Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CUMA günü kadın hakları alanındaki tüm çabaları Cumhuriyet’le ve Atatürk’le sınırlandıran yaklaşımı eleştirmiş, Nezihe Muhiddin ve Türk Kadınlar Birliği vakasını anlatmıştım. Bugün Osmanlı’daki kadın dernekleri ve kadın dergilerinden birkaç örnek aktarmak isterim.

        Daha 1868’de yayımlanan Terakki Gazetesi‘nde kadınlar kimliklerini vermeden yazdıkları yazılar ve mektuplarda toplumsal hayattaki eşitsizliklerden dem vuruyorlar, çokeşliliği sorguluyorlardı. Yazı kadrosunun neredeyse tamamı kadın olan ve 1895-1908 arası tam 604 sayı yayımlanarak en uzun soluklu dergi olan Hanımlara Mahsus Gazete, kadınların sorunlarını, aile, iş ve çalışma yaşamlarını, eğitimlerini ele alıyor ve “kadınların her işi başarabileceği inancı“nı okurlarına aşılamayı hedefliyordu. Bu gazetede yazan Fatma Aliye, muhafazakâr bir kadın olmakla beraber erkeklerin toplumsal yaşam içinde kadınlara engel olduğunu, bilim ve sanatın kapılarını kadına kapattıklarını ilk dile getiren kişi olarak anılır. Hanımlara Mahsus Gazete bir kütüphane kurarak şair ve yazar kadınların yapıtlarının basımını ve satışını da yapmıştır.

        1908’de yayın hayatına başlayan Demet adlı dergide ünlü erkek yazarların yanısıra Halide Edip, İsmet Hakkı, Fatma Müzehher gibi kadın yazarların yazıları da yer almıştır mesela. İsmet Hakkı Hanım kadınların ikincil olmaktan kurtulmaları yolundaki makalelerini bu dergide kaleme almış, feminizm kavramı bu dergide tartışılmış, kadınların mesleki konularda sınırlandırılmalarına tepki gösteren yazılar yayınlanmıştır. 1913’te yayın hayatına başlamış olan Kadınlar Dünyası ise bu talepleri daha da ileri taşır. Kadınlar kendilerinin özgünlüğünü ileri sürmekle yetinmez, kadınlar için “yeni bir dünya” istemeyi misyon haline getirir. Bazı kadın dergileri özel dershaneler açarak kadınlara yabancı dil, müzik, matematik, tarih, coğrafya, biçki dikiş gibi dersler vermiş, ayrıca ücretsiz okuma yazma öğreten sınıflar açmışlardır. “Türk Kadını” Dergisi’nin kurduğu Türk Kadını Dershanesi, “Bilgi Yurdu Işığı” Dergisi’nin kurduğu Bilgi Yurdu Müessesesi bu dershaneler arasında sayılabilir.

        Biraz da derneklere bakalım. Kadınların kurduğu derneklerin ilk örnekleri yardım dernekleri şeklinde teberrüz etmiştir. Topkapı Fukaraperver Cemiyet-i Hayriyesi, Kadıköy Fukarasever Hanımlar Cemiyeti, Himaye-i Etfal Cemiyeti, Asker Ailelerine Yardımcı Hanımlar Cemiyeti, Müslüman Kadın Birliği bunlara örnek gösterilebilir. Kadınlar Anadolu Müdafaa-i Vatan Cemiyeti milli orduya yardım toplamak amacıyla çeşitli çalışmalarda bulunmuştur. Fatma Aliye Hanım 1897’de Osmanlı-Yunan savaşı sırasında askerler için battaniye, çamaşır vb. toplamak üzere arkadaşlarıyla bir girişim başlatmış, 1908 yılında ise Nisvan-ı Osmaniye İmdad Cemiyeti‘ni kurmuştur.

        Bir kısmı hem yardım hem kız çocuklarının eğitimini sağlama amaçlıdır. 1913’te kurulan Osmanlı Türk Hanımları Esirgeme Derneği, Balkan Savaşı nedeniyle yoksul ya da kimsesiz kalan kız çocuklarına meslek eğitimi vermek için örgütlenen kadınlar tarafından kurulmuştur. Cemiyet-i Hayriye-i Nisvaniye‘nin amacı, kız çocuklarının okula gönderilmesini sağlamak, mevcut okulların eksiklerini gidermeye ve yeni okullar açmaya çalışmaktır.

        Bu dönemin kadın dernekleri arasında, “Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti” (Osmanlı Kadınının Hukukunu Savunma Derneği) öne çıkar. Çünkü kadının hak ve özgürlükler bakımından toplum içinde eşitsiz bir konumda olmasına karşı mücadele eden bir dernek olarak faaliyet göstermiştir. 28 Mayıs 1913’te kurulan derneğin başkanı ve yönetim kurulu üyeleri kadınlardan oluşmuştur ve bir toplumsal inkılabın gerekliliği fikri savunulmuştur. Dernek çok kadınla evliliğin önlenmesini, boşanma hakkının kadına da verilmesini, görücü usulünün kalkıp kadınla erkeğin birbirlerini tanıyarak evlilik kararı almalarını istemiştir. Derneğin programında siyasal hak talebi de vardır, işe girme isteği reddedilen kadınlar lehine kamuoyu oluşturmak ve hukuk mücadelesi vermek de... Dernek kızlara yüksek öğrenim verilmesi ve ülkenin her yanında kız liselerinin açılması için mücadele etmiştir. Toplumun ileri gelenleri tarafından “aşırı fikirler” ileri sürmekle suçlanmış ama orta halli kadınlardan destek görmüştür.

        Yerimiz bitti ama demek istediğim anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Amacım Cumhuriyet’le gelen kazanımları inkâr etmek değil, “Daha önce bütün bu alan dutluktu” söyleminin yanlışlığını ortaya koymaktı. Hatırlatırım.

        Diğer Yazılar