Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sadece bir hafta önce Amerika’nın Teksas eyaletinde vaka sayılarının yükselişe geçmeye başladığı dikkatleri çekmeye başladı. Ama henüz hiç kimse bu artışın eyalete özgü mü yoksa yeni bir dalganın başlangıcı mı olduğundan emin değildi. Rakamlar da artmış ama Mart ya da Nisan ayında alıştığımız boyuta ulaşmamıştı. Pek çokları gibi ben de uzaktan takip etmeye başladım Teksas’ta yaşananları.

        Üzerinden çok süre geçmeden ABD’nin 30 eyaletinde COVID-19 vakaları yeniden yükselişe geçti. Daha birkaç gün önce altı eyaletti, sonra 19 oldu, şimdi 30. Üstelik bu eyaletlerin bazılarında günlük vaka sayılarında rekor artış söz konusu. Pandeminin zirveye ulaştığı Nisan-Mayıs aylarından bile daha fazla pozitif vaka var. Sanılanın aksine daha fazla test yapıldığı için artmıyor vaka sayısı. Test yapılan insan sayısıyla pozitif çıkanlar arasındaki yüzde artışta.

        ASIL RAKAM 10 KATI

        ABD’de bugün itibariyle 40 bin yeni vaka var, toplam 2.2 milyon kişiye bulaştı COVID-19. Ancak ABD’nin Hastalık Koruma ve Önleme Merkezi (CDC) Başkanı’nın dün gazetecilere verdiği bilgiye göre resmi rakamların 10 katı daha fazla gerçek rakamlar. CDC bu tahmini yapılan antikor testlerine bakarak ortaya atıyor ve virüse yakalananların -atlatanlar, hiç belirti göstermeyenler dahil- nüfusun yüzde 5-8 arasında olduğunu söylüyor. Bütün bunlar çok daha zor bir kışın habercisi.

        REKLAM

        Dahası, New York Times cep telefonu verilerine dayanarak virüsün Şubat ayında -tedbirlerin başlamasından en az bir ay önce- New York’a vardığını, binlerce seyahatle sayesinde ülkeye yayıldığını ortaya koyuyor. Hepimiz hayatlarımıza normal seyrinde devam ederken meğerse pandeminin ortasındaymışız bilmeden.

        Son birkaç günde 40 bine varan yeni vaka sayısının ilk sebebi eyaletlerin alelacele açılmaları. New York’ta daha hala lokantalar açılmadı, sadece bu hafta dışarıya masalar kondu ama o bile çok sınırlı. Oysa Teksas’da 55 gündür açık lokantalar, üstelik içeride bile yüzde 75 kapasiteyle hizmet veriyorlar. Benzer şekilde Florida’da da ekonomiyi canlandırma adına sağlık ikinci plana atıldı. Şimdi Miami’de pozitif oranı yüzde 24. Her dört kişiden biri pozitif demek. Bu iki eyalet şimdi yeniden hayatı dondurmaya karar verdi, yeniden açılmanın geri kalan kısımlarını ertelediler.

        Artışın bir başka nedeni de gençlerin virüsü yayması. 40 bin yeni vakanın çoğunluğunu 20-44 yaş arası grup oluşturuyor. Lokantaların, barların açılmasıyla sokağa çıkmaya başlayan, seyahat eden, plajlara giden, dahası tedbir almayan gençlik virüsü kapıp herhangi bir belirti göstermeden yayıyor. Dahası, birkaç hafta içinde bu gençlerin virüsü yaşlılara bulaştıracağı, bu yüzden ölüm sayılarında da artış olacağı tahmin ediliyor. CDC’nin yeniden gözden geçirdiği COVID-19 bilgilendirmesine göre gençler virüse karşı bağışıklık kazanmış da değil. Yaşlıların risk grubunda olduğu bilgisi de güncellendi; evet, risk grubundalar ama yaştan dolayı başka hastalıkları olduğu için.

        Alelacele açılan eyaletlerin hemen hepsinin Cumhuriyetçi olduğunu eklemem gerek. Cumhuriyetçi yerel yöneticiler de tıpkı Başkan Trump gibi maskeyi küçümsedi, bireysel özgürlüklere müdahale gibi yanlış yorumladı. Teksas valisi maske takmayı zorunlu kılmadı, sosyal mesafeye uyulmadı. Maskenin politik bir savaşa döndüğü eyaletlerde vaka sayısı arttı, New York gibi maske uygulamasının sıkı sıkıya uygulandığı yerlerde de düştü.

        REKLAM

        BİREYSEL ÖZGÜRLÜK MESELESİ

        Business Insider maske üzerinden yaşanan kültür savaşlarını emniyet kemerinin yaygınlaşmasına benzetiyor. Araba üreticileri masrafları kısmak için başlarda pek çok modeli kemersiz ürettiler. Sonraki yıllarda ek ücretle satmaya başladılar ama talep çok sınırlıydı. Emniyet kemeri can kurtardığı halde sürücüler bunu hayatlarına müdahale, bireysel özgürlüklerin kısıtlanması olarak yorumladılar ve kanunla zorunlu olana kadar da kemer takmakta direndiler. Bugün ABD’de sürücülerin yüzde 90’ı emniyet kemeri takıyor, hatta pek çoğumuz için kanunla zorunlu olmasa bile sorgulamadığımız alışkanlıklarımızdan birine dönüştü.

        Amerikan “liberter” bakış açısı, yani devletin hiçbir şeye karışmaması ve müdahale etmemesi gerektiğini düşünen görüştü emniyet kemerine direncin ideolojik altyapısı. Şimdi aynı şekilde maske de kültür savaşlarının bir simgesi. Ama nasıl kemer zorunlu olduysa maske takmak isteyen lokanta çalışanlarının işten atıldığı Teksas’ta bile vali sonunda maskenin zorunluluğunu kabul etti ve şart koştu.

        Artışların son nedeniyse siyasi. Dünyada yeni vaka artışında ABD’den sonra Brezilya’nın gelmesi de şaşırtıcı değil. İki ülkenin de başında kapasiteleriyle değil de halkı kandırabilme becerileriyle göreve gelmiş liderler var. İkisi de ilk günden beri virüsü küçümsedi ya da reddetti. En azından buradan bir ders çıkartabiliriz.

        Başkan diye gözünüzde büyütmeyin

        Başkan diye gözünüzde büyütmeyin
        0:00 / 0:00

        Washington’daki en önemli Rusya uzmanıdır Brookings’den Fiona Hill. Yakın zamanda Beyaz Saray’da Milli Güvenlik Danışmanı olarak da çalıştı; Rusya-ABD ilişkilerinin düzelmesi için içeriden katkısının daha fazla olacağını düşünüyordu. Ama Harvard’dan doktoralı bu kadını Trump sekreter sandı, pek çok kadını küçümsediği gibi onu da ciddiye almadı, hatta Beyaz Saray’daki bir toplantıda açık açık bir mektubu yazmasını istedi. Kadınları beyinlerine göre değil, tiplerine göre değerlendirme adetini Beyaz Saray’da da sürdüren Trump özellikle not tutan insanlardan hiç hoşlanmıyormuş.

        Trump’ın nasıl bir Başkan olduğuna dair bu ve benzeri birçok ayrıntıyı New Yorker’ın bu haftaki sayısında Hill’le yapılan uzun mülakattan öğreniyoruz. Hill şaşkınlık içinde tanık olduklarını anlatıyor, okuyanın da bu kadarı da olmaz diye ağzı açık kalıyor.

        Güvenlik brifinglerini okumayan, kendisine verilen notları umursamayan Trump dünya liderleriyle de tek başına işi götürmek istiyormuş. Trump’la Putin arasında geçen ve Beyaz Saray’da kaydı olmayan en az iki görüşme olduğu tahmin ediliyor. Tıpkı iş dünyasına olduğu gibi dünya liderleriyle birebir görüşerek anlaşmaya varacağını düşünüyormuş. O yüzden danışmanların, bakanların toplantılarda olmasından hoşlanmıyormuş. Putin tabii ki kurt siyasetçi; Trump’ın bu zayıflığını hemen fark etmiş ve bir yemekte tek başına yakalayıp görüşmüş. Trump’ın çevirmeni bile yokmuş, Putin’in tercümanı aracılık etmiş. ABD’de bu görüşmede ne konuşulduğuna dair herhangi bir kayıt yok. Kim bilir neler vaat edildi, ne pazarlıklar yapıldı…

        Doğrusu, ABD’nin amatörlüğüne karşı Trump’ın bu huyunu fark eden tek devlet Rusya değil. Türk hükümetini de takdir ettim. Zaten bir süredir ABD’deki diğer kurumları aşarak Trump’la doğrudan ilişki üzerine inşa edilmişti Türk-Amerikan ilişkileri. Şimdi New Yorker’daki makaleden öğrendiğimize göre Türk tarafı Trump’ı tek başına golfte yakalamak için Şükran Günü tatilinde aramış. Amerikalıların geleneksel olarak hindi (turkey) yediği bu bayramda aranmasını da Trump “Turkey (hindi) Günü’nde beni aradınız,” diye espriyle yorumlamış. Trump ayrıca iyi ilişkiler kurduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da isim takmış. Zaten herkese bir sıfat ekliyor, Erdoğan’ın arkasından da “Sultan” diye söz ediyormuş. Bir övgü sözcüğü olarak…

        Amerikan Başkanı işte…

        Diğer Yazılar