Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Önce taktiksel şehircilik anlayışı nedir, onu biraz açalım.

        Bu anlayışı plancı, yazar ve yaşanabilir şehirler savunucusu Mike Lydon'ın başını çektiği inisiyatif The Street Plans Collaborative çıkardı.

        Taktiksel şehircilik, kısa vadeli ve gerçekçi beklentilerle, düşük riskle "yerel sorunlara yerel çözümler" üretmeyi hedefliyor.

        Yüksek getiri için şehir paydaşları arasındaki yardımlaşma ve dayanışma kültürünü geliştirerek, değişimi teşvik etmeyi amaçlayan aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlanıyor.

        Kamusal alanları bir deney sahası olarak gören ve temelinde çevikliği barındıran taktiksel şehircilik eylemleri, makro ölçekli değişimlere ilham verecek mikro ölçekli değişimleri teşvik ediyor.

        *

        Peki bu anlayışı kim, nerede harekete geçirdi, olumlu örnekleri var mı?

        Elbette var.

        Dünyada yeni bir akım olan bu konuyla ilgili ayrıntıları Mehmet Şimşek (Aposto) gayet güzel ortaya koyuyor.

        Mesela, Dallas'ta başlatılan “Building Better Blocks” projesi çok az maliyetle, sıfır kalıcı değişiklik yaparak bölge komünitesinin yüksek faydasını mümkün kıldı.

        Geçici tenteler, bisiklet yolları, kafe masalarıyla yeniden düzenlenen alana yerel sanatçılar ve satıcılar davet edilerek, bölgenin yaya hareketliliği ve ekonomik canlılığı arttırıldı.

        Peyzaj mimarları otopark alanlarını mini parklara dönüştürüldü, yol kenarındaki otoparklarda dinlenme, oyalanma alanları yaratıldı.

        Montreal'de, Saint Catherine Caddesi'nin yaya trafiğini hareketlendirmek için cadde araç trafiğine kapatıldı ve pembe toplarla süslendi. Sadece bu kadarı bile caddenin canlanmasına yetti.

        Florida'da yer alan Tampa'da uygulanan Lift Up Local programı ya da Charlotte’ta uygulanan Streeateries programı, kaldırımları genişleterek restoranların açık hava servisi yapabilmesine olanak tanıdı.

        New York, Londra, Berlin, Bogota, Philadelphia, Vancouver, Mexico City, Milano gibi şehirlerde boyalar ve trafik konileri bisiklet yolları oluşturmak için kullanılıyor; Dublin'de park ve yükleme alanları yalnızca yayaların kullanabileceği alanlara dönüştürülüyor.

        Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün.

        *

        Şimdi buradan hareketle, icraatlarına ve düşünce tarzına bakarak sormak istiyorum:

        • - Acaba, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de bir “taktiksel şehirci” mi?

        Bu anlayıştan haberi var mı, bilinçli mi davranıyor yoksa tamamen içgüdüleriyle mi hareket ediyor?

        Orasını bilmemekle beraber, İzmir’de yapmak istediklerine bakınca, kendisini bu anlayışa dahil edebiliriz gibi geliyor bana..

        Çünkü o da kentteki bisiklet ve yaya yolları ile gezi rotalarını arttırmak için uğraşıyor.

        Üçkuyular Marina’yı yeni dokunuşlarla daha canlı bir alana dönüştürmek istiyor.

        Şehrin atıl yerlerini, parklarını, fabrikalarını tekrar hayata geçirmeyi planlıyor.

        Yeşil bir İzmir arzuluyor, kişi başına düşen yeşil miktarını 30 metrekareye çıkarmayı hedefliyor.

        Kaldırımları genişletip, kafe ve restoranlara dış mekan kazandırmayı amaçlıyor.

        Kültürpark’ı daha fazla özgürlük ve yaşam alanı haline getirmeyi düşünüyor.

        Elektrik ve Havagazı fabrikalarını kültür vahası olarak konumlandırıyor.

        *

        Eh, bütün bu planlara bakınca, hepsinin taktiksel şehircilik kapsamına çok uygun olduğunu görüyorum.

        O yüzden de diyorum ki, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de aslında bir “taktiksel şehirci”dir.

        Farkında olsun ya da olmasın, bu akıma çok uyduğu bir gerçektir ve de doğru bir zemindedir.

        Diğer Yazılar