Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İYİ Parti lideri Meral Akşener’in Habertürk ekranında yaptığı değerlendirmelerin yankıları sürüyor.

        Daha önce de ifade ettim. Bu değerlendirmelerde aslında yeni bir durum ya da mesaj yok.

        Akşener, 6’lı masa sürecinin başından itibaren ortaya koyduğu çizgiyi, bazı ayrıntılar dışında koruyor.

        Eğer illa bir farklılık arayacaksak şuna bakabiliriz.

        Akşener bu defa, daha önceden önemli kurmayları üzerinden verdiği mesajları bizzat kendisi ortaya koydu.

        Açık ve önemli bir kısmı tartışmaya yer bırakmayacak ifadelerle.

        Üzerinde çalışılmış örnekler ve benzetmelerle.

        Dayatmaya hayır dedi, noter değiliz ifadesini kullandı.

        CHP’ye olan borç konusu ise, Türk edebiyatından, Ömer Seyfettin’den ilham alarak yorumladı. Daha doğrusu tepkisini ifade etti.

        “Bir kısım insan var. CHP'de ve dışarıda. Zaman zaman parmak sallama hali var. Bu arkadaşlarımızı rencide ediyor. Arkadaşlarımız bazen 'Ömer Seyfettin'in diyetine döndü bu iş, istemeseydin mi acaba.”

        STRATEJİ FARKI

        Bir genel başkanın konuşması, ister doğrudan metinler üzerinden olsun, isterse canlı yayında olsun fark etmez. Öncelikle bir mutfağın ve zorlu bir çalışmanın ürünüdür. Canlı yayınlar elbette makine düzeninde devam etmez. Ama öncesinde üzerinde çalıştığınız, müzakere ettiğiniz notlar, kavramlar, örnekler ve benzetmeler vardır.

        İYİ Parti, stratejisini oluşturan mutfağını kendi siyasi kodlarını iyi bilen isimlerden oluşturdu. CHP’nin AK Parti’yi yakından tanıyan isimler üzerinden oluşturmaya çalıştığı stratejinin hayli önünde sonuçlar üretti bu tercih.

        Sonuç alamadığı yerde ısrar etmedi mesela. “Ömer’in yolunda” kampanyasından istediği sonuçları alamayınca, yenisini aramakta tereddüt etmedi. “Az kaldı”ya geçiş böyle oldu.

        ACELECİ YORUMLAR

        Konuşmanın ardından yapılan değerlendirmelerde birkaç tarz ya da yorum dikkat çekiyor.

        Verilen mesajları yok sayarcasına “6’lı masada sıkıntı yok, Akşener Kılıçdaroğlu'na karşı değil” diyenler.

        Ortada bir sorun olduğunu kabul edip, masada bunun çözülebileceğini düşünenler.

        CHP’nin daha sol tarafından gelen “Bu sağcılar böyledir işte, bunlarla yola çıkılmaz” öfkesindekiler.

        “Bu iş burada bitti, artık masa filan kalmadı” taraftarları.

        Hepsi bir parça aceleci, bir yanıyla da bir tarafta olmanın yansıması.

        HEPİNİZ ADAYSINIZ

        Ancak altını çizdiğim gibi, önceki akşam yapılan konuşmanın pek çok mesajı sağa sola çekiştirilip yorumlanmaya hiç müsait değil. Şu sözleri alalım örneğin:

        “Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı koyma hakları var. Diğer genel başkanların da hakkı var. O masada bir tek 'Ben aday değilim' dedim. Bu bir feragattır. Hiç pişman değilim. Vatandaş benim o masadaki samimiyetimi anladı, 'Ben Başbakan olacağım' dedim ama ne Kemal bey ve diğerleriyle pazarlık yapmadım.”

        Verilen mesajları, biraz açarak sıralayalım dilerseniz.

        Benden başka hepiniz adaysınız.

        Ben fedakarlıkta bulundum, siz de yapabilirsiniz.

        Masadaki samimiyetimi vatandaş biliyor. Yani elimden geleni yaptım.

        Ne Kemal Bey'le ne de diğerleriyle pazarlık yaptım. Onlar da bu tür pazarlıklar içinde olmasın.

        YOL AYRIMI MÜMKÜN MÜ?

        Şöyle tamamlayalım.

        Mesajlar belirgin hale geldikçe, tarafların birbirine Akşener’in ifadesiyle “parmak sallaması” daha sıklaşabilir. Çünkü bir yerden sonra partilerin kurumsal kimlik ve refleksleri kaçınılmaz olarak öne çıkacaktır.

        Peki CHP ve İYİ Parti arasında yol ayrımı?

        Bunun cevabı için, olup bitenden fazlasına ihtiyacımız var.

        Hepsi bugün konuştuklarımızla bağlantılı, ama beklenmedik dinamiklerle daha da belirginleşecek.

        Bekleyip göreceğiz.

        Diğer Yazılar