Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gerçi köşe komşum bu konuların uzmanı, ama ben de doğrudan konuya gireyim: Maalesef, sosyal medyadaki o lüzumsuzun yaptığının şöhretler dünyasında bir karşılığı var. Artık miladını akıllı telefonların yaygınlaşmasına ya da sosyal medyanın hayatımıza egemen olmasına dayandırabilirsiniz, ama epey bir süredir dünyanın ünlüleri çıkartıp gösteriyor. Kadınları yıllarca obje haline dönüştüren popüler kültür son tabuya dört bir koldan saldırıyor.

        Hollywood’da Kevin Bacon öncülerdendi, “Forgetting Sarah Marshall” filminde Jason Segel çırılçıplak kameranın karşısına geçerken amacı durumu sıradanlaştırmaktı. Duayen oyuncu Michael Caine erkek oyuncuların çıplaklığına karşı; sahnede her şey dursa bile o durmuyor çünkü.

        Erkeklerin film ve dizilerdeki o sahnelerinden derlenmiş dolu site var. Pantolon önündeki çıkıntılar binlerce meme’e, caps’e konu oluyor. Idris Elba’nın bir fotoğrafı ortalığı yıkmıştı mesela, bizzat kendisi “Görünen maalesef mikrofon kablosu” deyip #egotavanda etiketini ekledi. Justin Bieber’ın iç çamaşır reklamında photoshop’la şişkinlik eklediği ortaya çıkınca tartışmaları tatilde çırılçıplak yakalanarak bitirdi. “Yenge” Selena Gomez’le çıkan Orlando Bloom aynı hafta misilleme yaparcasına çırılçıplak sala bindi, ama kimse etkilenmedi.

        Peki ya “Mad Men” dizisinin yıldızı, iç çamaşırı giymeyi sevmediği anlaşılan Jon Hamm? Bir ara “Alışverişe de yanında getirdi” diye çıkan haberlere “Bırakın peşimizi” diye isyan etmişti.

        HEP YANLIŞLIKLA SIZIYOR FOTOĞRAFLAR

        Bir de yanlışlıkla sızan fotoğraflar var, zaten genelde istemeden ve yanlışlıkla sızıyor nedense. Geçenlerde İstanbul’da da konser veren Tyga mesela zamanında birine yollamış, iddialara göre transseksüel bir mankene; hepimizin görmesi saniyeler sürdü. Chris Brown benzer bir fotoğrafı hakkında “Tabii ki bir kadına yollamıştım,” diye özellikle belirtmeyi ihmal etmedi ve “Fotoğrafta hiç heyecanlı değildim,” diye ekledi. Rap yıldızı Big Sean benzer bir iddia için “O ben değilim, çünkü ben daha büyüğüm,” açıklamasını yaptı. En unutamadığım İnternet’in ilk sızıntı mağdurlarından Kanye West’in “Keşke kafası da görünseydi,” yanıtı.

        Uzun uzun sıralıyorum, çünkü artık popüler kültürde bu konudan açık açık bahsetmek normalleşti. Karşılıklı bu tarz fotoğraf yollamak milenyum kuşağı için neredeyse gündelik hayatın bir parçası, karşılıklı iletişimin, flörtün bir türü. Mahremiyetinin öldüğü, ev adreslerimizden kredi kartı dökümlerine kadar her türlü bilginin ortalığa saçıldığı bir çağda gençler için önemsiz bir ayrıntı gibi bile duruyor.

        Özel Snapchat hesapları, amatör görüntülere abone olunan siteler, yakın zamanda içerik politikasını değiştirip çıplaklığa izin vermeyen (ve bu yüzden epey kullanıcı kaybeden) Tumblr falan… O meşhur romanın adı gibi, “Böyle yaşıyoruz artık.”

        Erkek çıplaklığı son tabu olabilir, ama hala erkeklerarası rekabetin en acımasızca sürdüğü alan. Ne yazık ki birinin diğerini yenmek için eldeki malzemeden başka yapabileceği bir şey de yok; hiçbir takviye, hiçbir estetiğin yaratılışı değiştiremediği, herhangi bir doping ya da hilenin geçerli olmadığı tek yarış bu olmalı. Kendini afişe etmenin ise ilkel tatminle ilgili bir tarafı olduğu kesin. Chris Brown sızacağını bile bile o fotoğrafları paylaşıyor çünkü erkek gururu okşanıyor.

        AYIP DEĞİL Mİ

        Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, İngilizcede bizdeki anlamıyla ayıp kelimesinin karşılığını bulamazsınız. Utanç, müstehcen, ahlaksız, kaba, saygısız gibi durumuna uydukça, hedefe yönelik kullanılan kelimeler var ama bizdeki gibi geniş anlam ifade eden bir “ayıp” sözcüğü yok. Batı’nın kendi ayıbı mı? Bizde çıplaklık kadar hırsızlık, yalan söylemek de ayıp diye açıklanıyor. Aslında ayıp kavramına sığınmak kolaycılığımız.

        Türkiye’nin bu konuyla da ilişkisi hemen her alanda olduğu gibi karmaşık. Bir yandan artık klişeye dönüşen küçük çocuğu ona buna açtırarak gururlanan bir erkek kültür, diğer yandan da en ufak bir et parçası gördüğünde infiale geçmeye hazır bir toplum.

        Pascal Nouma’nın sahada elini şortunun içine soktuğu gol sevincinden sonra koca koca adamların radyolarda siyahlar, siyah cinselliği gibi konularda saatlerce geyik döndürdüklerini hatırlıyorum. İslamcı kanallarda gecenin bir yarısı ünlü bir gazetecinin “Çubuk” lakaplı doktor kankasının saatlerce iktidar sorunu ve çözüm yolları üzerine sohbet çevirdiğini de. Üfürükçü hocalar, başta Adnan mesela, ne kadar çok seviyor bu konuları. Belli ki bir merak var.

        Lüzumsuz bir sosyal medya yaratığını kınamak gerekiyorsa kınayalım da, sanki bu konulara toplum olarak çok ilgisizmişiz, hepimizi ahlaki olarak daha üstünmüşüz, hiç ayıbımız yokmuş gibi davranmayalım.

        Diğer Yazılar