Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’de ekonomi alanında son günlerde en çok tartışılan konulardan birisi, devletin satışa çıkarttığı 14 şeker fabrikası.

        Brezilya yıllar önce milli ekonomisini korumak amacı ile mevcut şeker fabrikalarının büyük bir bölümünü “şeker kamışından alkol üreten fabrikalara” döndürdü.

        Dünyada mevcut ve hali hazırda çalışan benzinli araçların motorlarını “yüzde 100 alkol ile çalışır” hale getirmek, çok cüzi bir harcama ile mümkün.

        Brezilya daha 2007’lerde alkolle çalışan araç üretmesi için “Renault” ile anlaştı, 100 bin araçlık bir fabrika kuruluşuna teşvikler verdi.

        Türkiye’de “31 şeker fabrikası” var ve bunun 25’i devlete ait.

        14 şeker fabrikasını haraç mezat satmak veya kapatmak yerine, devlet bunları “yakıt üretimine” kanalize edebilir.

        Bu sayede..

        *

        -Orta Anadolu’da şeker pancarı üretimi yeniden canlanır.

        - Ülkenin petrol ithalatında hatırı sayılır bir tasarruf sağlanır.

        - Şeker fabrikalarındaki istihdam korunmuş olur.

        - Alkol ile çalışan arabalar benzine nazaran çok daha az çevre kirliliği yarattığı için ülkenin karbon emisyon oranı düşer.

        - Benzin yerine alkol ile çalışan araba motorlarının performansı azalmadığı gibi, daha az arıza yapmaktadır.

        - Aynı fabrikalarda her türlü bitkisel, tarımsal ürün veya atığı, çürüğü, posayı bu fabrikalarda işleyerek alkol (etanol) üretilebilir.

        -Etanolün araba motorlarına hiç dokunmadan istenilen oranlarda ithal edilen benzine doğrudan karıştırılması mümkündür.

        - Şeker pancarının posası çok değerli bir hayvan yemidir.

        ************

        11 yıl önce hükümete sunuldu

        Bu rapor, aslında bundan tam 11 yıl önce hazırlanıp, yetkili makamlara verildi.

        Raporu hazırlayan da Burhan Özfatura’ydı.

        İşadamı, sevgili ağabeyim Uğur Yüce’nin ricasıyla, Özfatura şeker fabrikalarının durumunu rapora dönüştürmüştü.

        Ancak uyarılar, 2007 yılında dikkate alınmadı.

        Uğur abi, belki şimdi faydası olur, belki şimdi dikkate alınır umuduyla, raporu tekrar gündeme getirdi.

        Umarım bu sefer sonuca varılır ve doğru yol bulunur.

        ************

        Sıtkı Şükürer’e sabırlar dilerim

        Sevgili arkadaşım Sıtkı Şükürer, önceki gün ani kalp krizi sonucu annesi Nermin teyzeyi kaybetti.

        Nermin teyze teyze pırıl pırıl, yüreği sevgi dolu bir insandı.

        Arkasında hep iyilikler ve güzellikler bıraktı.

        Kendisini dün ebediyete uğurladık.

        Işıklar içinde uyusun, melekler onu kucaklasın.

        Sıtkı kardeşime ve tüm aileye sabırlar dilerim.

        ************

        Para değil mama getir

        Ayvalık Belediyesi’ne ait köpek barınağına destek sağlanması için, “para değil, mama getir” sloganıyla kampanya başlatıldı.

        Kampanya güzel de, slogana biraz takıldım.

        Çünkü bana göre, hayvanların da “bilinçli” ve “sağlıklı” beslenmesi lazım.

        Herkes barınağa kafasına göre mama getirirse, sanki “düzen bozulur” gibi geliyor.

        Acaba, para barınak yönetimine verilse de, mamayı onlar alsa, daha iyi olmaz mı..

        ************

        Daha nice tenisli senelere Necdet abi

        Sevgili ağabeyim Necdet Kestelli önceki gün e-postayla bir “teşekkür mesajı” gönderdi.

        Şöyle diyordu..

        *

        -Sayende başladığım tenis köşe yazarlığımın bugün 15. yılı doldu ve 16. yılın ilk yazısı yayınlandı.

        -15 sene ne çabuk geçti değil mi?

        -Ben de kendimi bu konularda geliştirmeye çalıştım.

        - Şimdi bir de kitapçık düşlüyorum.

        -Tabii konusu yine tenis olacak.

        -Şükran ve sevgilerimle aziz dostum.

        *

        Yeni Asır’dayken tenis köşesi yazması için Necdet abiyle anlaşmıştım.

        Gerçekten de tam 15 yıldır köşeye kesintisiz devam etti.

        Bize aktardığı bilgiler için asıl ben kendisine teşekkür ederim ve nice 15 yıllar daha dilerim.

        Kitap da harika bir fikir bence..

        ************

        Aşkın anlamı epey değişti

        Gençler, “aşkın anlamı nedir” sorusuna 2006 yılında şu cevapları veriyorlardı:

        -Sevgi (yüzde 12)

        - Tarifsiz duygu (yüzde 6)

        - Tutku (yüzde 5)

        - Acı-tatlı (yüzde 3)

        - Güven-para (yüzde 1)

        *

        Aradan 12 yıl geçti, geldik 2018’e..

        Aynı soru gençlere tekrar soruldu..

        Soru aynı, ama cevaplar farklı bu defa..

        -Sevgi (yüzde 41)

        -En tatlı mutluluk (yüzde 31.2)

        -Kalp ağrısı (yüzde 12.2)

        *

        Anket Beykoz Üniversitesi’nde yapıldı ve görüldü ki, gençlerin aşka yüklediği anlamlar yıllar içinde oldukça değişti.

        Özellikle “sevgi” vurgusu patlama yaptı.

        ************

        Bunlarla dikkat çekemezsin

        Murat Dalkılıç’tan ayrıldıktan sonra saç modelini ve rengini değiştiren, daha seksi giyinmeye başlayan Merve Boluğur, şimdi de slikonlarını yeniletmiş.

        Bunlar her boşanmadan sonra yapılan sıradan ve geleneksel hareketler, farklı olmak istiyorsan daha yaratıcı olmalısın!.

        ************

        Dediklerini yap da görelim

        Şarkıcı Alişan tarih vermiş, 25 Mart’ta kız isteyecekmiş, 6 Mayıs’ta düğün yapacakmış, 7 Mayıs’ta eşiyle tatile çıkacakmış.

        Sen onu bunu bırak da, eşin ayaklarını ne zaman yıkayacak, terliğini hangi saatlerde ayağına getirecek, asıl bunların tarihlerini ver!..

        Diğer Yazılar