Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birkaç gündür “Bizimkiler” dizisinin eski bölümlerini, Umur Bugay filmlerini ve Erol Evgin konserlerini izlediğim YouTube algoritmasının karşıma çıkardığı önerilere bakıyorum şu anda. İzleme alışkanlıklarımla hiç ilgisi olmayan videolar sunuluyor. Arka arkaya “Bizimkiler”den video’lar izlemek istiyorum, birden hiç alakası olmayan Fevzi Tuncay belgeseli başlıyor.

        Yapay zekanın ne istediğimizi bizden daha iyi bildiğini düşünürdüm, ama karşıma bir dolu ilgisiz video çıktı. Yapay zeka sürekli geliştiği ve algoritmayla da oynandığı için öneriler, birbirini takip eden videolar zamanla değişiyor. Tamamen şahsi gözlemim şu: Kısa süre öncesine kadar daha tutarlı öneriler karşıma çıkıyordu, bir süredir algoritma kendi kafasına göre esiyor.

        Bana sunulan öneriler alakasız ama yine de masum. Ancak algoritma herkese aynı işlemiyor.

        New York Times dün Brezilya’da aşırı sağın yükselişini bir anlamda YouTube’a bağlıyordu. Harvard’da YouTube önerisi videoları, önerinin önerileri binlerce başka video’yu inceleyen akademisyenler de algoritmanın aşırı sağın propagandasına alet olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmanın bulguları hakkında ise YouTube yorum yapmıyor.

        MUHATAP YOK

        Uber’den Apple’a Silikon Vadisi’nin bütün dev şirketleri gibi YouTube’un sahibi Alphabet de herhangi bir konuda muhatap bulmak imkansız. Şirketler kapı duvar, büyük bir gizlilik içinde, her şeyin en iyisini kendilerinin bildiğine inanarak faaliyetlerini sürdürüyorlar.

        Bu aşırı özgüven ve kendini beğenmişlik bizlerin de gündelik hayatını etkilemeye başladı ama. Hele hele alternatif medya olma yolunda ilerleyen YouTube ve Facebook gibi platformlarda bu gizlilik özellikle haber içeriklerinin ve sağlayıcılarının şeffaf olması gerektiğiyle de çelişiyor. Bu gazete de, New York Times’da da ya da CNN’de de tepki göstermek istiyorsanız bütün muhataplar belli halbuki.

        Bir izleyici olarak basit bir tepkimi, önüme çıkan “yayın akışına” itirazımı YouTube’da kime iletebilirim?

        Alphabet’in CEO’sunun bile bu konuda bir şey yapabileceğini zannetmiyorum, çünkü içeriği algoritma belirliyor ve tıpkı Facebook’un yalan haberin merkezi olma sürecinde gördüğümüz gibi her türlü algoritma manipülasyona çok açık.

        Cambridge Analytica hepimizin verilerini Facebook üzerinden kolayca ele geçirebilmiş, Rusya’nın çıkarları doğrultusunda da seçmenleri hedef almıştı. Sadece ABD’de de değil, Türkiye’de de muhatabına özel yalan haber servisi yapılıyor hala. Şimdi Brezilya’yı yöneten Bolsonaro da bir YouTube yıldızı olarak parladı, YouTube’un önerileriyle büyüdü.

        İşte, bizzat yaşayanlar NYT’e konuştu: Oyun video’ları izlerken bile karşılarına aşırı sağ mesajlar çıkıveriyormuş. Biri diğerini takip edince de insanın bütün düşünce sistematiği buna göre oluşabiliyor. Bir Brezilyalı siyasi eğitimini YouTube’daki bu video’lardan aldığını itiraf ediyor. Bolsonaro da bizzat bu kitleyi hedefleyerek YouTube’dan devletin başı olarak çıkıverdi.

        Facebook, YouTube gibi herkese açık platformlarda ana akım medyada asla yer bulamayacak sesler kendilerine alan açıyorlar. Neo-Naziler’in en beğenmediğiniz medya kuruluşunda bile seslerini duyurmaları mümkün müdür? Hayır çünkü en kötü medya kuruluşu bile ilkelerin belirlediği ve editörlerin uyguladığı belli filtreler, iç denetim mekanizmalarından sonra içeriği yayına verir.

        MEDYA ŞİRKETİ OLDUKLARINI KABUL ETMELİLER

        Bütün bu eleştirilere karşı Silikon Vadisi devleri kendilerinin medya değil teknolojişirketi olduklarını söyleyerek aradan sıyrılmaya çalışılıyor. Medya kuruluşu olunca ister istemez gelen kimi sorumluluklardan kurtulmuş oluyorlar böylece.

        Ancak YouTube düpedüz bir medya kuruluşu, hatta kendi orijinal içeriğini üretiyor, sayıları azımsanmayacak kadar önemli bir kitle için haber alınacak birinci kaynak. Bir haber platformunda olmayacak “deepfake” video’lar, ipe sapa gelmez komplo teorileri, yalan haberler, aşırı sağ propaganda burada bolca var. Bütün bunlar gizlenip yok edilmiyor, aksine izleyenin gözüne sokuluyor ve sistem daha fazla yayılmasına imkan tanıyor.

        Akla gelen ilk çözüm YouTube’a da Facebok’a da birer medya kuruluşu olarak bakıp medyanın tabi olduğu kurallarla işlemelerini sağlamak. Her önüne gelenin ağzına geleni söylediği bir platform değil de, editörler tarafından filtrelenmiş, seçilmiş, onaydan geçmiş içeriklere yer verilmesi. Bugünkü yapısında bu imkansız gözüküyor; haddinden fazla insan gücüne ihtiyaç var, karlı değil ve Silikon Vadisi’nin “açıklık” ilkesine de ters.

        Ama bu “açıklık” adına dünyayı daha korkunç bir yere dönüştürüp ceplerini dolduran milyarderlere de kimse dur demiyor. YouTube önümüzdeki yılların en önemli iletişim tartışmalarından biri olacak, tıpkı Facebook gibi bir demokrasiye oluşturduğu tehdit konuşulacak. Bizde İnternet’i düzenlemeye çalışanlar hala meme, pipi, küfür bekçiliği yapsınlar; akılları orada. Asıl yaklaşan tehlikenin farkında değiller.

        Diğer Yazılar