Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hangi araştırma kuruluşu nasıl manipülatif bir anket yayınlayacak bilmiyorum ama yaklaşan yerel seçimlerle ilgili kimi göstergeler asıl mücadele alanının Ankara olacağına işaret ediyor. Mansur Yavaş bir sosyal medya umudu mu, yoksa seçmende gerçekten karşılığı var mı göreceğiz.

        Kesin olan şu: Muhalefet kazanırsa muhalefete rağmen kazanmış olacak. Anadolu’da bir-iki başka şehirde sürpriz olursa seçmen muhalefeti beğendiği için değil, iktidara mesaj yollamak için tercihini değiştirmiş olacak. Aynı seçmen kısa sürede pişman da olabilir.

        Ben en çok CHP’nin kaybetme ihtimali olan ilçeleri takip etmek istiyorum. Geçen seçimde Kaş’ı nasıl kaybettiyse CHP bu seçimde de bir-iki sürpriz kayıp olabilir.

        ŞİŞLİ VE ADALAR SORUNU

        Özellikle İstanbul’un Şişli ve Adalar’ın el değiştirmesi kimseyi şaşırtmamalı.

        Bütün yazlarını Büyükada’da geçiren ve ciddi bir AK Parti karşıtı olan bir tanıdığım “Umarım Adalar’ı AK Parti kazanır ve biraz hizmet gelir” diye sitem ediyordu. Mevcut belediyeden zaten memnun değil. Ama özellikle Adalar’la hiç ilgili olmayan, Taraf'taçalışmış liberal gazeteciden belediye başkan adayı çıkarılması bardağı taşıran son damla olmuş.

        Aynı arkadaşım kışları Şişli’de yaşıyor ve kendisi oy vermeyecek olsa da burada da AK Parti’nin belediyeyi almasının muhalefet partilerine iyi bir ceza olacağını düşünüyor. İhale, inşaat ve rant tutkusu yüzünden muhalefeti bölmeye görevlendirilmiş gibi ortaya çıkan Mustafa Sarıgül ve CHP’nin adını bile bilmediğimiz adayının rekabeti 1994’teki İstanbul büyükşehir belediye seçimlerini andırabilir. O çok adaylı seçimden Recep Tayyip Erdoğan sıyrılmış ve siyaset hayatının başlangıcı olmuştu.

        CHP’nin mevcut belediye başkanı Hayri İnönü’nün Parti Meclisi’ne yolladığı mektuba göre kendisi dışında bir adayın Şişli’de kazanması mümkün değil. Sarıgül zamanında İnönü’yü uzaktan kontrol edebileceği bir isim olarak belediyeye yerleştirmişti ama bu dostluk kısa sürede karakolda bitti.

        Hayri İnönü dünyanın en karizmatik insanı olmayabilir ama hiçbir şey yapmadıysa Sarıgül’ün bol keseden dağıttığı belediye arazilerini geri almak için epey çaba sarf etti. Dahası dürüstlüğüyle biliniyor. Ve elbette CHP onu yeniden aday göstermedi.

        BASIN YOLSUZLUK PEŞİNDE KOŞACAK

        Parti dürüstlüğün belediye seçimlerinde kendisi için ne kadar önemli bir gösterge olduğundan bile habersiz. Muhalefet, yaklaşan yerel seçimlerde bir-iki belediyeyi iktidardan alabilirse herkesin gözü belediyelerdeki yolsuzluk iddialarında olacak. Hele hele İstanbul ya da Ankara, bazı önemli ilçeler CHP’ye geçerse medya en ufak bir yanlışı bulmak için belediyeleri didik didik edecek. Sosyal demokratların izlerini bile kapatma becerileri olmadığı için her türlü rezillik de kısa sürede ayyuka çıkacak.

        Ne olacağı şimdiden belliyken Battal İlgezdi gibi isimlerde ısrar etmek, Hayri İnönü gibi dürüstlüğüyle nam salmış bir adayı köşeye çekmek nasıl bir mantığın ürünü? Ataşehir’i kaybetme ihtimali var, çünkü CHP seçmeni de bu mantıksızlığı anlamıyor. Ama kazanırsa İlgezdi partiye büyük bir yük olmaya devam edecek yeni dönemde de.

        Bu yerel seçimler aslında sosyal demokratlar için İSKİ skandalından beri ilk defa rüzgarı döndürme ihtimalleri olan bir fırsat. Geçmişi unutan ya da affeden seçmen sosyal demokratlara şu anda bir şans daha verebilir. Ama işin acıklı tarafı muhalefetin böyle bir ortamda bile geçmişteki İSKİ skandalının neye mal olduğunu bunca seneden sonra hâlâ anlamamış oluşu. Bir İSKİ yüzünden sosyal demokrat belediyeciliğin adı çıktı, sol kendisini bir türlü toparlayamadı. Seçimlerden sonraki en ufak bir yolsuzluk haberi sosyal demokratları bu sefer tamamen siyaset sahnesinden silecek ve ikinci bir şans 20-30 sene sonra da gelmeyecek.

        REKLAM

        ***

        Aydın bir yazar olan Abdi İpekçi bu saçmalığa ne derdi?

        Adını daha önce hiç duymamıştım. Hürriyet’in sitesinde “Aydın bir yazar olan Abdi İpekçi’nin doğum haritası nasıldı” diye başlık görünce tıklamadan edemedim. Doğum haritasıyla aydın bir yazar olmak arasındaki tuhaf bağlantı mı dikkatimi çekti, yoksa Abdi İpekçi’nin adını görmek mi…

        Aygül Aydın adlı ayrı yazılması gereken “de” ekini ayıramayan ve “tabii-tabi” farkını bilmeyen şahıs İpekçi’nin ölümünün 40. yıldönümü vesilesiyle suikasta kurban giden gazetecilerin yıldız haritalarını incelemiş…

        Ne diyeyim, zaten bu başlık ve yazı yeteri kadar açıklayıcı. İroni yapmanın gerçek karşısında yetersiz kaldığı anlardan biri.

        “Sen keşke aklının ermediği bu işlere bulaşmasan” demek isterdim ama Aydın’a gelene kadar Hürriyet’te bu lafı hak edecek o kadar çok insan var ki…

        Diğer Yazılar