Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dünya gazetecilik tarihine geçecek bir hamleyi önceki gün Washington Post’un yayın yönetmeni Sally Buzbee yaptı ve gazetesinin arşivindeki bazı haberleri yeniden yazdırdı, neden yeniden yazıldığına dair da sonlarına açıklama ekletti. Konu Trump hakkında rapor hazırlayan İngiliz ajan Christopher Steele’in dosyasıydı. 2016 seçimleri öncesinde Hillary Clinton ekibi tarafından Steele’e Trump hakkında ayrıntılı bir dosya – “oppo research” deniyor – hazırlaması için görev verilmiş, daha sonra FBI’la da paylaşılan, içinde türlü dedikoduların yer aldığı kapsamlı bir rapor yazılmıştı. İçinde Trump’ın Moskova’da bir otel odasında seks partisi yapıp üzerine işettiği, bu anların da görüntülerinin olduğu gibi kanıtlanması imkansız pek çok iddia vardı.

        Nitekim zaman içinde Steele’in raporunun tamamen iftiradan, kulaktan dolma dedikodulardan, büyük ihtimalle de Rus kaynaklarının kasıtlı dezenformasyonundan ibaret olduğu anlaşıldı. Trump’ın “çiş kaseti” olarak bilinen böyle bir görüntüsü yoktu başta. Ama medya Steele’in yazdıklarına inanmak istedi, gazeteler günlerce bu konuda haber yaptı. Aslında bu dosyadan hiçbirimizin haberi olmayacaktı ama Buzzfeed sitesi “Washington’da herkes bu dosyayı konuşuyor,” diye kendisine sızdırılan belgeyi aynen yayınladı ve kıyamet koptu. Gazeteciler doğruluğuna bakmadan, dosyaların içindeki iddiaların şehvetine kapılarak Steele’in çarpık istihbaratını haber yaptılar. Böylece farkında olarak ya da olmayarak bu kumpasa ortak oldular. İşte Buzbee’nin Washington Post’taki son hamlesi de bu haberlerin yanlış olduğunu kabul etmek, arşivde bu yanlış haberleri aynı tutmaktansa düzeltmek.

        REKLAM

        GAZETECİLER HATA YAPTI

        Bir gazetenin eskimiş, bazısı unutulup giden haberleri sonradan düzeltmesinin nedeni tarihe karşı sorumluluğu. Washington Post gazetelerin tarihin ilk taslağını yazdığına inanan kurucusunun ilkesiyle gurur duyuyor hala. Arşiv sadece tarihi araştıranlar için değil, merak edip öğrenmek isteyen sıradan okur için de önemli. Türkiye için artık ne yazık ki geçerli olmayabilir ama pek çoğumuz gazetelerde okuduğumuz bir haberin doğru olduğuna inanıyoruz, algımız buna göre şekilleniyor.

        Washington Post’un eski haberleri düzenleyip yeniden yayına vermesinin bir başka örneği yok. Daha önce gazetecilik skandallarıyla sarsılan – muhabirlerinin fabrikasyon haber yaptığı ortaya çıkan – New Republic ya da New York Times gibi kurumlar okurla yüzleşti, açıklama yaptı, haberlere de gerekli notu düştü. Ama bir haberin sonradan düzenlenerek arşivde tutulmasına ilk kez tanık oluyoruz.

        Bu adım aynı zamanda gazetecilerin Trump’a karşı muhalefet etme dürtüsüyle ahlaki pusulalarının nasıl şaştığının da kanıtı. Steele dosyasıyla ilgili Post gibi pek çok gazete haber yaptı çünkü içeriğine inanmak istediler. Bu dosya hiç hoşlanmadıkları bir düşmanı zayıflatacak kadar şehvetli bilgiler içeriyordu; bu şehvet yüzünden bir an bile doğru mu değil mi diye tartmadılar bile. Halbuki sızıntı haber ve dosyalarda ilk görev doğrulatmaktır.

        Trump ilk günden bu dosyanın içeriğinin yalan olduğunu söylemişti ama kimse inanmadı. O kadar çok yalan söyledi ki, bu dosya hakkında da otomatikman yalan söylediği varsayıldı. Oysa gazeteci için varsayım en büyük tuzaklardan biridir.

        Gazeteciler basit bir mantık yürütmeyi bile devreye sokmadı: Donald Trump yıllardır çok bilinen bir “germophobe,” yani temizliğe aşırı derecede meraklı, mikrop kapmaktan korktuğu için insanların elini sıkmayan, odada biri öksürdü mü dışarı çıkmasını isteyen biri. COVID-19’dan önce bile. Kimsenin cinsel fantezisine bir şey diyemem ama böyle birisinin Moskova’da bir otel odasında hayat kadınlarıyla işeme fantezisi gerçekleştirdiğine inanmak biraz zorlamaydı.

        REKLAM

        TÜRK LİBERALLERİNİN GÜNAHI

        Kendi saplantıları yüzünden gözü dönen gazetecilerinin etik ihlallerinin doğurduğu hatalardan ders almak için Steele dosyası sonrası Post’un tavrı sadece bir örnek. Bu örnekten Türk basını ders alır mı, bilmiyorum. Çünkü sadece bir-iki kere yaşanan tekil hadiseler değil, 2000’li yılların ilk 10 yılında bütün medya bu saplantı yüzünden çok büyük günahlar işledi. Özür dilendi mi, bu hatalar düzeldi mi? Hayır. İnternet’te silme tuşu yok, medya kuruluşları FETÖ kumpaslarının peşine takılıp yaptıkları yalan haberleri uçursalar da bir şekilde hala bulmak mümkün. Bu haberler yüzünden aileler dağıldı, insanlar intihar etti, boş yere insanlar hapis yattı. Failleri de en fazla “Kandırıldık, biz kullanışlı aptallarmışız,”diye ellerini sıyırdı.

        Belli bir görevle bu haberleri yapıp yayımlayan FETÖ-ilintili tiplerin rolü ortada zaten. Bugün hala kendilerine makbul insan muamelesi yapılmasını isteyen liberallerse tıpkı Steele dosyasını haber yapan muhalifler gibi kendi takıntılarına yenildi. Kemalizm, asker, cumhuriyet rejimi yıllardır süregelen takıntılarıydı. “Düşmanımın düşmanı” mantığıyla bu yalanlara inandılar, bu yalanların üzerine yazılar inşa ettiler. Hala pek çoğumuz hakkında ne ipe sapa gelmez yalanları arşivlerde duruyor.

        Akit, Taraf falan değil Cengiz Çandar’ların, Hasan Cemal’lerin o dönem yazdığı yazılar hala arşivlerde. Kendileri yapmıyorsa bu yazıları arşivde tutan kurumlar birilerini görevlendirmeli, teker teker o yazıların üzerinden geçmeli, düzeltmeli ve bu çürük liberallerin zamanında nasıl bir kumpasa ait olduğuna dair arşivlere not düşmeliler. Bugün bu gazetelerin hiçbir inandırıcılığı kalmamış olabilir, ama markalar ayakta kalacaktır. Bir gün yeni sahipleri olacak, sonraki kuşaklar için yeniden inandırıcı birer kaynak olacaklar. Geçmişten özür dilenmesi kadar geleceğe karşı da sorumluluktur bu. Bu işlemin sonunda da yapılması gereken bu düşük liberalleri Halk TV’de falan ağırlayıp muhtaç oldukları itibara kavuşturmak değil, tarihi çöp tenekesinde yok olmaya bırakmaktır.

        Diğer Yazılar