Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Daha önce de yazmıştım.

        Aydın’da yaratılan “yeni zihniyete” bayılıyorum.

        Tıpkı gelişmiş Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, bir süreden beri Aydın’da da “halk oylaması” sistemi kuruldu.

        Bu demokratik zihniyeti, Başkan Özlem Çerçioğlu yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi oturttu ve yeşertti.

        Belediyeye ait büyük kamu arazilerine “ne tür yatırım yapılması” konusu, doğrudan halka soruluyor.

        Meydanlara sandıklar kuruluyor ve vatandaşlar görüşlerini kağıtlara yazarak, oylamaya katılıyorlar.

        Oylama süresi tamamlanıp sonuç belli olduğunda, belediye; sözkonusu araziye “halkın istediği projeyi” uyguluyor.

        -

        Bu son derece “medeni” ve “demokratik” bir işlem.

        Keşke ülkenin her yerine yayılabilse de, önemli kararlar halk iradesiyle verilebilse..

        Tabii, vatandaşın “düşünce yapısı” da ciddi önem taşıyor böyle durumlarda..

        Mesela Aydınlılar çevreye ve yeşile düşkünler, o nedenle halk oylamalarından “yeşil alan, park, çocuk, spor ve kültür alanları” gibi tercihler çıkıyor.

        Betona dönüşen kentlerimizde ve ilçelerimizde, halkın ezici çoğunlukla yeşilden ve

        çevreden yana duruş sergilemesi, doğrusu alkışlanacak bir tavır.

        *

        Aydınlılar, değerli belediye arazileri için son dönemde peşpeşe üç defa sandığa gittiler.

        Aydın Tekstil, Kuşadası Tariş ve Mimar Sinan Mahallesi’ndeki kıymetli alanlara sağduyulu neticeler çıktı, üçü için büyük farklarla yeşil alan tercihleri yapıldı.

        Diyeceğim o ki, şehirleri “ortak akıl” ile yönetmenin en iyi örneklerinden birini görüyoruz Aydın’da..

        Halk istiyor, Başkan Çerçioğlu ve belediye o isteği yerine getiriyor.

        Rantın yerini vatandaşın arzusu alıyor.

        Ne mutlu Aydınlılara..

        Yapma Ahmet Bey, bunları yazdırma

        - Ahmet Akın her yere, her şeye yetişmeye çalışıyor.

        - Akın yine fırtına gibi..

        - Akın bir ara döner bile keserek esnafa yardım etti.

        - Akın’ın yöre halkıyla ve esnafla kurduğu bağ görülmeye değerdi.

        *

        CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın’ın çalışkanlığını, hareketliliğini beğeniyorum.

        Fakat, çalışmalarına yönelik yaptırdığı haberlerde kullanılan dil, bir felaket..

        Felaketten öte, bazen “komik” de kaçıyor.

        Yukarıda örneklerini verdiğim ifadeler, sadece bir haberinden alınan başlıklar ve cümleler..

        Ahmet Bey’in Balıkesir’de geçirdiği saatler, bir “kahraman” edasında sunulmaya çalışılıyor.

        Neredeyse “savulun, Malkoçoğlu Ahmet geliyor” denilecek!..

        *

        Tamam anladım..

        Ahmet Akın genç, dinamik, çalışkan vs. ama, bu “haber diliyle” yaptığı işler de sulanıyor.

        O yüzden kendisine bir dost tavsiyesi..

        Basın bültenlerine biraz daha dikkat etmende fayda var Ahmet Bey..

        Çardak’a bak hele

        Denizli Çardak Havaalanı bu aralar kıpır kıpır..

        Sebebini bilmiyorum, ancak “düzenli bir yükseliş” içinde olduğunu görüyorum.

        Mesela, geçen ay ciddi bir hareketlenme kaydetti.

        İç hat yolcu trafiği, 2017’nin ocak ayına göre yüzde 39 artışla 54 bin 282’ye çıktı.

        Keza, dış hat trafiği de yüzde 9 farkla 4 bin 719 yolcuya ulaştı.

        Toplamda ise yüzde 36 daha fazla yolcu taşındı, sayı 59 bine vardı.

        Dolayısıyla uçak iniş-kalkış rakamları da fırladı, yüzde 9 artışla 454’e geldi.

        Eh, yolcular ve uçaklar artar da yük artmaz mı?

        O da yüzde 30 çıkışla 535 tona yükseldi.

        *

        Çardak Havaalanı dört nala koşuyor, haberiniz olsun.

        Psikologlar değilsakız rahatlatıyor

        Ne biçim psikolojimiz varsa, hiç bir psikolog bizi yatıştıramıyor.

        Ne ilaçlar, ne konuşmalar, ne de çok yönlü tedaviler memleketi rahatlatamıyor.

        Milletçe tek ciddi ilacımız var, o da çiklet..

        Şu, sakız çiğneyip ağızda iyice yumuşattıktan sonra “şişirip patlatma” eylemi var ya, işte sırrımız orada..

        Bu eylem Türk milletinin sinirlerini gevşetiyor, psikolojisini düzeltiyor.

        *

        Bunları ben söylemiyorum, Türk halkını “tepeden tırnağa inceleyen” uzmanlar söylüyor.

        Bizleri çiklet kadar hiç bir şeyin sakinleştirmediğini keşfettiler çünkü..

        Sakızı “Türklerin psikolojik rahatlama aracı” olarak ilan ettiler.

        Haksız da sayılmazlar.

        Çünkü çiklete milletin yüzde 77’si rağbet gösteriyor.

        Ve bu sakız işine halkımız milyonlarca lira yatırıyor, yılda 3.5 milyar adetten fazla sakız çiğneniyor.

        Çiğnedikçe de problemleri unutuyoruz işte..

        Böyle kampacan kurban

        - Dizi setleri Nazi kampları gibiymiş, gece gündüz demeden ağır şartlar altında çalışılıyormuş.

        - Yine de arada küçük bir fark var. Naziler kamptakilere gaz saçıyordu, bizimkiler ise para!..

        Bilseydikboya yollardık

        - Şahan Gökbakar, Sevgililer Günü’nde eşine “hayat bir boyama kitabı sevgilim, sen bu yalnız palyaçoyu o kadar güzel boyadın ki, sana minnettarım” diye yazmış.

        - Keşke boyayı bol tutup şu Recep İvedik filmlerine el atabilseydi de, o vasatlıktan milleti kurtarsaydı, o zaman biz de minnetar kalırdık!..

        Hassaskarakter ya

        - Futbolcu Arda Turan gazetecilerin “sevgilinizin hamile olduğuna dair söylentiler var, doğru mu” sorusuna kızmış, “artık sevgilim değil, eşim olacak” demiş.

        - Haa, o zaman kızmakta haklı, çünkü soru yanlış, halbuki “sevgililikten eşliğe geçmeye hazırlanan hanımefendinin hamile olduğu söylentileri var, doğru mu” diye sorulsaydı bir şey demezdi adamcağız!..

        Diğer Yazılar