Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ramazan ayı münasebetiyle günlük meselelerin dışına çıkıp kulak verdiğimiz bilgelerin sonuncusu, Kınalızade Ali Efendi olacak. Bugün Ahlâk-ı Alâî’den yönetim dersleri çıkaracağız. 16. yüzyıl Osmanlı bilgesi Ali Efendi’den seçmeleri, Hüseyin Algül’ün tercümesinden (Tercüman 1001 Temel Eser) aktarıyorum.

        Bu vesile ile bütün okuyucularımın bayramını da tebrik ediyorum.

        SİYASET İKİ TÜRLÜDÜR

        Siyaset (idare) iki kısımdır ve her kısmın gerekli kıldığı bir yönü vardır:

        Fazilete dayalı siyaset. Tam ve olgun idare demektir. İdareci adalete yapışıp halkını dost ve ahbapları sayar.

        Fazilete dayalı olmayan siyaset. Buna da eksik veya üstünlük zihniyetine dayalı idare denir. İdareci zulme sarılıp halkını köle gibi kabul eder. Bu durumda her şey hükümdar (devlet) içindir. Devlete lazım olan her şey halka gerekmez.

        ADALET BÜTÜN ERDEMLERİN BAŞIDIR

        İnsan faziletinin aslı dört huydur: Hikmet, adalet, iffet ve şecaat. Bunlarda itidal esastır. Bu dört faziletin her birinin ifrat ve tefriti vardır ki iki tarafı da rezilettir. Adaletin ifrat ve tefriti olmaz, zıddı zulümdür.

        Adalet denilen huy hikmet, iffet ve şecaatin birleşmesinden meydana gelir. Bu üç huyun birleşip kaynaş- masından faziletlerin kemâlı ve tamamı olan adalet meydana gelir.

        SEVGİ ADALETTEN ÜSTÜNDÜR

        İnsanlar intizam içinde, saadet ve olgunluk elde etmek için bir arada yaşamaya ve kaynaşmaya mecburdur. Bir arada yaşamak ve kaynaşmak zahmet ve üstün gelme mücadelesinin zararlarını da içine alır. Bu zararların yok edilmesi iki yolla olur:

        Bunlardan biri adalet ve devlet idaresinde tatbik edilen kanunların yerine getirilmesiyle olur. Bu yol her seviyeden herkes içindir.

        İkincisi sevgi yoludur. Muhabbet olunca adalet yoluna ihtiyaç kalmaz. Adalet şunun içindir: Herkes kendi arzusu ve isteği olan şeyi elde etmek ve başkasını bundan uzaklaştırmak ister. Başkası da bunun gibi, o istenen şeyi elde etmek ve öteki şahsı uzaklaştırmak ister. Bu çekişmeden düşmanlık doğar. Karşılıklı isteklerden üstün gelme mücadelesi meydana gelir. (Hukuk ve adalet bunun için gereklidir). Muhabbet olunca kişinin isteği ve arzusu olan şeyi sevdiği kimse isteyince ona bırakması muhtemeldir.

        Muhabbet adaletten üstündür. Zira muhabbet tabii birliğe, adalet ise yapma birliğe örnek olur. Birisi normal, öteki ise zorlama iledir. Hem muhabbet birliği gerekli kılar ve ikiliği ortadan kaldırır. Adalet ikilikten sonra olur. Zira adalet insaftır. n Adalet herkese eşit muamele demektir. Çünkü insanlar eşit tutulmayınca toplum düzeni sağlanamaz.

        Adalet halkın ve cemiyet fertlerinin istidat ve kabiliyetlerine göre korunmasını gerektirir.

        Eşit muameleden ve herkesin hakkına ve istidadına göre korunmasından sonra iyilik ve yardımın da (sosyal politikalar) aynı ölçüler çerçevesinde yapılması gerekir.

        ADALET EMANETİN EHLİNE VERİLMESİYLE BAŞLAR

        Her şeyden önemlisi, makam ve mevkiin (emanet) dağıtımında ehline verilmesi gereklidir.

        Hadis-i Şerifte: “Kim bir kimseye bir iş verir de halkın içinde o kimseden daha layık birisi bulunursa, işi verme durumunda olan kimse Allah’a, onun Rasul’üne ve bütün mü’minlere hainlik etmiştir” buyrulmuştur.

        Akli delillerle sabittir ki, yüksek mevkii ve makamların ehil olmayan kimselere verilmesi dine, devlete ve millete telafisi mümkün olmayan büyük zararlar verir.

        Cemiyetteki bozukluk ve insanlarda görülen düşük seviye makam ve vazifenin ehil olmayan ve bunlara hak kazanmayan kimselere verildiğinin açık delilidir. n Tecrübeli devlet başkanının ve iyi niyetli devlet adamlarının rüşvet yolu ile himayesinde bulunanlardan dilediklerine imkân tanıma cihetine gitmemelidirler.

        Ya da iltimasla bir şeyi yerinden alıp baş tarafa aktarmaktan çekinmelidirler.

        Kendisi de haksız olanlara iltimas yapmamalıdır. Zira haksızlıklara iltimas hak sahiplerine kabalık; cahillere yardım alimlere ihanettir.

        İcra mevkiinde olanlarla onlara nüfuz edebilecek kimselerin hediye almaktan son derece sakınmaları gerekir.

        Hükümet edenlerle hakkı tevzi eden kimselerin aldığı hediye tam rüşvettir.

        Diğer Yazılar