Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ben Covid 19’a yakalanan babam Dr. Nihat Bengisu ile ilgili “Çok şükür iyiye gidiyor” yazımı yayınladıktan bir gün sonra Türkiye başka bir doktorunu yitirdi. "Asistanından öğrencisine kadar herkesin sevdiği ulu bir çınar" olarak tanımlanan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu ilk Covid hastasına bakan sağlık şehidi oldu. Hayatını kaybettiğini oğlu Onur Taşçıoğlu sayesinde öğrendik. Kıymetli hekim Cemil Taşçıoğlu’na Allah’tan rahmet, oğlu Onur’a sabır diliyorum. O hasta yatağının yanında olamamak ama yakınında durup acı çekmek neye benzer biliyorum.

        Benzerini yaklaşık iki hafta boyunca yaşadım.

        Hastalığa yakalanan ileri yaşta biri olduğunda korkunun şelale olup aktığını yakınen tecrübe ettim. Bu tecrübenin ilk aşamasında yeni tip koronavirüs (covid 19) hakkında daha az şey biliniyordu ve nereye kulak kabartsam, “Gençler o kadar da korkmasın. Ölenler 50 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlar” deniliyordu.

        Babam 70 yaş üstü ve kronik hastalıkları olan bir hekimdi ve üstüne üstlük hayatı boyunca ağzına bir kez bile sigara değmemiş biri olmasına rağmen akciğerleri iyi durumda değildi. Korkumuz bu nedenle çok büyük oldu.

        Halen hasta yatağında ateşli ya da solunum sıkıntısı çeken yüzlerce insan var. Bazıları babam gibi yaş almış ve şeker, kalp, böbrek, tansiyon gibi kronik hastalıktan mustarip. Onlar ve yakınları adına mahcup, ailemiz ve babamın sevenleri adına sevindirici olan ‘iyileşme’ haberini dün sosyal medyadan paylaştım.

        Son üç günde hızlı bir düzelme seyri izledi babamın durumu. Antijen testi iki kez üst üste negatif çıktı ve klinik bulgular da bu sonucu desteklediği için taburcu olmasına karar verildi. Kritik eşiği atlattı ve mutlu sona bir adımımız kaldı. Zira halen vücutta antikor gelişmiş değil. Babamın ‘bağışıklık’ kazandığının netleşmesi için her şeyin yolunda gideceği belirli bir süreye daha ihtiyacımız var.

        Ancak o zaman sarılabileceğiz.

        Hastaneden çıkardık ama bir buçuk metrelik sosyal mesafeye riayet etmek zorundayız hâlâ. Ev, tedbiren ikiye bölündü, bir kısmında annem bir kısmında babam yaşayacak.

        Bir süre aynı mekanları, aynı eşyaları kullanmayacaklar.

        Allah’ın izniyle antikor geliştiğinde ise, babam plazma tedavisi için kan verecek donörlerden biri olacak.

        Böylece bize edilen dualar ve dilenen iyi niyet temennileri babamdan elde edilen plazma sayesinde başka birinin şifa bulmasını sağlayacak.

        Modern tıbbın tedavi ve yöntemleri duaya dahil.

        Geniş spektrumlu ve uzun salınımlı.

        Nihat Bengisu
        Nihat Bengisu

        DEZAVANTAJLARA KARŞI AVANTAJLARIMIZ NEYDİ?

        - Kendini dinlemek ve tanımak. Erken teşhis, tedaviyi de öne çekti. Boğaz yanması ve kuru öksürük varken hâlâ “Bu virüs değil, grip olabilir” diye düşünüyorduk ama ateş 39’u bulduğu anda hiç vakit kaybetmeden akciğer tomografisi için yola çıkıldı. Test sonucu klinik bulguları destekleyince tedavisine başlandı. Medikal Park çalışanı hekimlere ve karantina servisindeki hemşirelere tekrar teşekkür ediyorum.

        - Tedavi. Koronavirüsü kesin olarak tedavi eden bir ilaç yok. Çok ileri aşamada kullanılan bir ilacın iyi sonuçlar verdiğibiliniyor. Ancak bu güçlü bir ilaç ve her güçlü ilaç gibi yan tesirleri olması da muhtemel olduğu için kullanımı belirli bir protokole bağlı. O noktaya gelinene kadar başka ilaçlar kullanılıyor. Benim gözlemim babamın kullandığı ilaçla direncinin arttığı yönünde. Etken maddesi Lopinavir + Ritonavir olan ilaç, Tayland ve Japonya’da da kullanılmış ve virüs taşıdığı bilinen bazı bireylerde virüse karşı etkili olduğu raporlanmıştı. Çin'de lopinavir ve ritonavir isimli moleküllerin koronavirus tedavisindeki güvenilirliğini ve etkinliğini test etmek için randomize kontrollü bir klinik çalışma yapılmıştı. Almanya’da da koronavirüs tedavisinde yardımcı olabileceği varsayılan ilaçlar arasındaydı ve salgın pandemi adını aldıktan sonra depolanmaya başlanmıştı. İlacın bizzat virüsü mü etkisizleştirdiği yoksa vücudun direncini yükselterek bünyeye mücadele gücü mü verdiği hâlâ bilinmiyor.

        - Disiplin. Yaşam tarzı. Böbrek hastalığı, şeker hastalığı, kronik bronşit gibi hastalıklarına rağmen “Yaş 70 iş bitmiş” cümlesine meydan okuyan bir hayat sürüyordu babam. Sabah ezanıyla kalkar, onun kuşağının ‘kültür-fizik’ dediği hareketlerle sporunu ya da kısa yürüyüşünü yapar, biraz kitap okuyup gazete karıştırır bazen yeni bir dua ezberler sonra işe gider. Hafta sonları da Silivri’deki bahçesine gidip ekim dikim yapar. Geçen yıldan bu yana başlayan yorgunluk belirtileri karşısında “Allah Allah bu kez yoruldum, çok ilginç, nasıl olabilir bu?” şeklindeki şaşkınlıkları aile içinde “70 yaşını geçtiğin için olabilir mi acaba?” cevabıyla karşılanır ama o bu cevabı yeterince ikna edici bulmaz. Kendisini her zaman dinç olmaya alıştırmıştı babam. Onu şaşkınlığa düşüren yorgunluk bizim gündelik rutinimizdi oysa. Eline su dökemeyeceğimiz bu konu, disiplin ve şaşmaz rutininin babamı kurtaran şeyler arasında olduğunu düşünüyorum şimdi. Çünkü her güne belirli bir disiplinle başlayabilmek için hayatı sevmeniz, kendi hayatınıza anlam atfedebiliyor olmanız ve samimi olarak şükredebiliyor olmanız gerekir. Kronik hastalıklarına ve yaşına rağmen babamın sahip olduğu bu ‘artı’ direncini yüksek tuttu diye düşünüyorum.

        - Duaların yaptığı bio frekans tedavisi. Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben duanın iyileştirici etkisine; akordu bozulmuş bir bedene kendi müziğini kazandırma gücüne fazlasıyla inanıyorum. Dua eden herkese kalpten teşekkür ederim.

        Diğer Yazılar