Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul’da ortaya çıkan “Utanç Listesi” skandalı, ülkemizin çocuğa yönelik cinsel istismar konusunda alması gereken ne kadar çok yol olduğunu bir kere daha hatırlattı.

        Acı olan, her defasında ortaya çıkan yeni bir skandal karşısında, “toplum ve devlet duyarlılığı” mesajları verilmesine rağmen, üzerinden bir süre geçtikten sonra hassasiyetlerin unutulmasıdır.

        İşte Çocuk Vakfı tam da burada devreye giriyor ve hepinize, hepimize çağrıda bulunuyor.

        Bu çarpıklıkların son bulması için, meselenin esasına inilmesi ve ciddi mücadele edilmesi gerektiğini vurguluyor.

        Etkin mücadele için de önerilerini şöyle sıralıyor:

        *

        1- “Utanç Skandalı” konusunda gerekli idari ve adli soruşturmalar bütün sorumluların eksiksiz ortaya çıkarılması için sıfır tolerans ilkesi doğrultusunda yapılmalıdır.

        2- İhbar yükümlüğü konusunda teknik hukuki tartışmaların mağdur çocukların haklarını öteleyen, zarar veren ve idarenin sorumluluğunu ortadan kaldıran bir anlayışla yorumlanması kabul edilemez.

        3- “Utanç Skandalı”, münferit bir olay olarak değerlendirilmemeli ve ülke genelinde benzer durumların ortaya çıkarılması için kapsamlı çalışmalar başlatılmalıdır.

        Sadece devlet hastaneleri değil, özel hastaneleri de kapsayan, hatta hastane bünyesinde doğum birimleri olmayan bütün hastaneleri içine alan araştırma ve soruşturma çalışmalarına gidilmelidir.

        *

        Bu satırların altına imzamı atarım.

        Hele konu çocuk istismarı ise, sanırım çoğunluk da benim gibi düşünür ve Çocuk Vakfı’nın bu girişimine koşulsuz katkı verir, tüm gücüyle destekler.

        Ben koşulsuz destekliyorum.

        ************

        O listeye, bu üç maddeyi de ekleyin

        Çocuk Vakfı’nın çocuk istismarına yönelik önlem listesi çok doğru ve yerinde..

        O listeye şu üç madde de eklenmeli aslında, ki Vakıf da bunu istiyor..

        *

        1- TBMM bünyesinde bir komisyon oluşturulmalıdır.

        2- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından ortak bir çalışma grubu kurulmalıdır.

        3- Skandal ile ortaya çıkan listede yer alan çocukların 39’unun Suriyeli olması karşısında, ülkemizde misafir ettiğimiz göçmen çocuklara yönelik politikalar gözden geçirilmeli, her türlü ihmal ve istismara yönelik önleyici mekanizmalar devreye alınmalıdır.

        ************

        Yemek tarifinin yerini içki yapma tarifi aldı

        Ne kadar baskın yapılırsa yapılsın, ne kadar ele geçirilirse geçirilsin, “sahte içki üretiminin” önü alınamıyor.

        Anladığım kadarıyla, bu gidişle alınamayacak da..

        Çünkü, sadece “polisiye tedbirlerle” bununla başetmek pek mümkün görünmüyor.

        Son dönemlerde çok sık rastladığım sohbetler bu görüşümü kuvvetlendiriyor.

        İçki fiyatlarının “uçuk hale” getirilmesi ve üzerlerine sürekli vergiler bindirilmesiyle birlikte, vatandaş “yasal ve aşırı pahalı ürünlere” ulaşamaz oldu.

        Çare olarak da “kendisi içki üretimine” yönelmeye başladı.

        İnternetten indirilen bilgiler ve etraftan toplanan tariflerle, evlerde bile imalata girişenler çoğaldı.

        *

        Geçen gün iki kişi aralarında konuşurken, birbirlerine “viski yapımı” için tarif veriyordu.

        Başkalarından da “rakı tarifini” pek sık duyar oldum.

        Demek ki..

        Fiyat yükselterek içki ya da sigaraya karşı önlem alınamıyor.

        Aksine, bu tabloda asıl darbeyi “yasal üretici” yiyor.

        Pahalı diye malını satamıyor, müşterisini de “merdivenaltı üretimlere” kaptırıyor.

        Yasaklama, engelleme amacı ise asla hedefine ulaşmıyor.

        Yoksa, sigara ve içki tüketimi sürekli artar mı!..

        ************

        Çinli ile Hintli karşılık verirse

        Dalyan-Ortaca-Köyceğiz Turistik Otelciler ve Turizm İşletmecileri Birliği (DOKTOB), son dönemlerde Hindistan üzerine çalışıyor.

        Muğla ve ilçelerine Hintli turistleri çekebilmek, onlara film platoları sunabilmek, düğünlerini bölgede yapmalarını sağlamak için büyük uğraş veriyor.

        Gördüm ki, bu çabalara şimdi de Muğla Valisi Esengül Civelek katıldı.

        Vali hanım da doğrudan Çin’e el attı.

        O da yöreye daha fazla Çinli turistin gelmesini, iki ülke arasında daha sıkı işbirliğine gidilmesini ve ticari hacmin geliştirilmesini talep ediyor.

        *

        Muğla’nın projektörlerini çevirdiği her iki ülke de çok büyük ve kalabalık..

        Bu gayretler o nüfusların “çeyreğine bile dokunabilse” Muğla uçar gider.

        Üstelik, özellikle Çinliler birbirlerini iyi izleyen kimlikler..

        Bir yeri beğenirlerse, hemen hepsi peşinden aynı yere yöneliyor.

        O yüzden..

        Hint ve Çin pazarına yüklenmek, bana göre çok yerinde hamlelerdir.

        Karşılık bulur elbet..

        ************

        O hatta sıkıntı var

        - Şarkıcı İrem Derici, “kıvrımlı hatlara” sahip olmak için spor yaparken sakatlanmış.

        - Aynı hatlar için daha önce zayıflama hastalığına tutulmuştu, neredeyse ölüyordu, bu nasıl hatmış böyle, merak ettim doğrusu!..

        ************

        Hepimiz öyleyiz de

        - Oyuncu Sarp Apak, “evde karımın sözü geçer, hanımcıyım, mutluyum, huzur için tüm erkeklere hanımcı olmalarını tavsiye ederim” demiş.

        - Hanımcı olmak elbette iyidir, rahattır, ama arada ince bir çizgi var, eğer hanımhanımcık olursan işler değişir, bilesin!..

        ************

        Rolüne uymaz ki

        - ”Ufak Tefek Cinayetler” dizisinin “Arzu”su Tülin Özen, “planlarım, hırslarım, hayallerim yok, şuursuz bir tipim” demiş.

        - Demek ki yanlış dizide oynuyorsun, çünkü orada sadece plan, hırs, entrika ve büyük hayaller var!..

        Diğer Yazılar