Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        7 Nisan'da İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı’nın (İZVAK) olağan genel kurulu var.

        Bu vakfın kurucuları arasında yer aldım, uzun yıllar boyunca da görev yaptım.

        Ancak, bazı gelişmeler istediğimiz gibi olmadı, vakıf amacına ulaşamadı, maddi sıkıntılara düştü, nihayetinde 2016 yılında kapanma kararı alındı.

        O dönemin başkanı, nur içinde yatsın, sevgili Erdoğan Tözge abimiz, çok yorulduğu için görevini Ali Erten'e devretti.

        Ali Erten ve ekibi, ki hepsini yakından tanırım, çok çalışarak İZVAK'ı yeniden canlandırdılar.

        İzmir kulüpleri arasında işbirliğini ve birlikte hareket etme anlayışını geliştirdiler.

        Statların yapılması için önemli girişimlerde bulundular.

        Buraya kadar her şey doğrudur, onları ben de kutluyorum.

        Fakat, bundan sonra yaşanan gelişmelere pek katılmadığını söylemeliyim.

        *

        Vakfın 7 Nisan'da yapılması öngörülen seçiminde, Emre Sarıgedik de başkanlığa aday olacağını açıkladı.

        Aynı zamanda Küçük Kulüp Tenis Derneği Başkanı olan Emre Sarıgedik, "Dinamik Grup" ismiyle genç bir ekip oluşturdu ve çeşitli projelerle yönetime talip olduklarını duyurdu.

        Hedefinin de, genç yöneticilerle birlikte İZVAK'ın çıtasını daha da yukarı çıkarmak, İzmir bayrağını yeniden göndere çekmek olduğunu söyledi.

        Peşinden de neler yapmayı planladıklarını kamuoyuna duyurdu.

        REKLAM

        *

        İşte bu duyurudan sonra, işler biraz karıştı.

        İzmirli saygın ailelerin çocuklarından oluşan gençlerin İZVAK yönetimine talip olmaları, İZVAK yönetimi ve bazı destekçileri tarafından olgunlukla karşılanmadı.

        Hatta seçim öncesi bazı kulüp başkanları bir bildiri yayınladı, mevcut düzenin bozulmaması istendi, Ali Erten'in yeniden seçilmesinin spor centilmenliğinin bir gereği olduğu ifade edildi.

        Bu tuhaf açıklama tabii ki tepkileri de beraberinde getirdi.

        "Ne yani, Ali Erten dışında başkası oraya seçilemez mi yani, seçilirse centilmenlik dışına mı çıkılmış olur" gibi sorular birbirini kovaladı.

        *

        Oysa, ben İZVAK topluluğundan şu olgunluğu ve söylemleri beklerdim:

        - Seçim demek, birden fazla adayın yarışı demektir.

        - Seçim ve sandık demokratik bir haktır, özgür iradenin kullanılmasıdır.

        - İZVAK'a ne kadar fazla kişi sahip çıkarsa, bizler o kadar mutlu oluruz.

        - Hele hele gençlerin bize böylesine ilgi göstermesi, hepimizi fazlasıyla memnun etti.

        - Kim kazanırsa kazansın, bu seçimden İZVAK ve İzmir kulüpleri daha da güçlenerek çıkacaktır.

        - Seçimi kaybetseler bile, gençlerin dinamizminden yararlanmayı, el birliğiyle çalışmayı arzu ederiz, yeter ki yanımızda dursunlar, heveslerini kaybetmesinler.

        *

        Gençlere böyle yaklaşsalardı, herkesin gözünde daha da büyürlerdi ve sıkça yaptıkları "birlik-beraberlik çağrıları" samimiyet testinden geçer not alırdı.

        Ancak o fırsatı şimdilik kaçırdılar.

        *

        Bizim toplum gençlerden neden korkuyor, neden hiç şans verilmesini istemiyor, bir türlü anlamış değilim.

        Onların aksine, ben günümüz gençlerinin çok farklı, yaratıcı ve bizlerden çok daha akıllı olduklarına inanıyorum.

        Onlara sonuna kadar güveniyorum.

        Buradaki mesele İZVAK seçimi değil.

        İZVAK sadece küçük bir örnek.

        Ama genelde gençlere yönelik tavrımız böyle.

        Neyse ki onlar hiç yılmıyorlar, taviz vermiyorlar ve yollarına bildikleri şekilde devam ediyorlar.

        7 Nisan'da İZVAK'ta da kalıpları yıkarlarsa hiç şaşırmayın.

        Yıkmazlarsa bile, sadece böyle bir girişimde bulunmaları bile takdire şayandır.

        Gençler geliyor artık, bundan kaçış yok.

        Diğer Yazılar