Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YENİ çıkan bir albümü iTunes’tan satın almadan önce hep aynı şeyi yaparım, albümün sayfasına girip şarkıların kısa versiyonlarını art arda dinlerim. Enfes sesli Kalben’in yeni albümü ‘Sonsuza Kadar’ çıktığında da geleneği bozmadım. Bu şekilde her şarkının sadece bir dakikasını dinleyince onuncu şarkı ‘Yalakanım Bebeğim’e kadar aynı Türk filminin benzer sound’lu şarkılarını dinliyor gibi oldum doğrusu. ‘Yalakanım Bebeğim’de sevgilisine yaranabilmek için prenses havalarına giren kızlarla dalga geçmesine bayılıp albüme onuncu şarkıdan giriş yapabildim. Hemen ardındaki ‘Derdimin Çiçeği’ de en sevdiğim şarkı oldu çıktı. Tamam, çıkış şarkısı ‘Ben Her Zaman Sana Âşıktım’ güzel ama ilk albümdeki Kalben şarkılarından farklı bir yapısı yok. Albüm çıkmadan “Benim menajere değil menajerin bana ihtiyacı var” diyerek kendisini birinci sınıf bir yolculukla zirveye taşıyan Engin Akıncı ile yolunu ayırdı ama “Ne yaptım ben” demesi pek muhtemel.

        Beceriksizler için yemek pişirme

        TELEVİZYONA çıkan her beslenme uzmanı ‘Şeker yemeyin, gluten tüketmeyin’ diye vaaz vermesini biliyor ama piyasadaki ürünlerin çoğu bu tip içeriklerden oluştuğu için kimse ne yapacağını bilemiyor. Çözüm tabii ki evde bildiğiniz malzemelerle yemek yapmak! Bu sefer de zaman sorunu, beceri sorunu gibi durumlar sıralanıyor. “Yemek pişirmeyi beceremiyorum” diyenlere malzemelerin tümü ve adım adım ne yapılması gerektiğini anlatan tariflerle birlikte hazırlanan kutular ABD’den sonra İngiltere’yi de ele geçirdi. Çok ucuz olmayan ama en azından sağlıklı olan sistem Türkiye’ye de gelse yine de söylenmeye devam eder miyiz acaba?

        Oyuncunun cümleleri

        ŞU sıralar ‘Kürk Mantolu Madonna’nın tiyatro uyarlamasıyla gündemde olan Alper Saldıran’ın ‘Beyaz Odadan Hikâyeler’ isimli kitabı beni hayli şaşırttı. Çok yönlü sanatçı yönünden kısır ülkemizde bu tip hareketler şaşırtıyor. Böylece yıllardır kafamı meşgul eden “Bizim de James Franco gibi üretim delisi bir oyuncumuz olmayacak mı” sorusuna cevap bulmuş oldum. Alper kitap yazma dönemini ‘terapi’ gibi nitelendirirken bu yazdıklarından da anlaşılıyor. Yalnızlık sendromundan eski İstanbul’a kadar içini dökmüş genç oyuncu. “Sevgisizliğin sınırında anlıyor insan sevmeyi...” gibi cümlelerinde durup düşünüyorsunuz. Düşündürebilmek bu ara pek değerli...

        Şehirde olan biten

        GEÇENLERDE bir arkadaşım “Her yerde etkinlik görüyorum, gece hayatı canlandı mı ne” deyiverdi. Evet o etkinlik afişlerini ben de görüyorum ama ne derece dolu geçiyor hepsi, ondan emin değilim. Yine de eski İstanbul günlerini aratmayan eğlenceli geceler yaşanıyor. Bu hafta sonu o tadı almak isteyenler Mentha’ya uğrayabilir mesela. Mekânda Cosmic Enlightment çıkıyor. Beyoğlu’nun eski günleri ise Minimüzikhol’de yâd ediliyor diyebiliriz. Mekânda bu gece The Mole ve Bärtaub sahne alacak. Karşı yakada ise Moda Kayıkhane’de Sattas, Dorock XL’de ise Göksel var.

        Diğer Yazılar