Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Milli Eğitim Müdürlüğü müfettişleri sanki “atomu” parçalıyorlar.

        Alt tarafı, her yönüyle açık olan ve herkesin gözü önünde maydana gelen bir olay hakkında soruşturma yapacaklar ve sonucu açıklayacaklar.

        Günlerdir bekliyoruz, her gün “ne oldu” diye soruyoruz, cevap yok.

        Müfettişlerin çalışması sürüyor” demekle yetiniyorlar.

        O çalışmanın ne zaman biteceğini de söyleyemiyorlar.

        Belli ki, kamuoyu baskısı olmasa, dosya örtbas edilecek, yansımalar öyle..

        Ama lise öğrencileri, veliler, mezunlar derneği, milletvekilleri, yazılı basın ve televizyonlar konuyu takip ettiklerinden, şimdilik bunu yapamıyorlar.

        *

        Hatırlarsınız..

        İzmir Atatürk Lisesi’ndeki “marş skandalı”, 13 Mayıs Pazar günü, 12. sınıfların mezuniyet törenindeki kep atma etkinliği sırasında oldu.

        Öğrenciler geleneksel olarak 10. Yıl Marşı’nı ve İzmir Marşı’nı okumak istediler.

        Fakat okul müdürü Selamettin Demirhan, “siyasi içerikli” iddiasıyla İzmir Marşı’nı programdan çıkarttı.

        Öğrenciler, müdürün bu kararına uymayıp, tören sırasında müzik olmasa da marşı hep bir ağızdan söylemeye başladılar.

        Bunun üzerine, sinirlenen müdür Demirhan, öğrencilerin sesinin duyulmasını engellemek için hoparlörden yüksek sesle “pop şarkılarını” çaldırmaya başladı.

        Ancak yine de öğrencileri susturamadı ve öğrenciler ile veliler hep birlikte marşları söylemeye devam ettiler.

        Müdüre de sert tepki gösterdiler.

        *

        Olay bütün çıplaklığıyla ve herkesin gözü önünde, ki kayıtlar da var, aynen böyle gelişti.

        Her şey bu kadar netken, “müdürün görevden alınması için” başvurular yapılmışken, siyasetin her kesiminden tepkiler yükselirken, müfettişler hala neyi soruşturuyorlar acaba?

        Bunca zamandır neden bir karara varamadılar?

        Rica etsek, nerede takıldıklarını bize de anlatabilirler mi..

        Haa, “meseleyi uzatalım, zaman kazanalım ve unutturalım” diye düşünüyorlarsa eğer, bilsinler ki yanılıyorlar.

        Enselerindeyiz çünkü..

        En şahane ittifak

        bizim EBSO’da

        Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile Meclis Başkanı Salih Esen’in uyumlu çalışmaları, bugün Türkiye’ye örnek gösteriliyor.

        Ki..

        Bu uyumlu beraberlik, son seçimlerde de kendini tüm çıplaklığıyla ifade etti, her iki aday da “karşılarına hiç rakip çıkmadan” oybirliğiyle tekrar seçildi.

        Oysa, ikisi de “koltuklarını devredebilecekleri” bir isim bulsa, görevi hemen bırakmaya hazırdılar.

        Üyelerin isteğiyle çalışmaya devam ettiler, 2018-2022 dönemi için de hizmetlerini sürdürecekler.

        *

        Bu tablo, elbette Yorgancılar-Esen ikilisi için gurur vericidir.

        Ancak, söz konusu görüntü durduk yerde oluşmadı.

        O örnek birlikteliğin ve anlaşmanın ardında, pek çok emek yatıyor.

        Yorgancılar ve Esen herşeyden önce..

        *

        - Çözüm odaklı, uzlaşmacı, ulaşılabilir ve eşit mesafede bir yönetim modelini temel ilke edindiler.

        - Bu ilke doğrultusunda, yönetim kuruluyla birlikte sorunlara yerelde ve Ankara’da çözümler ürettiler.

        - Odanın hizmet kavramını, değişen şartlara göre yenilediler.

        - Özellikle, ekip anlayışı içinde hareket etmeye özen gösterdiler, hep kucaklayıcı davrandılar.

        *

        Üyelerin kendilerine duyduğu bu imrenilecek güven, önümüzdeki 4 yıl için sorumluluklarını daha da artırdı elbet..

        Ancak..

        Geçmiş dönem olgunluğunu ve duruşunu kararlılıkla sürdürdükleri taktirde, herhangi bir problem yaşayacaklarını sanmıyorum.

        EBSO, yine “huzuru” ve “kaliteyi” temsil etmeye devam edecektir.

        Bundan kuşkum yok..

        Yabancı hocaya ihtiyacımız yok

        Yok, çünkü..

        *

        - Bu ülkede büyük potansiyeller var.

        - Yerli hocaların yabancılardan hiçbir eksiği bulunmuyor.

        - Bizim teknik adamlar önceliklerin neler olduğunu yabancılardan çok daha iyi belirleyebiliyor.

        - Gayet yeterli ve iyi bir antrenör yapısına sahibiz.

        - Artık hepsi oldukça donanımlı ve bilimsel çalışıyor.

        *

        Kasımpaşa Teknik Direktörü Kemal Özdeş’in son günlerde ortaya attığı bu söyleme aynen katılıyorum.

        Ben de, kulüplerimizin kesinlikle yabancı teknik adamlara ihtiyaç duymadığı görüşündeyim.

        Yabancı futbolcu transferi için bu konu tartışılabilir, ancak “antrenör kalitemiz” yabancılardan kesinlikle daha düşük değildir.

        Hatta, yerli teknik adamlar “ligleri ve oyuncuları tanıma” avantajıyla, yabancılardan çok daha öndeler ve daha bilgililer.

        O yüzden..

        Kendi değerlerimizi sırf “vatandaşımız” diye harcamayalım.

        Şeftalinin

        marifetleri

        - Yaşlanmayı geciktiriyormuş.

        - Bağışıklık sistemini güçlendiriyormuş.

        - C vitamini ihtiyacının yüzde 12’sini karşılıyormuş.

        - Daha kolay bronzlaştırıyormuş.

        - Görme fonksiyonlarını koruyormuş.

        - Solunum sistemi için çok yararlıymış.

        - Akciğer kanserine yakalanmayı engelliyormuş.

        *

        Şeftaliye bu methiyeleri Popüler Bilim Dergisi düzdüğü için ciddiye aldım.

        Eğer siz de ciddiye alırsanız, o zaman doğru manava koşun ve her gün bir şeftali tüketmeye başlayın.

        Bu mevsimde bulursanız tabii..

        ——

        Götürdüğün

        yer önemli

        Show TV’deki “Yeni Gelin’in Dilan’ı” Şilan Makal, okula bıraktığı kardeşi “abla sen kilo mu aldın” deyince, morali bozulmuş, spora başlamış.

        Ee, çocuğu okula bırakırsan tabii moralini bozar, oysa sinemaya filan götürseydin “abla ne güzel olmuşsun böyle” diye överdi!..

        Şimdiden

        böyleyse

        Bir partiye sevgilisi Hazal Kaya ile katılan Ali Atay, gazetecilerin “nikah yapmayı düşünüyor musunuz” sorusu karşısında yüzünü asmış, tadı kaçmış.

        Daha soru karşısında bile tadı kaçıyorsa, gerçekten evlilik zamanı geldiğinde toptan kaçacak demek ki!..

        Zeka dolu

        açıklama

        Üç hafta önce evlenen şarkıcı Alişan, düğünde takılan altınları bozdurmadığını söylemiş, “hepsi evde kasada duruyor” demiş.

        Bir de kasanın şifresini açıklayıp hangi odada olduğunu söyleseydi, hırsızların dikkatini daha çok çekmeyi başarırdı!..

        Diğer Yazılar