük parti arasında bir ayrışma yaşanacak tezinden hareket ederek, bu sürecin ardından daha az yıpranmış Ali Babacan isminin öne çıkması mı?

        Yoksa partinin kuruluşundan itibaren hep gündemde olan bir başka ismin adaylığına zemin hazırlığı mı?

        DEVA’nın bu “acele etmeyelim” yaklaşımının sürecin en ilginç bilmecelerinden birisi olduğunu düşünüyorum.

        ÜÇÜNCÜ İTTİFAK VE CHP

        Seçime doğru şimdilik üç ittifak var.

        Cumhur ittifakı, Millet ittifakı ve HDP öncülüğünde ortaya çıkan Emek ve Özgürlük ittifakı.

        Üçüncü ittifakın seçim sürecinde kritik rol üstleneceği tezine katılıyorum. Nerede duracaklar sorusunun cevabı nasıl ortaya çıkacak. Buna bakalım kısaca.

        İYİ Parti’nin HDP konusundaki tavrı, gösterdiği tepkiler ve CHP ile arasına koyduğu çizgi son derece açık. İYİ Parti kurmayları, HDP noktasında herhangi bir ılımlı mesajın ya da masayla bu parti arasında kurulacak köprünün kendi aleyhlerine olacağı değerlendirmesini netleştirmiş görünüyor.

        Dolayısıyla da siyaseten böyle bir riski almaları çok zayıf bir ihtimal.

        HDP’nin de, oluşturduğu ittifakın da İYİ Parti hakkındaki görüşleri gayet net.

        CHP, önümüzdeki süreçte özellikle Kılıçdaroğlu’nun adaylığına HDP ve onun oluşturduğu ittifaktan destek alabilir mi?

        Bu yönde bir yakınlaşma kimse için sürpriz olmaz. İhtimal, Saadet Partisi de bu denklemde olabilir. Demokrat Parti için aynı tespiti yapmak zor.

        Peki bu Kılıçdaroğlu’nun kazanmasına yeter mi? Hele de Akşener’in desteğini alamadığı takdirde.

        Seçimlere 8 ay var.

        Saflar netleşti mi peki? Partileri yan yana dizerek netleşmediği kesin.

        Diğer Yazılar